Değişene kadar acı çekeceğiz...
.
İktidarlar geldi iktidarlar gitti, hükümetler geldi hükümetler gitti ama ülkenin temel bozukluklarında bir türlü bir düzelme olmadı.
Hukuksuzluğa çare bulamadık, siyaseti demokratikleştiremedik, eğitimi çağdaşlaştıramadık.
Bizim ülkemizde çarpıklıkların şifresi devletin işleyiş biçiminin içinde saklı çünkü...
Devletin işleyiş biçimini değiştirmeden hiç bir şey düzelmiyor.
Siyasetçiler bu çarpıklığı düzeltmek istemiyor, sadece bu yapının başına geçmek ve biraz da kendisi ezmek istiyor.
Kendisi devletin nimetlerinden yararlanmak istiyor.
Öyle değil mi?
***
Her gün gazeteleri, sayısız ‘uzman’ köşe yazarını okuyoruz, televizyonlara bakıyoruz, politikacıları dinliyoruz ve gerçekleri öğreniyoruz sanıyoruz ama gerçeklerle ilgili çok az şey anlatıyorlar bize.
Devletin Türkiye’yi nasıl yönettiği bilinmesin istiyorlar.
Bu çarpıklığı saklıyorlar.
Sanki kanmak ve kandırılmak konusunda herkes işbirliği yapmış gibi...
***
Devletin şifrelerinin kırılmasını istemiyorlar.
Neden? Neden hepimiz gerçeklere bu kadar kapalıyız?
Cumhurbaşkanlığı seçimine çok az kaldı, insanları dinliyorum, devletin baskıcı yapısını anlatan, hatta merak eden birine hiç rastlamıyorum...
Adaylar dahil.
Neden birbirine rakip olan insanlar bile devlet dendiği zaman el ele hizaya geçiyor acaba?
Bilmemizi istemedikleri şey ne?
***
Bence, bilmemizi istemedikleri şey, vatandaşın hiçbir öneminin olmadığı ve paranın devletin içinde bir yerlerde bölüşülmeye çalışıldığı...
Hangi açıdan bakarsanız bakın Türkiye’nin çağdaşlaşabilmesi için ilk yapması gereken şey, devlet-vatandaş ilişkilerini yeniden düzenlemesi...
Bunun için de önce yeni bir anayasaya ihtiyacımız var.
Güçler ayrılığını yerli yerine oturtacak, devletin gücünü sınırlayacak, hukuku evrenselleştirecek, eşitliği güvence altına alacak bir anayasa.
***
Kimse böyle bir anayasadan söz etmiyor.
Hiç böyle sorunlar yokmuş gibi, necip basınımız da dahil olmak üzere bütün güçler, dikkatimizin devlet-vatandaş ilişkisinin dışına çekilmesi için uğraşıyorlar...
Devletin şifrelerinin çözülmesini istemiyorlar.
Anayasa yenilensin istemiyorlar.
“İstiyoruz” diyorlar ama yeni anayasa yapılması, devletin çürümüş yerlerinin kesilip atılması için seslerini çıkartmıyorlar.
Oysa ki bu şifre çözülmeden, Türkiye’de kolay kolay yapısal bir değişim sağlayamayız.
***
Sanırım gerçekleri görmemiz, değişimin gerekliliğini anlayabilmemiz için biraz daha acı çekmemiz gerekiyor.
Bu iyi haber mi kötü haber mi bilemiyorum ama o acıları çekeceğiz.
İhtitacı olan değişimleri gerçekleştirmeyen her toplum, o değişimleri gerçekleştirmek zorunda kalana kadar acı çeker.
Biz de çekeceğiz.
Tek umudumuz, bu “acıların” geri dönülemez felaketlere dönüşmemesi.
Ne yazık ki bu böyle felaketler de ihtimal dahilinde.
***
Seçimde oyunuzu kullanmayı sakın unutmayın...