Şampiy10
Magazin
Gündem

Siz ‘başkalarının çocukları’ ölüyor zannettiğiniz için bu ülkenin kaderi değişmiyor…

.

ABONE OL
Vatan Haber

Ben yatarken Güneydoğu’da yaşayan pek çok gencin, ben uyandığımda hayattan ayrılmış olması…

Böyle sabahlara uyanma ihtimalinin bu ülkede hep ve hala canlı olması…

Her barışa yaklaştığımızda ürpermemiz…

Her defasında bir alçağı bile utandıracak büyük bir alçaklıkla karşılaşmamız…

Bu ülkenin kaderi mi?

Yani hiç değişmeyecek bir gerçek mi bu?

***


Bunca ölümün suçunun ağırlığını omuzlarında hissedecek kaç kişi çıkar bilmiyorum ama bu suçun ağırlığını hissedenler büyük bir ihtimalle bu suça hiç bulaşmamış olanlar olacak.

Var mı sizce böyle birileri aramızda?

Yaşamamış oldukları hayatı biz uyurken bir çatışmada bırakıp gitmek zorunda kalan o gencecik insanlar bu ülkenin çocukları.

Böyle ‘beklenmedik’ çatışmalardan sonra hep olduğu gibi iki tarafta da acılar ve nefretler keskinleşecek, hamaset edebiyatı kanla şişecek, barış sözcüğü bir suça dönüşecek, siyasi çözüm olmayacağına inanç büyüyecek, intikam alevi saracak her yanı ve gelinen barış safhası yine yerle bir olacak.

Peki bu mu bu ülkenin kaderi?

Bu mu bu ülkenin değişmeyen gerçeği?

Farkında mısınız bu ülkenin ne kadar fazla değişmeyen gerçeği, acısı, kaderi var?

Bir devletin böylesine değişmeyen bir kaderi olabilir mi?

Olursa ona büyük devlet denir mi?

***


Niye ölüyor bu çocuklar?

Gencecik insanların bizler uykudayken ölmesi bu çağda hala nasıl bir ülkenin kaderi olabiliyor?

Niye bu ülkenin generalleri, politikacıları barıştan bu kadar çok korktular yıllardır?

Türkiye’nin barışa ihtiyaç duyduğu her dönemde, savaş tutkusuyla işleri ağırdan alan, işlerin barışla çözüleceğini söyleyen her görüşü nefretle öfkeyle karşılayan herkes bu kaderin mimarı…

Kimse yanındakine bakmasın…

Bu ülkede yaşayan herkes bu suçun ortağı…

Bitmesi mümkünken, bitmeyen bir savaşta ölen her çocuktan hepimiz sorumluyuz...

Suçlu sizsiniz…

Suçlu benim…

Suçlu politikacılar…

Suçlu Başbakan…

Suçlu muhalefet…

Suçlu generaller…

Suçlu, PKK’nın içindeki barışın hiçbir türlüsünden hoşlanmayan gruplar.

Biz yatarken yaşayanlar biz uyandığımızda birer genç ölü oluyorlarsa hala bu ülkede, bundan sorumlu olmayacak kimse yoktur…

***


Biliyor musunuz ölenlerin hepsinin aslında sizin bizim çocuklarımız olduğunu fark

edene kadar bu ölümler daha çok devam eder…

Siz ‘başkalarının çocukları’ ölüyor zannettiğiniz için bu ülkenin kaderi değişmiyor…

Korkak siyasetçiler, yalancı askerler, çıkarcı liderler yüzünden cesur gençler ölüyor.

Üstelik bunu önlemenin mümkün olduğunu artık hepimiz biliyoruz.

Ölümleri önlemek için her seferinde PKK’nın kapısına gitmek gerekmiyor, PKK’nın artık bir söylediği bir söylediğini tutmayan çelişkili bir yönetimi var.

Kürt halkına gitmek gerekiyor bence.

Türk halkı olarak gitmek gerekiyor.

“Eşit olalım, birlikte özgür olalım” demek gerekiyor.

***


Geceleyin biz yatarken yaşayan genç çocukların sabah kalktığımızda birer ölü olmaması için artık özgür ve adil bir ülke olmak zorundayız.

“Ölüm mü, eşitlik mi” sorusuna “ölüm” diye cevap veren insanlarız hepimiz.

Bu, bizi ne tür bir insan yapıyor peki?

“Cellatlar” diye bağıran bir ses yok mu içinizde?

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Olanı sevmek...
  2. “Akrep gibisin kardeşim”
  3. Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle bugünkü yazısını yazamamıştır.
  4. Acılar usta, bizler çırağız...
  5. “Bırakın doğa size dadılık etsin”
  6. Bu kış hayat ağır geldi...
  7. Yalan söylüyoruz!
  8. Bu hayat, siz böylesiniz diye böyle!
  9. Biz herşeyin iyi olmasını istemiştik...
  10. Kim öldürüyor bizi?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.