Şampiy10
Magazin
Gündem

Peki, siz çocukluğunuza ihanet edebilir miydiniz?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Bugünlerde ne zaman gerçek hayatlara dokunsam kendimi iyi hissediyorum.

O gerçeklik beni hayatın kirli tozlu tüm çarpılmalarından koruyor.

Ve biliyor musunuz, bu ülkede yaşayabilmek için önce kendimizi bize sunulan sahte hayattan korumamız gerekiyor.

Bunu kitaplarla yapıyorum ben çoğu zaman.

O yüzden kitapçıda biyografi bölümünün önünde bir koltuğa gömülüp benden önce yaşamış insanların hayatlarında dolaşmaya bayılıyorum.

Beni bu yaşanılan tüm ‘sahte’ gerçeklikten temizliyor o saatler.

Cumartesi akşamı yine aynı heyecanla kitapçıya gittim…

Raflardan Faruk Bildirici’nin Yemin Gecesi-Leyla Zana’nın Yaşamöyküsü, David Heymann’ın Elizabeth Taylor-Hollywood’un Menekşe Gözlü Divası ve Donald Spoto’nun Zerafet-Audrey Hepburn’un hayatı kitaplarını seçip, kendimi dışarıda akan zamandan tamamen kopardım.

***


Hayatları birbirinden tamamen farklı geçmiş üç kadın seçmiştim kendime hiç farkında olmadan.

Okudukça her birinin hayatının nasıl da acılarla, hatta birbirine benzer acılarla geçtiğini gördüm.

Ama bir o kadar da adları bile birbiriyle neredeyse aynı cümlede yanyana geçemeyecek kadar farklı hayatlar yaşamışlardı.

Leyla Zana ile başladım…

Gayriihtiyari… Belki de bilerek…

Yarısında Audrey Hepburn’e geçtim, 6o sayfa sonra Elizabeth Taylor’u aldım elime…

Sonra tekrar Leyla, Audrey, Elizabeth…

O kitapçı koltuğunda sırayla üçünün de hayatı bir sarmaşık gibi dolanıyordu ruhuma okudukça…

Zamanı unutmuş ama gerçek hayata yaklaşmıştım.

***


Açlık grevleri neden yapılıyor biliyor musunuz?

Pek çoğumuz biliyor tabii..

O insanlar ana dilllerinde konuşmak, yaşamak, öğrenmek istiyorlar.

Kürt çocukları doğdukları anda annelerinden duydukları dili yaşatmak için şimdi ölümü göze alıyorlar.

Bence biz bu cümlelerden çok etkilensek bile tam olarak ne demek olduğunu anlamıyoruz…

Anlayamayız da…

Çünkü bu derdi tanımıyoruz…hakkında hiçbirşey bilmiyoruz…

Leyla Zana, bir türlü erkek çocuğu olmayan Fahrettin Bey’in ikinci kızymış…

Leyla’yı tam bir erkek çocuğu olarak yetiştirmiş…

Diğer kızlarını okula göndermeyen Fahrettin Bey Leyla’nın okumasını istiyormuş…

Leyla da bunu çok istiyormuş.

Ama Leyla Türkçe bilmediği için okulda büyük zorluklar yaşıyormuş.

Öğretmene çekindiği için soru soramıyor, cesaretini toplayıp sorsa da ‘benim işim Türkçe öğretmek değil’ diyormuş öğretmen…

Sonunda ikinci sınıfın sonunda okulu bırakmış Leyla.

Leyla Zana çok uzun yıllar sonra okuma yazma öğrenip dışarıdan okulu bitirmiş.

***


Leyla’nın çocukken ne yaşadığını bilmeden, onun Türkçe’yle ilk karşılaştığında hissettiği sarsılmayı hissetmeden, onun işittiği azarların içinde açtığı yaraların acısını paylaşmadan, onun gencecik yaşında neden Parlamento kürsüsünde yemini Kürtçe okuduğunu da anlamak mümkün değil.

Onun hayatını okuduğunuzda anlayabiliyorsunuz ancak neler yaşadığını, nelere kızdığını, nelere tepki gösterdiğini ve bütün bunları niye yaptığını.

***


Hayatlarını birbirine karıştırarak okuduğum üç kadının da hayatı acılarla dolu.

Ama Leyla’nın acıları…

Onun acıları kendi tercihleri sonucunda yaşanmamış, hayat daha doğarken onu bu ülkede doğduğu için çeşitli acılarla kuşatmış.

O da buna başkaldırmış.

Bir de bu başkaldırının bedelini hapishanelerde yatarak ödemiş.

Bir okuyun hayatını.

Leyla’nın yerinde siz olsaydınız ne yapardınız bir düşünün.

Siz hayatınızı, o çocukluk yokmuş gibi, o çocuklukta çekilenler çekilmemiş gibi, o çocuklukta yaşanan aşağılanmışlıklar yaşanmamış gibi, yaşınız büyüdükçe geçtiğiniz işkenceler artmamamış gibi yaşayabilir miydiniz?

Unutabilir miydiniz?

Çocukluğunuza gençliğinize ihanet edebilir miydiniz?

Bir düşünün sadece.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Olanı sevmek...
  2. “Akrep gibisin kardeşim”
  3. Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle bugünkü yazısını yazamamıştır.
  4. Acılar usta, bizler çırağız...
  5. “Bırakın doğa size dadılık etsin”
  6. Bu kış hayat ağır geldi...
  7. Yalan söylüyoruz!
  8. Bu hayat, siz böylesiniz diye böyle!
  9. Biz herşeyin iyi olmasını istemiştik...
  10. Kim öldürüyor bizi?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.