Tek bir adam her şeyi değiştirir…
.
“Anneler babalar çocuklarının iyi olmasını ister…
İster elbet…
Ne var ki, nasıl iyi olunabileceğini bilseler, önce kendileri olur…
Ayrıca durmadan tekrarlanan bu söze çok da kulak asmayın.
Şayet annelerle babalar çocuklarının iyi olmasını isteseler, onlara süper bir yaşam düzeyi sağlayacak hiçbir olanak yokken kalkıp da onları dünyaya getirmezler…
Evet anneler babalar çocuklarının iyi olmasını ister.
Çocuklar onların yaşadıklarından daha ötede bir yaşam başarısı avuçlamaya başlasınlar da bakın görün siz, nasıl bir duygu sıkışıklığına düşerler.
Yaşamında doyumsuzluğa uğramış insan, çocuğunu da kendi bencilliğine payanda olduğu kadar sever.
Ben ilk yazı denememi babama gösterdiğim zaman, yazının tadına varma yerine yazının devamını sayfanın arkasına değil de ikinci bir sayfaya yazmamı eleştirmişti.
Donup kalmıştım…
Bu satırlar, dedemin çocukluğunu anlattığı Kavak Yelleri ve Kasırgalar kitabından…
Cuma gecesi dedemle beraberdim.
Leyla 6,5 yıllık hayatının ilk karnesini aldı, biz de dedelerini görmeye gittik.
‘Bütün hayat bir yalan…’ diye başladı anlatmaya…
Yine o bildiğim, tutkunu olduğum, olmadığında özlediğim duygu yerleşti içime; tek bir adam bazen bütün hayata bakış açınızı değiştirebiliyor…
Ve o tek adam bunu her defasında yapabiliyor…
Takvimler 87 yaş için yaşlı diyor…
Dedem de kendine yaşlı diyor. Ama anlattıkları hiç yaşlanmıyor…
‘İhtiyar’ olduğunu söyleyen bir adamla geçirdiğim bir gece yine beni değiştiriyor en içimden.
‘Hayatın yalan olduğu ortaya çıktı, her şey yalanmış’ diye devam etti sonra…
Çoğumuz o sıradan yakınmalarından birini duyacağımızı zannederiz değil mi, öyle dinlemeye devam ederiz böyle başlayan bir cümleyi…
Ama o şöyle devam etti o muzip gülümsemesiyle, ‘Doğa kanunlarının geçerliliği bitti. Dünyada geçerli hiçbir fizik kuralı uzayda geçerli değil, Mısırdaki piramitlerin aynısını Güney Amerika’da yerin altında buldular, hayat uzaya ve yerin altına doğru genişledi, dünyada geçerli hiçbir kural uzayda geçerli değil.’
“Doğa yasaları dediğimiz şey yalnızca dünyada geçerli yasalar, uzayın fizik yasaları çok farklı.”
İnsanlık tarihine baktığımızda, gücü elinde tutmak isteyen insanın bu savaşı kazanmak için yirminci yüzyılın sonunda bu mücadeleyi uzaya taşıması gerektiği ortaya çıktı…
Başka türlü istediği gücü elde edemeyecekti çünkü.
Ve bütün insanlığın gelişimini değiştirdi uzay yarışları gerçekten…
Teknoloji hayatımıza girdi…
Hayatın bütün basit kuralları değişti insanın kullandığı aletler değişince…
Aletler değişince duygular değişti…
Duyguları değişen insanlar dünyayı tekrar keşfetmeye başladı.
Ve şimdi 87 yaşındaki Çetin Altan bana diyordu ki ‘dünyada geçerli fizik kuralları uzayda geçerli değil. Dünyadaki doğa yasalarına göre insan uçamaz ama atmosferin dışına çıktın mı uçarsın, boşlukta yer çekimi yok.’
Anneler babalar çocuklarının iyi olmalarını ister…
‘Bu söze çok aldırmayın’ diye yazmış dedem 63 yaşında.
87 yaşında ihtiyar olduğunu düşündüğü günlerde bana dünyada geçerli olan fizik yasaları uzayda geçerli değil diyor…
Kafamın içindeki ‘uzayı’ biz bunları konuşurken etrafta koşturan Leyla’ya bakarak dindirmeye çalışıyorum.
Doğa dediğimizde sadece dünyayı kast ettiğimizi, o sonsuz uzayın doğanın “kendisi” olduğunu unuttuğumuzu fark ediyorum.
Bilim insanları bu gerçeği bilse de bizim gibi insanlar için bütün hayat aslında bir yanılsamayla geçiyor diye düşünüyorum...
Bazen tek bir adam bütün bakış açınızı, hayatı algılayış biçiminizi tek bir konuşmayla değiştirebiliyor işte.
Ben bir gün hayatımı, anılarımı yazarsam, herhalde söze “dedem” diye başlayacağım.
“Dedeler insanın hayatını değiştirir,” diyeceğim.
Biz uzaydan söz ederken etrafımızda dolaşıp duran Leyla da sanırım bu görüşüme gülümseyerek katılacak…