Şampiy10
Magazin
Gündem

Mucizeni mi kaybettin?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Geçen hafta 2013 Wimbledon tek erkekler şampiyonluk maçı vardı.

İzlediniz mi bilmiyorum ama İskoç tenisci Andy Murray, izleyeni de büyük bir heyecanla ekran başına kitleyen bir maç çıkardı…

Final maçı gerçekten etkileyiciydi.

Bir numaralı seri başı Novak Djokovic’i 3-0 yendi Andy Murray.

Geçen sene finalde Federer’e yenilen Murray’in bu sene finalde o şampiyonluğu alacağı surpriz değildi aslına bakarsanız…

Bunu çok istediği her halinden belliydi.

Ardından BBC’de nefis bir program izledim.

77 yıl sonra Wimbledon’da şampiyon olmayı kutlayacaklarını ve esaslı bir program yapacaklarını tahmin etmiştim İngilizlerin.

Dünya üzerinde tüm spor dallarında şampiyonların yenildiği maçları anlatıyordu BBC.

Ve aynı zamanda şampiyonları yenen yeni şampiyonların başardığı anları.

***


Atletizm sever misiniz, ben çok severim… En çarpıcı başarılar genellikle oradan çıkar.

BBC’deki programda eski bir İngiliz atlet kolay kolay unutmayacağım bir şey anlattı:

‘İkinci soluk.’

Atlerin vücudu da her normal insan gibi yarışın sonlarına doğru tükeniyor aslında…

Ve işte o anda antremanlarda elde edilmiş o mucize ortaya çıkıyor, vücut bu olağanüstü çabaya aynı olağanüstülükle uyum sağlıyor ve yeni bir güç kazanıyor.

Yarışın bitirilmesini sağlayan da adına ‘ikinci soluk’ denen vücudun derinlerinden yükselen bu yeni güç.

Atletleri düşünsenize…

İnanılmaz mesafeleri inanılmaz sürelerde koşarak her yarışta insan gücünün sınırlarını zorluyorlar.

Doğaya karşı gelmenin cezasıymış gibi acıdan dalgalanan yüz adalelerini, o neredeyse insanüstü hızlarını seyrederken insan ekran başında kendi soluğunun kesildiğini hissediyor.

Ama onların soluğu kesilmiyor.

O sihirin adı işte ikinci solukmuş.

Vücudunuzu sizin için ürettiği o

mucize güç.

***


Ama beni asıl etkileyen kısmı İngiliz atletin ‘Aslında o mucize hepimizde var’ demesiydi.

‘İkinci soluk hepimizde saklı.’

İşte o an, nerede benim ikinci soluğum diye geçti aklımdan.

Her zaman, her yarışı bitirmek için vücudumuz bize o gücü bahşediyor aslında , istersek tabii.

Bazen çoğumuzun sorununun o mucizeyi kaybetmek olduğunu düşünüyorum ben.

Ve sormak istiyorum ‘mucizeni mi kaybettin?’

***


O mucizevi ikinci soluğu ciğerlerinden çıkaracak gücün mü yok?

Sen de ikinci soluğunun olmadığına inanarak yarışı bırakanlardan mısın?

Kendi gücünün sınırları bilmeyen bizler, bunu bilmediğimiz için mi korkuyoruz acaba her şeyden?

Tam tükendiğin anda, bittiğini, dayanamayacağını düşündüğünde, eğer yarışı bırakmaz da devam edersen, bu cesaretininin ve direncinin ödülünü ‘ikinci solukla’ ödüllendiriyor doğa.

Bütün mesele vazgeçmemekte sanırım.

Direnmekte.

Kendi mucizene inanmakta.

Kendini o mucizeye hazırlamakta.

O mucizeye rağmen de kaybedebilirsin belki ama kazanacaksan ancak o mucizeye inanarak kazanacaksın.

Mucizene inan…

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Olanı sevmek...
  2. “Akrep gibisin kardeşim”
  3. Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle bugünkü yazısını yazamamıştır.
  4. Acılar usta, bizler çırağız...
  5. “Bırakın doğa size dadılık etsin”
  6. Bu kış hayat ağır geldi...
  7. Yalan söylüyoruz!
  8. Bu hayat, siz böylesiniz diye böyle!
  9. Biz herşeyin iyi olmasını istemiştik...
  10. Kim öldürüyor bizi?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.