Anne-babaların kaygıları
.
Bir çocuk dünyaya getirmek, gerçekten de çok heyecan vericidir. Anne-babalık da bu sürecin en güzel ünvanıdır. Çoğu anne-baba için söylenen ne kadar güzel söz varsa azdır. Hakkını vererek anne-babalık yapanlara saygı duymak gerekir. Sonuçta, bir çocuğun büyüme ve gelişme yolculuğuna tanıklık yapmak, onun sorumluluğunu üstlenerek gece-gündüz demeden emek harcamak kolay yapılabilecek bir şey değildir.
Anne-babaların kaygıları nelerdir?
Bir yandan çok heyecan ve mutluluk verici olsa da, diğer yandan kaygı düzeyi yüksek iştir anne-babalık. Sonu gelmeyen endişeler anne-babanın hayatını kuşatır adeta. Anne-babaları kuşatan kaygı verici soru işaretlerinden bazıları şunlardır:
Okula mutlu bir şekilde gidip gelebilecek mi?
Öğretmenleriyle anlaşabilecek mi?
Arkadaşlarıyla uyum sağlayabilecek mi?
Yemek yiyecek mi?
Hasta olacak mı?
Sınavlarda yüksek not alabilecek mi?
İyi bir liseyi, üniversiteyi kazanabilecek mi?
Mesleğinde ve hayatında başarılı olabilecek mi?
Doğru kişiyle evlenecek mi?
Kaygı konuları artırılabilir. Ancak, bu kaygılar kimi zaman doğal sınırlar içinde olsa da kimi zaman gerçekten çok abartılı olabilmektedir. Örneğin, çocuğun yemek yemesi ile ilgili kaygıyı abartıp, “Kaç kaşık yedi?, Hepsinden yedi mi?” gibi sonu gelmeyen sorgulamalara dönüştürmek hayatı oldukça zorlaştırabilmektedir.
Anne-babaların sıklıkla yaşadıkları kaygıların nedenleri ayrı bir tartışma konusudur. Sonuçta, yaşanan kaygıların, elbette sosyal ve kültürel boyutları, eğitim sisteminden kaynaklanan nedenleri, kendi çocukluğumuzdan ve geçmişimizden gelen kökleri var. Bu noktada yapılması gereken çok şey olduğu ve hepimizin sorumlulukları olduğu da açık bir gerçektir.
Anne-babalar nelere dikkat etmelidir?
Kaygılar, iyi yönetilirse avantaj da olabilir. Önemli olan, kaygımızı fark etmek ve kaygımızı azaltmak için sorumluluk almayı başarmaktır. Anne-babalara, kaygıları ile ilgili birkaç öneride bulunmak yararlı olabilir:
Doğal sayılabilecek kaygılarınız ile abartılı kaygılarınızı birbirinden ayrıştırmaya çalışmalısınız. Abartılı görünen kaygılarınızın asıl nedenlerini değerlendirmelisiniz.
Abartılı kaygıları yönetmek zorluk çekiyorsanız bir uzmandan destek almalısınız.
Çocuk yetiştirmenin büyüsüne kapılıp eşinizle ilişkinizi gözden kaçırmamalısınız. Çocuk yetiştirme ile ilgili kitaplar okuyun, bilimsel araştırmaları inceleyin. Bilimsel bilgilerden sonuna kadar yararlanın. Ancak, doğamızda ve içgüdülerimizdeki anne-babanın sesine kulak vermeyi de unutmayın.
İçgüdülerimiz çoğu zaman bizi kendiliğinden doğruları yapmaya yöneltir. İçgüdüsel ebeveynlikle bilgi odaklı ebeveynliği sentezlemeyi başardığımızda gerçekten de çocuklarımızın dünyasına harika katkılar sunabiliriz.