Seçimini Yap! Sandığa mutlaka git…
.
Tuhaf biliyorum ama cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili tartışmalar analizler beni çok fazla heyecanlandırmadı son zamanlara kadar…
Kendimden mesleğimden kuşku duyacak kadar ilgisizdim sanki…
Herkes ne kadar seçim hakkında konuşuyorsa ben o kadar susuyordum…
Hatta kafamı çeviriyordum olanlara…
Canım sıkılıyordu çünkü “ne olacak bu Türkiye’nin durumu” başlıklı masa sohbetlerinden, gazete yazılarından, televizyon tartışmalarından.
Sonuçları belli bir seçim hakkında bu kadar büyük iri laflar bana fazla geliyordu.
Ama sonra bir şey oldu…
Önce CHP, ardından HDP cumhurbaşkanı adayı çıkardı…
Durum yavaş yavaş ilgimi çekmeye başladı.
***
Çünkü adaylar, bir yarış için gerekli iddialaşmaya uygun adaylardı doğrusu…
Ve ben gerçek bir yarışı ilgiyle izlerim…
Öyle de oldu gerçekten…
Yarış hızlandı, size de öyle gelmiyor mu?
İkinci tur olma ihtimali hayli güçlendi.
Seçim çantada keklik değil artık…
***
Cumhurbaşkanlığına adaylığını en son Selahattin Demirtaş açıkladı.
Kampanyasının açılışını İstanbul Şişli’deki Kent Kültür Merkezi’nin 1000 kişilik salonunda yaptı ve soruları yanıtladı.
Ardından gazetelerde neler yazıldı diye merak ettim, tek bir olumsuz satıra rastlamadım.
Hatta Hasan Cemal gibi “oyum Demirtaş’a” diyen gazeteciler olduğunu gördüm.
Ekmeleddin İhsanoğlu da partileri tarafından biraz fazla yalnız bırakılmış gözükse de, ben yürüttüğü politikanın ilgi çekici olduğunu düşünenlerdenim.
Onun “karizmatik” olmaması, sakin bir üslupla konuşması, rakiplerine “para yardımı yapacak” bir espri düzeyini kampanyaya katması, huzuru ön plana çıkarması doğrusu ya bana cazip geliyor.
Sizi bilmem ama ben “karizmadan”, bağırış çağırıştan, düşmanlıktan biraz yoruldum ve sıkıldım.
Hatta bıktım…
***
Cumhurbaşkanlığı için hayli enteresan üç adayımız var artık…
İşte şimdi heyecanlanma vakti geldi benim için, bakalım ne olacak…
Bizler fazlasıyla kafası karışık bir ülkenin kafası çok fazla karışık insanlarıyız bence.
Öyle ne istiyoruz, ne düşünüyoruz, ne yapıyoruz bir çırpıda belli olmuyor bizlerde…
80 milyonluk çılgın bir kuş gibiyiz ...
Çırpınıp dururuz.
Bu “çırpınış” cumhurbaşkanlığı seçimlerine nasıl yansıyacak merak ediyorum şimdi.
Tartışma programlarını, yorumları dikkatle izliyorum.
“Seçim çantada keklik” havasının bitmesi kaçınılmaz olarak heyecanı artırıyor.
Erdoğan elbette en büyük favori gözüküyor ama şimdi karşısında üsluplarına pek aşina olmadığı rakipleri var.
Başbakanın bu yeni durumda nasıl bir üslup tutturacağını kestirememesi bile kampanyaya bir çekicilik katıyor, öyle değil mi?
***
Şimdi iyi bir izleyiciyim.
Seçim günü de iyi bir “katılımcı” olacağım.
Sandık başına koşarak gideceğim.
Şu anda herkes için en büyük ve en önemli görevin de sandık başına gitmek olduğunu düşünüyorum.
Bu heyecanlı bir yarış ve bu yarışın finişini milyonlarca insanla birlikte ben de koşacağım.
Sen de koş…
Lütfen sandık başına git…
Seçimini yap!