Hareket eden çocuk daha kolay öğrenİr
.
Çocuklar doğaları gereği hareketlidir. Hareket halindeki çocukların vücuduna daha çok oksijen gittiği için beyinleri de daha sağlıklı çalışır. Çocuklar okulda da hareketsiz bırakılmadan öğrenmelerine katkı sağlanmalı.
¦ Hiç yerinde durmuyor, kıpır kıpır.
¦ Sık sık ders başladıktan sonra tuvalete gitmek istiyor.
¦ Teneffüste sürekli koşturup duruyor.
¦ Bir yerde oturmak yerine çeşitli şeyleri bahane ederek ayağa kalkıp yürüyor.
Bu şikayetler eğitim ortamlarında bulunan birçok kişiye tanıdık gelmiştir. Çocukların, ev ve okul ortamlarındaki hareketliliği hemen hemen hiç gündemden düşmeyen zorlayıcı durumlardan biridir. Bu hareketliliğe bağlı olarak, öğretmenler sınıfta öğrenme ortamının bozulmasından, ebeveynler de evdeki huzurun bozulmasından söz edip dururlar. Gerçekten de bu hareketlilik çoğu zaman çok zorlayıcıdır ve çocukları da risklere açık hale getirebilir.
Hareket etmek neden bu kadar önemli?
Hareket etmek beynin doğasındandır: John Medina’nın “Beynin Kuralları” adlı kitabından alıntı yaparak söylersek, insan beyni temel olarak hareketliliğe programlıdır. Öyle ki, atalarımız günde 20-25 kilometre yürürdü. Bugün biz çocukları gün içinde 8-9 saatlik derslerde belirli bir mekanda sabit oturmaları için zorluyoruz. Atalarımız, bırakın günde 8 saati, 8 dakika bir yerde sabit kalsalardı yem olurlardı. Ve onlar hareket ederek kendilerini korumak ve varlıklarını sürdürmeyi başarmak zorundaydılar.
Hareket, beynimizin daha sağlıklı çalışmasını sağlar: Hareket etmekle birlikte, beynimize daha çok oksijen gider, kanımızdaki toksik maddeleri de daha kolay atarız. Böylece, zihnimiz canlanır ve çok daha sağlıklı çalışır.
Yaşamak demek, hareket etmek demektir: Bu gerçekten yola çıkarsak, diyebiliriz ki, “Yaşamak demek hareket etmek demektir.” İnsanın hareketle olan ilişkisi, hayatla olan ilişkisinin bir ifadesidir. Bir anlamda yaşam, hareketle başlar ve sürer. O halde, çocukların hareket ederek varoluşlarının gereğini yerine getirmeleri son derece doğaldır ve aynı zamanda kaçınılmaz bir gerçekliktir.
Hareket edenler daha kolay mutlu olur: Hareket ettiğimizde beynimiz serotonin salgılar. Bu da daha pozitif duygular hissetmemizi sağlar. Gün içinde daha güçlü bir şekilde hissettiğimiz olumlu duygular, çevremize de yansır ve iletişimimizi güçlendirerek ilişkilerimizi geliştirme şansı verir. Daha sabırlı oluruz, hatalara karşı toleransımız da artar.
Hareket etmek, öğrenme kalitemizi artırır: Öğrenme faaliyetleri, beynimizin daha sağlıklı çalışmasına bağlıdır. Hareket ederek beynimizin performansını artıracağımızdan öğrenme kalitemizi de olumlu yönde geliştirmemiz kaçınılmazdır. Çocukların hareket etmesi, onların dikkatlerini artırır ve böylece masa başı çalışmalarına daha uzun süre devam edebilirler.