Süleyman Seba’yı esas o zaman öldürürüz!
.
Türkiye Futbol Federasyonu, hepimizin ortaklaşa seveceği doğru ve güzel kararlarından birini aldı dün, Süper Lig’in bu sezonuna “Süleyman Seba Sezonu” adını verdi.
Ben sevdim bunu...
Süleyman Seba’yı tanıma fırsatı bulmuş, onunla yaptığı röportajı onca röportaj arasında aklında tutmuş biri olarak gerçekten hoşuma gitti.
Ama güldüm de...
Süleyman Seba’yla, Seba’nın taşıdığı değerle bu kadar taban tabana zıt bir organizasyonun yanyana gelmesine...
Düşünsenize bizim ligimizi ve olanları...
Futbolcuların sahadaki ve saha dışındaki sportmenlikten uzak hallerini, yöneticilerin önünü arkasını düşünmeden oldukça ilkel ve sığ davranışlarını...
Taraftarlar birbirlerine düşman gözüyle bakmasını,stadlardan yükselen küfürleri...
Aslında bizim Lig’imizde sürekli utandırıcı sahneler yaşanıyor.
***
Yine de içinde taşıdığı bu ironiye rağmen şunu da kabul etmek lazım ki, Süleyman Seba’nın adını taşıyan sezonda; onun ölümünden sonra gözyaşı döken herkes artık stadlardaki şiddetin sona ermesi için elinden geleni yapacak gibi duruyor...
Yıldırım Demirören Federasyonu’nun verdiği bu kararı alkışlamak için şu ölçüyü de koymak gerekiyor tabii;
Sezona Seba’nın ismini vermek yetmez.
Onun ruhunu da yaşatmak lazım.
Aklına estiği gibi konuşan yöneticilere, futbolculara, teknik adamlara hak ettiği sert cezaların mutlaka verilmesi gerekiyor.
***
Örneğin Volkan’a verilen 3 maç cezayı az buldum ben ama en azından eyyam yapılıp olayın gözardı edilmemesini de olumlu bir adım olarak gördüm.
Volkan’ın penaltıyı kaçıran Melo’nun üzerine atlayıp sadece sarı kart aldığı; aynı penaltıdan sonra rakibine edep yerini gösterdiği; ve kameralara “Melo köpektir ve zehirlenmelidir“ imasını yaptığı bir ortamda nasıl şiddetin yok olmasını bekliyoruz, bilmiyorum.
Aslında bizler gerçekten ‘iyiniyetli’ insanlarız.
Ama yine de 6’ıncı haftaki G.Saray-F.Bahçe derbisinde olay çıkmasını hangi güç, nasıl engelleyecek merak ediyorum...
Dünyadaki benzer olaylara baktığımızda dünyanın en büyük futbolcularından Luis Suarez rakibini ısırdığı için 4 ay ceza aldı, Atletico Madrid’i şampiyon yapan Diego Simeone dördüncü hakemi iteklediği için 8 maçtan men edilecek...
Volkan Demirel ise yaptığı onca kabul edilemez harekete rağmen 3 maçla kurtuldu.
***
Volkan’a 3 maç ceza vermek, ne onun gözünü korkutur bana sorarsanız ne de diğer futbolcuları titretir...
Bence zaten şu anda dünya futbolu ile aramızdaki en büyük fark; kötü örneklere onlar kadar katı ve kararlı yaptırımlar uygulayamamız...
Herkes herkesin ‘başkanı’ olunca bu durum kaçınılmaz oluyor ne yazık ki...
İşte bu insanın içini sıkan yapış yapış ilişkiler futbolun karanlık tarafını iyice cesaretlendiriyor ve sahadaki futbolun kalitesi vasatın altına düşüyor.
***
Federasyon önemli bir karar vererek Süleyman Seba ismini sezona ithaf etti ve çıtayı yükseğe koydu.
Eğer bundan sonra futbolcular tribünlere hoş gözükmek için aynı kepazelikleri yapmaya devam eder;
Yöneticiler kendi hatalarının üstüne örtmek için ortalığı ateşleyici tutumlar sergiler;
Taraftarlar stadlara keyif almak için değil de içlerindeki bastırılmış şiddet duygularını dışa vurmak için gider;
Federasyon da bunları görmemezlikten gelip her şeyi izlemeye devam ederse...
Lige Süleyman Seba ismini vermek insanı güldürmekten başka bir işe yaramaz...
Ve daha da kötüsü bana sorarsanız Süleyman Seba’yı esas işte o gün öldürmüş oluruz!