Şampiy10
Magazin
Gündem

Siyasi rüküşlük canımı sıkıyor...

.

ABONE OL
Vatan Haber

Pazar sabahı kalktım...

Öldürücü bir baş ağrısı...

Üstelik de Anneler Günü’ydü...

Hızlı hareket edip kızımla beraber anneme gitmek istiyordum...

Elimi masanın üzerinde üst üste duran gazetelere doğru uzattım.

Fotoğraflarla yazılar sanki diken diken gözüme battı.

Hemen vazgeçtim onları okumaktan...

Peki, ne yazacaktım bugün için?

Ağrıyan bir beyni çok zorlamayacak, hızlı bir yazının konusu ne olabilir diye düşündüm.

Bunun en kolay yolu politikacılardan bahsetmek olur dedim kendi kendime...

Bizim politikacıları sadece miting alanlarından takip etsek, politika kelimesini bir daha cümle içinde bile kullanmayacak kadar soğuruz politikadan herhalde değil mi?

Çünkü miting alanında birbirleri için özensiz, sığ, kaba bir üslup tercih ederken televizyonlarda ya da bire bir karşılaşmalarda nasıl da kibarlar.

Tayip Erdoğan’ı da, Kılıçdaroğlu’nu da, Bahçeli’yi de her gördüğümde siyasi rüküşlükleri canımı sıkıyor.

Rüküş ne güzel bir kelimedir...

Şık olmaya özenip de salkım saçak bir süslü haline gelenlere denir.

Toplumumuzu ne iyi anlatan sözcüklerden biri aslında, hiç düşündünüz mü?

Rüküşlük sadece seçtiği kıyafetle olmaz insanın...

Otuz yıldır devam eden savaşı çözemiyor, darbe anayasasını değiştiremiyor, insan haklarını koruyacak bir hukuk anlayışını bir türlü getiremiyorsan...

Siyaseti, “Şifreci Tayip, Oy benim Recebim, eline diline beline hakim olacaksın” ya da “şerefsizsin” düzeyinde tutuyorsan rüküşlük başlar işte...

“Benim işçim, benim köylüm, Recep Efendi size ne verdi” deyip, Ergenekon’u yok sayarak, Ergenekon sanıklarını onurlu ilân edersen muhalefetini rüküşleştirirsin.

“Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” deyip de barışı getiremezsen, ölümleri önleyemezsen muhafazakârlığın da rüküşleşir...

İktidarı, muhalefeti, gazetesi, gazete patronu, başbakana efelenip kendi patronundan korkan yazarı, temel sorunları es geçen ilericisi, yasakları aynı tutup hükümetleri değiştirmek isteyen muhalefeti, Atatürkçüsü, dindarı... Rüküş bir ülkeyiz biz...

İşin özündeki çirkinliği değiştirmedikçe de bağırış çağırış, kuru gürültülü rüküşlükten kurtulamayacağız.

Politika öylesine sığ ve rüküş ki ağrıyan bir beyinle ve hızlı bir şekilde de hakkında yazılabiliyor.

Derin bir düşünceyi bile gerektirmiyor.

Bir gün değişir diye umuyorum.

O gün, bugün değil, onu da biliyorum.

Olsun, biz buna alışığız.

Şimdi iki aspirin alıp anneme gitmeliyim.

Sahici bir duygu herkes gibi bana da iyi gelir.

***


Bugünlük bağışlayın beni

Başımın ağrısı bilgisayar ekranına bakamayacak hale getirdi beni.

Migren dedikleri bu sanırım...

Bugünlük bağışlayın beni...

Ancak tek bir yazıya yetti gücüm...

Çarşamba nasılsa beraberiz...

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Olanı sevmek...
  2. “Akrep gibisin kardeşim”
  3. Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle bugünkü yazısını yazamamıştır.
  4. Acılar usta, bizler çırağız...
  5. “Bırakın doğa size dadılık etsin”
  6. Bu kış hayat ağır geldi...
  7. Yalan söylüyoruz!
  8. Bu hayat, siz böylesiniz diye böyle!
  9. Biz herşeyin iyi olmasını istemiştik...
  10. Kim öldürüyor bizi?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.