Şampiy10
Magazin
Gündem

Kasetler ve sesler…

.

ABONE OL
Vatan Haber

Seslerin maceraları var…

Bazı ülkelerde bu maceralar, sanatla, aşkla, mutlukla, mutsuzlukla, ölümle, ölümsüzlükle ilgili oluyor…

Bazı ülkelerde de bizim gibi “kasetlerde” dolaşan sesler sadece kirlilik ve utanç getiriyor.

Geçtiğimiz cumartesi akşamı İtalyan tenor Bocelli’yi dinlerken aklımdan ucunu tutamayacağım kadar fazla şey geçiyordu…

Sesler ve hayatlar…

12 yaşında futbol oynarken kaza geçirip iki gözünü de kaybeden Bocelli, sahnede mikrofonla mesafesini anlayabilmek için öne doğru eğilip burnunu mikrofona çarptıkça onu eğlendiren bir şey oluyormuş gibi sessizce gülümsüyor, ona baktığımızı bildiği için de o gülümseyişine bir mahcubiyet karışıyordu.

Küçücük anlardı bunlar, belki de çok az kişinin farkettiği.

Ama ben burnunu mikrofona çarptıkça öyle gülümseyebilen bir adamın acılarını merak ederek başladım onu dinlemeye.

***


Sustuğu zaman herkese benzeyen, mahcup gülümsemesiyle izleyende de bir mahcubiyet yaratan bu adam, ağzını açtığı anda gırtlağından kimseninkine benzemeyen bir ses çıkarıyordu…

Yumuşacık ve sakin gözüken bir tenor Bocelli…

Sesinde mucizenin tınısı taşıyan bir adam.

Dünyanın aydınlığını göremeyen ama şarkı söylerken dünyanın aydınlığına bir şeyler katan bir sanatçı.

***


Konser boyunca hiç konuşmadı Bocelli…

Bir ara, ‘işte size küçük, ekstra bir şarkı, ailem için önemli bir gün bugün’ dedi ve Happy Birhday şarkısını söylemeye başladı…

İçerden oğlu geldi, elini tuttu babasının, sarıldılar ve delikanlı selam vererek sahneden ayrıldı.

Sanki aniden bir perde açılmış, sahnede sadece şarkı söyleyen bir adam gibi duran tenorun sahne dışındaki hayatından bir parça kalabalığa yansımıştı.

Sonra o perde kapandı ve Bocelli o muhteşem sesiyle yeniden şarkı söyleyen bir tenor oldu.

O zaman, böylesine görkemli sesi olan bir adamın hayatının nasıl olduğunu düşündüm, sesi diğer insanlardan bu kadar farklı olan birinin hayatı da bu kadar farklı mıydı acaba?

***


Babamın çok ünlü bir tenor olan Caruso ve aşık olduğu kadınla ilgili anlattığı hikaye aklıma geldi sonra…

Caruso da tıpkı Bocelli ve diğerleri gibi bütün dünyayı dolaşıp, konserler verir, şan, şöhret, para ve sahne kapısında sıra sıra bekleyen hayranlar kazanır ve bir gün bu koşuşturma içinde bir kıza rastlayıp aşık olur.

Kız, zengin bir ailenin kızıdır. Babası “sesi” küçümseyen biridir, önemli olanın para olduğuna inanıyordur. Gergin ve zor günler yaşarlar.

Bir gün uzun süren bir turneden sonra Caruso hemen koşup sevgilisini görmek ister.

Ama onu hemen durdururlar ‘konsere yetişmen gerekiyor’ diyerek.

Ve Caruso, belki de hayatında ilk kez, kendini diğer insanlardan ayıran o olağanüstü sesinden yakınır:

Ben ne zaman bir yerde olmak istesem, sesimin başka bir yerde olması gerekiyor.


***


New Yorklu zengin bir kızı, Napolili bir köylü olan Caruso’ya aşık eden sesle, sevgilisini görmek istediğinde buna engel olan ses aynı sesti.

Bu yüce ses, birleştiren ve ayırandı…

Kendi sesi Caruso’yu esir alıyor, bu eşsiz tenorun hayatını istediğince yaşamasına izin vermiyordu.

Bocelli’nin hayatında sesinin etkileri neydi diye merak ettim

Çocuğuna muhteşem bir hediye vermesini sağlayan ses onun hayatında neleri eksiltiyordu?

Doğanın bazı insanlara bağışladığı o büyük ses, sahibine her zaman mutluluk getiriyor muydu yoksa bazen o da aynı ses yüzünden Caruso gibi mutsuz oluyor muydu acaba?

Sanırım bu kadar büyük bir sesi taşıyan bir beden hiçbir zaman tam anlamıyla özgür olamayacak…

Bu da sanırım Tanrının dengesi...

***


Ben Bocelli’yi dinleyerek bizim ülkenin ‘seslerinden’, o kirlenmişlik duygusundan birkaç saatliğine kurtuldum…

Ve o sese minnettar kalarak, arabamda çalan Bocelli CD’sinin sesini açıp kendi hayatımın seslerine geri döndüm…

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Olanı sevmek...
  2. “Akrep gibisin kardeşim”
  3. Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle bugünkü yazısını yazamamıştır.
  4. Acılar usta, bizler çırağız...
  5. “Bırakın doğa size dadılık etsin”
  6. Bu kış hayat ağır geldi...
  7. Yalan söylüyoruz!
  8. Bu hayat, siz böylesiniz diye böyle!
  9. Biz herşeyin iyi olmasını istemiştik...
  10. Kim öldürüyor bizi?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.