Kelimeler sandığınızdan daha güçlüdür… Yan yana geldiklerinde boyları sizi aşar...
.
İşte kelimeler tükeniyor yavaş yavaş…
İnsan bilgisayarın başına oturduğunda aklından yine Kürt sorunuyla ilgili birşeyler geçince yazmak için, o sorunun ülkenin gerçeği olduğunu unutup kendini tekrarladığı yine aynı şeyleri yazacağı endişesini taşıyor.
Ama gene de insan ağız dolusu haykırmak, lanet okumak, ağlamak istiyor bağıra bağıra.
Ama kelimeler tükeniyor acılar çoğaldıkça…
Bu ülkede masum insanların ölümüne yol açan herkes, Türk ya da Kürt ya da Çerkez ya da Laz ya da Ermeni ya da Yahudi hiç farketmez, kim varsa onlar için hangi kelimeleri kullanacağız, herbiri kimbilir kaçar defa kaç milyon insan tarafından kullanıldı daha önce…
Alçaklar…
Hainler…
Caniler…
Bu kelimeler, bu insanları anlatmaya yetebilir mi?
Hangi dava, hangi inanç, hangi ideoloji kadınlarla çocukları öldürmeyi haklı gösterebilir?
Beş yaşında bir çocuğu öldürmeyi haklı gösterecek tek bir neden var mıdır hayatta?
İnsani değerlerinden soyunmuş, insan olmaktan vazgeçmiş, bütün duyguları ölmüş, yalnızca görünüşleri insan olarak kalmış birileriyle hangi sözcükleri kullanarak ilişki kurulabilir o halde?
Neticede sözcükler iletişim kurabilmek içindir…
Yan yana geldiklerinde bir şey anlatırlar.
Siz doğru sözcükleri yan yana koyarsanız doğru bir sonuç çıkar.
Yanlış sözcükleri yan yana koyarsanız yanlış bir sonuç çıkar.
Kelimeler sandığınızdan daha güçlüdür…
Siz bir kağıda ‘kürt sorunu ve çözüm önerileri’ diye yazar ve altına da şunları eklerseniz;
‘Kürtlerin konuştuğu dil olan Kürtçe, Türkçe’yle ilgisi olmayan müstakil bir dildir.
Doğu ve güneydoğu olarak adlandırılan bölgeler, tarihin en eski devirlerinden beri Kürdistan olarak adlandırılan coğrafyanın içinde yer alan bölgelerdir…
Kemalist devletin geleneksel zora ve silaha başvurma yöntemi artık iflas etmiştir…
Yerel parlamentoların oluşturulması ve merkezi devletin küçülmesi, Türkiye’de tam demokrasinin yerleşmesi için atılacak önemli adımlardır…
PKK terörünü kınadığımız kadar devlet terörünü de kınamak, Türkiye’de Kürt kimliğinin tanınması ve Kürt kültürünün gelişmesi için engelleyici tüm yasaların kaldırılması gerekmektedir…’
Siz, çözümü isteyen, çözüm yolunu gösteren, barışa hizmet etmeye uğraşan biri olursunuz.
Kelimeleri yan yana böyle dizerseniz, bu kelimelerin ifade ettiği gerçeği savunursanız, yalnız bile kalsanız kimse sizi yenemez, sonunda hayat herkesi doğruya getirir.
Siz kelimeleri,“Kürtlere daha ne vereceğiz, burası Türklerin ülkesi, anadilde eğitim sadece Türklerin hakkıdır” diyerek yan yana dizerseniz hayatın gerçekleri sizi yener.
Gücünüzü başbakan bile olsanız kaybedersiniz.
Kelimeler sandığınızdan daha güçlüdür…
Yan yana geldiklerinde boyları sizi aşar.
Bir tek acılar karşısında çaresizleşirler, bir de bazen aşk onları sessizleştirir.
Ama söyleyip de unuttuğunuz sözcükler sizi unutmaz…
Bir kere söylemişseniz peşinizden gelir ve size kimselerin soramayacağını zannettiğiniz hesabı sorarlar.
Ve yan yana gelir derler ki,
‘21 yıl önce Refah Partisi İstanbul İl Başkanı iken kürt raporu hazırlatan sen, dediklerini unutursan, çocukların gençlerin kadınların ölmesini durdurmazsan, başbakan olabilirsin ama ülkeyi yönetemezsin.
Adaleti ve barışı sağlayamazsın, ülkeni huzura ve mutluluğa ulaştıramazsın.
Ve asıl bunları bildiğin halde yapmazsan, sen hiçbir zaman huzura ve mutluluğa kavuşamazsın…
Kelimeler ve vicdanın peşini hiçbir zaman bırakmaz çünkü”