Sevmek ve öldürmek arasında bir ilişki var…
.
Vatan Haber
Çok bildik ve çok kesin gözüken cümlelerin arkasında, belki de çok açık oldukları için kimsenin bu cümleleri kurcalamaya yanaşmamasından dolayı derin karanlıkların biriktiğinden kuşkulanıyorum…
“İnsan sevdi mi sevilmek ister.”
Bu basit, tekrarlanması, söylenmesi, yazılması bile ayıp sayılabilecek kadar sıradan olan cümle, böylesine rahatlıkla kabul edildiğinde, arkasına saklanan duyguları görmüyor insan.
“Sevgi” deyip geçtiğimiz o büyük duygu karmaşasının içinde başka hangi duyguların da yeraldığını merak etmiyor.
“Sevme şehveti” diye anlatabileceğim bir duygu var o saklanan duyguların arasında mesela. Sevmeyi sevmek.
Bir Mecnun gibi Leyla’yı unutup, sevmenin kendisine aşık olmak.
Latinlerin bir sözü var, ‘zehiri yapan dozudur’ diyorlar.
Dozunu ayarlayamadığın herşey ‘öldürücü’ oluyor.
Sevgi bile…
İnsanı unutup sevme duygusuna tutulduğunda, o sevgi bir zehire dönüşüyor…
Seni de, sevdiğini sandığın insanı da öldüren güçlü bir zehire.
İnsan, dozunu tutturamadı mı sevginin, ya kendisini ya karşısındakini sevgiden zehirliyor…
Kendi doğal yolundan sapan her duygu gibi böyle bir sevgi de, hızla serpilip kendi korkularını, süphelerini, düşmanlıklarını, öfkelerini yaratıyor.
Önce bir insanı seven, sonra o insanı unutup ona duyduğu sevgiye bağlanan nice insan var.
Kendi sevgisinden gözü kamaştığı için artık karşısındakini ‘tanımayan’…
Sevgiyle sevdiklerini yokeden…
Nice insan.
Kendisinin, karşısındakinden daha çok sevdiğine ve karşılığında yeterince sevgi görmediğine inananlar, düşman oluyor herkese…
Sonunda sevdiklerine bile…
‘Herkesden çok sevenler’ zehirliyorlar sevdiklerini sevgileriyle.
Yeterince sevilmediğini düşünüp sevgi için savaşıyorlar.
Sadece kendi duydukları sevgiyi gördüklerinden, birbirlerinin ruhlarını kanattıklarını, yaralar açtıklarını farkedemiyorlar.
Oscar Wilde’ın bir sözü var, yaygın, bildik bir söz…
‘İnsan sevdiğini öldürür.’
Çoğumuz çok sevdiğimizde bu söze sığınıyoruz, sevgimizden sızan öteki duyguları saklamak için. Belki de bu yüzden, bu söz de arkasında biriken derin karanlığıyla yankılanıyor içimde.
Sevmek ve ‘öldürmek’ arasında bir ilişki var sanki.
Ama, Wilde’ın cümlesini, niye böyle olduğunu bile merak etmeden, böylesine kolay kabullenmemizde bir tuhaflık yok mu sizce de?
Neden öldürüyor insan sevdiğini?
Neden sevmek, insanı bir ölüme bu kadar yaklaştırıyor?
Neden sevdiğimizi yoketmek istiyoruz?
Ve neden bunu bu kadar doğal buluyoruz?
“İnsan sevdiğini öldürür.”
Belki de, bir insanı değil “sevmenin” kendisini sevmeye başlayanlar, asla karşılık bulamayacakları için acı çekiyor…
Ve sevdiklerini değil aslında bu acıyı öldürmek istiyorlar.
Çünkü onlar “birisini” sevmiyor, onlar kendilerine karşılık veremeyecek bir “duyguyu” seviyor.
Sevenler değil belki de öldürenler.
Sevdiğini aslında sevmeyenler…