Şampiy10
Magazin
Gündem

Seni seveni sevebiliyor musun?

.

ABONE OL
Vatan Haber

O merakla uyandım o sabah…

Sevilmek miydi hayatımızın en büyük derdi, sevebilmek mi?

Herkes “sevilmek” istiyordu.

Sevilmediğine üzülüyordu.

Her köşede yeterince sevilmediğine inanan, içleri acı dolu insanlar vardı.

Ve benim hep merak ettiğim o soru cevapsız kalıyordu “Bu kadar yalnız insan varken insanlar nasıl bu kadar yalnız?”

Nasıl sevilmek için yananlar birbirlerini bulmuyordu? Nasıl yolda birbirlerine çarpmıyorlardı ki?

Herkesin derdi aynıyken nasıl oluyor da o dert çözülmeden aynı kalıyordu?

***


Galiba kimse “seviyorum” demeyi tercih etmiyordu, “seviliyorum” demek istiyordu.

Ve aslında herkes de seviliyordu bana sorarsanız. Ama “seviyorum” diyemeyen, sevdiğini esas almayan, sevildiğini anlayabilir mi? Anlayamıyor sanırım.

Sevilmek sevebilmekte gizli.

Sevemeyen sevilemiyor.

Daha doğrusu sevilse bile bunu göremiyor, anlayamıyor, hissedemiyor.

***


Sevildiğini anlayabilmek, bunu hissedebilmek, bunun tadını çıkarabilmek ancak sevmeyi bilmekle, sevmeye doludizgin kendini bırakabilmekle mümkün gibi geliyor bana. Sevilmediğine üzülen insanların pek çoğu aslında sevemeyen, sevilmek isteyen egolarının birisini sevdiklerinde yaralanmasından korkanlar bence.

“Çok seviliyorum’ demeyi tercih edenler hep sonunda “hiç sevilmiyorum”a mahkum oluyor, neden sizce?

Hepimiz sevilmek istiyoruz…

Ama kaçımız gerçekten çok sevebiliyoruz karşımızdakini? Kaçımız kendimizi kendi egomuzun tuzağından kurtarıp karşımızdakine bakabiliyor, onun duygularını görebiliyor, anlayabiliyoruz?

***


Babam, gençliğimde aşk acıları çektiğim bir dönemde, sonunda iyi bir aşka rastladığımı düşündüğüm ve bunu heyecanla babama anlattığım bir sohbette bana demişti ki “Sorun senin sevilebilmende değil ki, seviliyorsun zaten, sorun sen sevebiliyor musun? Sen seni seveni sevebiliyor musun?”

Bütün hayatımı değiştiren soruydu bu.

“Sen sevebiliyor musun, sen seni seveni sevebiliyor musun?”

“Sevilme” hastalığını yaratan egonun o karanlık hücresinden dışarı çıkıp, kendine duyduğun sevgiyi başkalarına da duyabiliyor musun?

***


Kaç tane yeterince sevilmediğinize inandığınız aşk yaşadınız kimbilir. Aralarından birini ya da birkaç tanesini çok sevdiniz belki de… Ama o ilişkiden aklınızdan ne kaldı, yeterince çok sevilmeme acısı belki de.

Niye peki?

Siz çok sevdiniz… O sizi çok sevdi…

Ama acınızın adı “yeterince sevilmemek” oldu. Sabah o merakla uyandım…

Sevmek miydi hayatımızın en büyük derdi sevilmek mi?

***


Sevip de sevilmediğimiz zamanlar olmuştur ama sevildiğimizde de bunu anlayabiliyor muyuz?

Kendini çok seven, kendisine duyduğu sevgiyle dolu birine başka bir insanın duyduğu sevgi hiç bir zaman yeterince güçlü gelmiyor mu yoksa?

Onun için mi hiçbir zaman yeterince sevilmediğimize inanmaya yatkınız?

Kendisiyle dolu olduğu için kendi içinde başka birine ait bir yer açamayan biri, bu korkunç hastalığından dolayı mı sevildiğini hiç anlayamıyor? Hep sevilmediğini düşünerek yaşamaya mahkum oluyor?

Bir insanın çok sevildiğini kavrayabilmesi için kendi içini kendinden biraz temizlemesi, başkalarına da orada yer açması gerekiyor gibi geliyor bazen bana. Bu doğru mu acaba, insanlar kendilerini çok fazla sevdikleri zaman mı sevilmediklerine böylesine güçlü bir şekilde inanıp acı çekiyorlar?

Kendisiyle en fazla dolu olanlar, sevilmeyi delice isteyenler mi aslında sevilmediğine en çok inanıp, buna en çok üzülenler?

Bu olabilir mi?

Eğer böyleyse ‘seni seviyorum’…

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Olanı sevmek...
  2. “Akrep gibisin kardeşim”
  3. Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle bugünkü yazısını yazamamıştır.
  4. Acılar usta, bizler çırağız...
  5. “Bırakın doğa size dadılık etsin”
  6. Bu kış hayat ağır geldi...
  7. Yalan söylüyoruz!
  8. Bu hayat, siz böylesiniz diye böyle!
  9. Biz herşeyin iyi olmasını istemiştik...
  10. Kim öldürüyor bizi?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.