Onaylanmamış Otobiyografi, Julian Assange...
.
Kitapçıda dolanıyorum...
Ne aradığımı bilmiyorum... Nasılsa, onu görünce ne aradığımı anlarım diye düşünüyorum.
Ve onu görür görmez onu aradığımı anlıyorum...
Julian Assange, Onaylanmamış Otobiyografi...
Çok uzun zamandır merak ettiğim biri Assange.
Üstelik de biyografi, otobiyografi okumaya bayılan biri olarak çok da çekici bir başlık, onaylanmamış otobiyografi...
Hemen kitapçıda ilk bulduğum koltuğa usulca oturup dünyadan ‘kaybolarak’ başlıyorum okumaya.
‘Yayınevinden Bir Not’ başlığıyla açılıyor kitap.
‘20 Aralık 2010’da Julian Assange ertesi yıl yayınlanmak üzere Canongate Books’la bir kitap anlaşması imzaladı.
O tarihte Julian şöyle demişti, ‘Son derece kişisel olacak bu kitapta halk ve hükümetler arasında yeni bir ilişki kurulmasını zorunlu hale getirmek için verdiğimiz küresel mücadeleyi açıklayacağım.’
Ev hapsinde yaşadığı Norfolk’taki Ellingham Hall’de elli saati aşan teybe kaydedilmiş söyleşilere, o uzun gecelere karşın Julian otobiyografi yayınlama düşüncesinden git gide bunalmaya başlamıştı. Kitabın ilk taslağını okuduktan sonra ‘hatırat tepeden tırnağa saçmalık’ dedi.
7 Haziran 2011’de kitabı yayımlamaya hazırlanan dünyanın her yerindeki 38 yayıneviyle birlikte bize de kitap sözleşmesini feshettiğini bildirdi.
Julian kitabın iyi yazılmış olduğu görüşündeydi, biz de aynı görüşteyiz bu da onu okuyucularına ulaştırmamız konusunda bizi yüreklendiriyor.
Elinizdeki kitap onaylanmamış ilk taslak.
Julian anlaşmayı feshetmek istemesinden önce avukatlarına olan borçlarının ödenmesi için bir de avans anlaşması imzalamıştı. Dolayısıyla sözleşme hâlâ geçerli.
Biz de sözleşmeye bağlı kalmaya ve kitabı yayınlamaya karar verdik.’
Gerçekten ilginç bir kitap başlangıcı...
Hayatını merak ettiğin bir adamın otobiyografisi böyle bir notla başlarsa, kitabı bitirdiğinde hâlâ o adamı merak edeceğini anlıyorsun aslında...
Öyle de oldu, kitabı bitirdim ama hâlâ Assange kim merak ediyorum...
Kitap Antoine de Saint Exupery’nin ‘Eğer bir gemi inşa etmek istiyorsan kereste toplatmak için davul çalarak insanları bir araya getirip iş ve görev dağılımı yapmana gerek yok; onlara denizin sonsuz enginliğini anlatman yeter de artar.’ sözüyle başlıyor...
Bunu bir ipucu olarak aklımda tutuyorum...
7 Aralık 2010’da tutuklanıp 16 Aralık günü kefaletle bırakılmış...
Demek ki çıkar çıkmaz bütün bunları anlatmalıyım öfkesi, hırsı, acısı sardı içini ve o heyecanla 20 Aralık günü kitap anlaşmasını yaptı Assange...
Ama hayatını kağıt üzerinde görünce de, bunu sevmedi besbelli...
Assange’ın hapishanede geçirdiği 9 günü anlattığı satırları okuyunca, dünyanın hiçbir yerinde hapishane şartlarının çok iyi olmadığını anlıyor insan...
Ona düşünmeden, sonradan vazgeçecek kadar sevmediği bu kitap anlaşmasını yaptıran duygunun, sesini duyurmak için attığı çığlık olduğunu anladım şu satırları okuyunca...
Diyor ki Assange ‘Gürültüyü ve galiba soğuğu kesmek için hücremin bir önceki sakini havalandırma deliğini bir A4 kağıtla kapatmıştı. İlerleyen saatlerde gardiyanlar ışıkları söndürdüğünde her şeyden kötü olanın iletişimin dışında kalmak olduğunu farkettim. Ben bağlantı kurma sanatlarıyla hayatımı sürdürüyordum,ama şimdi ansızın hiç birşey duymadan ve sesimi duyuramadan orada içerde olmanın ne kadar zor olduğunu anlayıvermiştim...’
Julian Assange otobiyografisini ben sevdim...
Daha 16 yaşında, çok iyi ama tartışmasız çok iyi bir hacker olan Assange ‘yetişkin dünyasına girmenin ve ona meydan okumaya hazır olmanın hazzıydı bu’ diyor...
Gel de bir genç bir hackerın WikiLeaks’i kurma öyküsünü merak etme şimdi...