P53 ne demek biliyor musunuz?
.
Geçen akşam, dünyayla Türkiye’yle kendi yaşıtlarından daha fazla ilgilenen, öğrendikleriyle sonuçlara varan, son dört yıldır her hafta pazartesileri toplanan ve bazen de konuşmacı olarak gazetecileri, akademisyenleri, kendi konusunun uzmanı olan kişileri davet eden bir grup gençle beraberdim...
P53 Düşünce Grubu...
30-35 yaşları arasında olan on kişilik kızlı erkekli bir grup.
Kendilerine P53 Düşünce Grubu dedikleri için insan hemen nedir bu P53 merak ediyor...
Öğrenince de merak ettiğine değiyor doğrusu...
P53, insan vücudundaki her hücrenin çekirdeğinde bulunan “genomun gardiyanı” olarak bilinen bir genmiş.
Genom, genetik bilgilerin yani DNA’nın teknik adıymış.
Her gün, hücrelerimizin birçoğunda DNA kendisini kopyalar ve her gün bu kopyalama işlemi sırasında bazı hataların yarattığı yeni hücreler kanserleşme potansiyeli taşırmış.
İşte P53 geni hücredeki bu değişiklikleri ve hataları temizliyormuş...
İnsan etkileniyor, değil mi?
Adlarından anlaşıldığı kadarıyla kendilerini “Büyüklerin yaptığı hataları temizleyip düzeltme örgütü” olarak görüyorlar.
Benim Türkiye’yi nasıl algıladığımı, niye son zamanlarda kendi deyimleriyle ‘haddinden fazla’ AK Partiyi eleştirdiğimi, dünyanın nereye gittiğini düşündüğümü merak ediyorlardı.
2,5 saat sohbet ettik...
Bana bilmediğim pek çok şey anlattılar...
Benim bilmediğim pek çok şeyi çok iyi biliyorlardı...
Oradan çıktığımda onları uzun süre düşünmeye devam ettim...
Çünkü otuzlarının başında olan, düşünmeyi seven, bunun için gruplar kuran akıllı gençler bile siyaseti hayatın merkezine koyma yanılgısına düşmüşlerdi.
En azından ben böyle hissettim...
“Siyaset değildir dünyayı yöneten, dünyayı ekonomi yönetir hatta artık teknolojinin bu kadar ilerlediği bir çağda dünyayı bir fikir, bir küçük alet, tek bir kişi şekillendirebilir,” dediğimde bunu uzun uzun tartıştık...
Ben de çıktığımda bunu düşündüm...
Neden benim söylediklerim gençlere bu kadar “değişik” gelmişti?
Silahlar, fizik yasalarına göre çalışır...
O yüzden silahlarla ilgilenirseniz fizikle de ilgilenmek zorunda kalırsınız... Ve hayatın birçok cephesinde geçerli olacak kurallar öğrenirsiniz...
O kuralların en bilineni de topçuluk kuralıdır: Hedefi vurmak için hedeften yukarıya ateş etmek zorundasınızdır...
Top mermileri için geçerli olan şey siyaset için de geçerlidir.
Bugünü vurmak istiyorsan on yıl sonraya ateş etmen gerekir...
On yıl sonrayı hedef almayan hiçbir politikacı bugünkü sorunları kalıcı biçimde çözemez...
Olaylara bu açıdan baktığımızda hayatımızı yönlendirebilmek, dertlerimize çare bulabilmek için yalnız bugünü değil, hayatın gelişim yönünü ve hızını anlayabilmek de son derece önemli hale geliyor.
On yıl sonra Türkiye ve dünya nereye gelecek, bunun cevabını araştırmadan bugünün sorunlarına reçete yazmak mümkün gözükmüyor bence.
Teknolojinin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük patlamalarla tüm kavramları sarstığı bir dönemden geçiyoruz...
Gerçi bu hızın içinde on yıl sonrasını görmemiz zorlaşıyor ama tüm tanımlar değişiyor, on yıl sonra bambaşka bir dünyada yaşayacağımız anlaşılıyor.
Bunu hissetmemek neredeyse mümkün değil...
P53 grubuna, “günah tanımı da değişiyor, dünyayı ekonomi yönetiyor, üretimde insan beyni öne çıkıyor, bu kadar çok kaliteli malı tüketmek için yeryüzünün kaliteli mal tüketecek zenginliğe kavuşması gerekiyor, bu yüzden gelişmemiş toplumlar gelişmeye zorlanıyor, fakirlik ve içe kapalı toplum anlayışı bitmek zorunda kalıyor, artık bir Hintli ile bir Amerikalı eşit fırsatlara sahip oluyor, beyinsel kalite önem kazanıyor, rekabet hızlanacak,” dediğimde yüzüme sanki bir bilimkurgu senaryosundan bahsediyormuşum gibi baktılar.
Her şey değişse de, en azından bazı fizik kanunları hiç değişmeyecek...
Hedefi vurmak için hep biraz yukarıya nişan almak zorundayız...
Bugünü, bugün ne yapılacağını anlamak için on yıl sonrasını görmeye, on yıl sonraya göre hesaplar yapmaya mecburuz.
Gençler ise sanki gelecekten ziyade bugünle ilgili gibiydiler.
Bugünün gerçekleri benim dediklerimi çürüyordu onlara göre...
Zevkli kahkahası bol bir tartışma oldu...
Adını taşıdıkları DNA’ların “uzun vadeli” programlar olduklarını, sadece bugünü değil yarını, öbürsügünü de belirlediğini aradabir unutuyorlar gibi geldi bana.
Kendi içlerindeki P53’lerin “bugünkü siyasetin” onların bünyesinde yarattığı hataları düzelteceğine eminim.
Kopyalamada bir hata olmuş ama...
Hücre sağlam.