Gül, anayasaya aykırı HSYK kanun tasarısını imzalayacak mı!
.
Yıllardır birbirine değmeden, yan yana sonsuza kadar uzanan iki çizgi gibi iki hayat akar bu toplumun içinde…
Biri siyasetçilerin birbirleriyle o tuhaf didişmeleri, sıradan hayatların çocuk büyütme sorunları, aşkları, geçim sıkıntıları, dedikoduları, kıskançlıkları, düşmanlıklarıyla bildiğimiz gördüğümüz, içinde dolaştığımız hayat…
Diğeri ise uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, yolsuzluklar, cinayetler, casuslarla ortada görünmeyen gizli hayat.
İki hayat da birbirinden haberdardır ama çok özel bir durum olmadıkça birbirine sokulmazlar.
Ayrı ayrı yaşarlar.
Ama artık öyle olmuyor.
Kendi küçük hayatlarımızda da gizli hiçbir şey kalmadığı gibi ortak yaşadığımız hayatın içine de o “saklı” ve karanlık hayat giriyor.
Dallanıp budaklanarak yaşadığımız sıradan hayata sarmaşıklar gibi dolanıyor.
Artık her gün kendi sıradan hayatımızla beraber gizli hayatın da o gününü yaşıyoruz.
Top mermileri gibi patlıyor yalanlar, sahtekarlıklar, yolsuzluklar... Hukuksuzluk bayrak direklerine çekiliyor.
Her şeyi görüyor, her şeyi biliyoruz.
O “gizli” hayat bizim bildik, sıradan hayatımızı boğup öldürüyor.
Gördüğümüze kızıyorduk bir süre öncesine kadar ama ben artık gördüğümden utanır oldum…
Eleştirmekten, kızmaktan, şaşırmaktan sıkıldım, sadece tuhaf bir iğrenme duygusuyla beraber utanıyorum gördüklerimden.
HSYK kanununu değiştiriyorlar şimdi.
Yargıyı hükümete bağlamak istiyorlar açıkça bu yasa tasarısıyla.
Bu, 12 Eylül Anayasa’sına bile aykırı.
Ama iktidar hukuka darbe yaparak bunu gerçekleştirebileceğine inanıyor.
Ve yeni bir soru giriyor hayatımıza:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ne yapacak?
Anayasaya aykırı olan bir tasarıyı sessizce imzalayacak mı? Ki böyle yaparsa bütün güvenilirliğini yok edecek.
Yoksa Başbakan Erdoğan ve yandaşları tarafından “hain” diye etiketlenmek pahasına anayasaya ve hukuka mı sahip çıkacak?
Zor bir seçim Gül için.
Ama insanlar kimliklerini ve geleceklerini böyle zor dönemeçlerde inşa ediyorlar.
Tabii bir de AKP’nin milletvekilleri ve yöneticileri var.
Onlar ne yapacak?
Sıcak paranın girişi hızla dururken, dolar patlayıp giderken, ekonomi tepetaklak olurken, bu anayasaya aykırı girişimi destekleyip siyasi istikrarsızlığı daha derinleştirecekler mi?
Siyasetle birlikte ekonomiyi de altüst edecekler mi?
Ederlerse seçimlerde seçmenlerine ne diyecekler?
Etmezlerse Başbakan Erdoğan onlara ne yapacak?
Yolsuzluğun infilak ettiği, “görünmez” hayatın patlayıp bizim sıradan hayatımızı esir aldığı, polisin mahkeme emrini dinlemediği, hukukun fiilen yok olduğu, ekonominin uçuruma sürüklendiği bu günlerde Cumhurbaşkanı Gül’ün ve AKP’lilerin yapacakları hayati bir önem kazanıyor.
Bakalım neyi tercih edecekler?
Bir ülkenin batmasında suç ortaklığı mı yapacaklar yoksa memleketi kurtarmak için “durun biraz” mı diyecekler?
Yolsuzluk ve hukuksuzluk sarmalında en heyecanlı dönemeç…
Endişeyle bekleyip göreceğiz.