Konu Kürtler olunca herkes 'Türk'
.
“Demokrasi” sözcüğünü bile kelime dağarcığından çıkaran insanların “barış” merakı bana hiçbir zaman gerçek gelmedi. Gerçek bir barışseverlik gibi gözükmedi…
Demokrasi olmadığı için bir ülkenin içinde, o ülkenin insanları arasında başlayan savaş, demokrasi yerleşmeden nasıl bitip, kalıcı bir barışa ulaşacak?
İki tarafın yöneticileri anlaşıp “barıştık” diyebilir ama bu barışı kalıcı kılmaya yeter mi?
Kürtler demokratik haklarına sahip olamazsa o insanların içindeki isyan bitmez.
Bütün ülkeye yayılan bir demokrasiyi yerleştirmeden Kürtlerle yapılacak barış Türklerin içine de sinmez, bunu bir barış gibi değil bir “yenilgi” gibi algılarlar çünkü.
Her iki tarafı da tatmin edecek, yenilmişlik duygusundan kurtaracak, içlerindeki isyanı dindirecek tek çözüm onun için demokrasidir.
Ama barış isteyenlerin bir kısmı nedense demokrasinin gerekliliğine inanmadı…
Sanırım barış da bu yüzden hiç gelemedi bu ülkeye.
Demokrasinin etrafından dolaşarak barış olmuyor.
İki ülke arasında barış olması için demokrasi gerekmez ama bir ülkenin içinde barış olması için demokrasi bir zorunluluktur.
Demokrasiyi inkar ederek barışa ulaşmaya kalkmak bir siyasi oyun olarak görülür herkes tarafından, kuşku ve güvensizlik yaratır, haksızlığa uğrama endişesini artırır.
Bugün yaşanan da bu zaten.
Geçtiğimiz gün Diyarbakır’da yüzü maskeli biri Türk bayrağını indirip kaçtı...
Ardından tartışmalar patladı.
Konuşulanlara, edilen kavgalara, konulan postalara, savaş çığırtkanlığına bakıldığında bayrak provokasyonunu yapanların bizlerden daha akıllı olduğunu düşündüm çünkü istediği ortamı gerçekten yarattı.
Bunu yarattı çünkü bunu yaratabileceği bir ortam vardı.
Güvensizlik, kuşku, nefret vardı.
Ülkedeki bu güvensizlik ortamını değiştirmeden kalıcı barışa ulaşmaya çalışmak hep provokasyona açık olmak anlamına geliyor.
Bunun tek panzehiri ise demokrasi, herkesin hakkını alacağına olan inanç.
Türklerin bir kısmı “Kürtleri keselim” istiyor, büyük hayal kırıklığı benim için ama Geziciler de aynı söylemi tutturuyor ne yazık ki...
Bu ülkede konu Kürtler olunca neredeyse bütün Türkler birbirine benziyor…
Sizce bu ülkenin en cesur, en esprili, en özgürlükçü ekibi bile Kürtlerin demokratik haklarına sahip çıkmıyorsa bu sorun nasıl çözülecek?
Benim görebildiğim tek bir cevabı var bunun....
Türklerin ya da Kürtlerin değil herkesin sahip olacağı bir demokrasi.
Herkesin birlikte özgürlüğe kavuşması, hakkını alması.
“Sadece Kürtlere hakkını vereceğim” dediğinde buna Kürtler de inanmıyor, Türkler de... O zaman da düşmanlık ve güvensizlik bitmiyor.
Birileri ısrarla demokrasi ile barış kavramlarını birbirinden koparmaya uğraşıyor. Demokrasi ile barışı bir “takas” malına döndürmeye çabalıyor.
“Barış mı istiyorsun o zaman demokrasiden vazgeçeceksin” diyor.
Bunlar takas malı değil.
Bunlar, birbirine kafasından bağlı bir Siyam ikizi. Birinden vazgeçince öbürü de olmuyor. Samimiyetle barış istiyorsan demokrasiyi de isteyeceksin.
Yoksa düşmanlık ve öfke hiç bitmeyecek bu ülkede.