Zulüm sistemini yok etmek gerekir!
.
Mazlumu gördünüz mü hemen onun kimliğine bürünmek gelir içinizden, tıpkı Subcommandante Marcos’un Hitler Almanyası’nda Yahudi, İsrail’de Filistinli olduğu gibi...
Gerçekten ben de böyle olurum...
Parasızlığın, açlığın, işsizliğin, baskının, korkunun kıskacına hayatını kaptırmış, zalimin pençesini ciğerinde hisseden insanları görünce, insanın yüreğinin kanamaması, üzülmemesi, acı çekmemesi, böyle bir düzende yaşamanın utancını içinde hissetmemesi pek kolay değildir zaten.
Ama bu kederli görüntünün ardında, aklın soğukluğunu taşıyan bir başka soru saklıdır benim için .
Ezilenler, zulüm görenler, sırf ezildikleri için haklılar mıdır gerçekten yoksa hem mazlum hem haksız olmak mümkün müdür?
***
Bu soru, yıllarca baskı altında ezildikten sonra iktidara yerleşmeyi başaran muhafazakârlarla ilgili olarak aklıma çok takılmıştı.
Mazlumluğu sırtlarında ağır bir yük gibi taşıyanlar, aslında her zaman zulüm sistemine kızmıyorlar, zulüm sisteminin değişmesini istemiyorlar...
Onlar mazlumlar arasında olmaya kızıyorlar sadece bence...
Bu çok net degil mi?
Zalimlere kıskançlıkla beslenmiş bir öfke duyuyorlar ama zalim olmaktan korkmuyorlar.
Zalimle mazlum aynı sistemi savunuyorsa...
Aynı sistemi savunan zalimle mazlumu birbirinden ayıran, zalimlerin mazlumlardan daha kurnaz, daha akıllı, daha şanslı olmasıdır sadece...
Öyle degil mi?
Mazlumların perişan hayatı göreni kederlendirir ama o mazlumlar, başka mazlumların ıstıraplarına sırtlarını dönüyorlarsa, haksızlığa değil de yalnızca kendi başlarına gelen haksızlıklara isyan ediyorlarsa, aynı çökmüş sistemin parçalarıdır...
Mazlumlar mazlumdur ama onlar bize mazlumların da bazen zalimler kadar haksız olabileceğini gösterir.
***
Böyle düşününce...
Zalimle mazlumu aynı zulüm terazisinde tartıp, birbirlerine benzediklerini görünce...
Hayat zorlaşıyor.
Çok zorlaşıyor hem de...
Mazlumu, sadece ona sahip çıkıp destekleyerek değil, zulmün her türlüsüne, her zaman karşı çıkıp dövüşerek, zulüm sistemini ortadan kaldırmak için mücadele ederek koruyabileceğini anlıyorsun.
Mazlumu mazlumlaşarak savunamazsın, zulüm olduğu sürece hep biri mazlum olur çünkü.
Zulüm sistemini yok etmek gerekir ki kimse mazlum olmasın.
Kimse mazlum olmasın ki, mazlum görünce içim titrer gibi kolaycı,rahat ve çabuk söylenebilen,düşüncenin soğukluğunu taşımayan,alkışı hazır bekleyen insanlar da türeyip durmasın!