Bu ülkede başkaları mutsuzken mutlu olabilmek mümkün mü?
.
Bize ait bir yaşamın tadını çıkarabilmek için başkalarının da mutluluğuna muhtaç olduğumuzu anladığımızda belki...
Belki o zaman mutluluğa inancımız, başkalarının mutluluğuna sevincimiz artacak.
Pek çoğumuz mutluluklarımızı daha onlara rastlamadan kaybediyoruz...
Ve bir türlü başkalarının mutsuzluklarıyla kendi mutsuzluklarımız arasındaki bağlantıyı kuramıyoruz.
Sanıyoruz ki, başkaları mutsuz olurken biz mutlu olabiliriz.
Düşünsenize, bir mutluluğu zerrelerinize kadar hissettiğiniz bir anın derinliklerine dalıp geri geldiğinizde, kafanızı kaldırıp karanlık bir kabusun içinde çırpınan insanları gördüğünüzde, o mutluluğunuzun tadını biraz daha alabilmek için yeniden tek kişilik mutluluğunuzun derinliklerine kaçmak istersiniz.
Mutlu olduğunuz anın tadını çıkarabilmeniz için başkalarının da mutlu olması gerekir çünkü, en azından bu kadar büyük acılar çekiyor olmamaları gerekir.
Öteki türlü içinde dolaştığınız mutluluk gerçek bir mutluluk olmaktan çıkar, sadece sizin girebildiğiniz, sadece sizin bildiğiniz bir sığınağa döner.
Bu yüzden yaşadığımız ülkede mutlu olmak çok zor, neredeyse imkansız.
Bu ülkede her gün yaşananlar, bizim tek kişilik mutluluklarımızı boğuyor.
Sanıyor musunuz ki, Samsun’da devletin aldırmazlığı yüzünden çocuklarını selde kaybeden anne haykırırken mutlu olabiliriz?
Sanıyor musunuz ki, KCK davasında hem tutuklulara, hem avukatlarına zulüm yapılırken mutlu olabiliriz?
Sanıyor musunuz ki, her gün düzenli bir şekilde iki işçi iş kazalarında ölürken mutlu olabiliriz?
Sanıyor musunuz ki, her gün dağlarda Türk ve Kürt çocukları vurulurken mutlu olabiliriz?
Tek kişilik mutlulukları bile yaşamamız imkansızlaşıyor artık.
Belki siz de benim gibi mutlu olduğunuzda, bunu söylemeye bile utanıyorsunuz karşınıza çıkan acılar yüzünden.
Mutluluğu unutmuş, yaşamın sevinçlerinden umudunu kesmiş, haksızlıklarla ezilmiş, itilmiş, örselenmiş bir kalabalığın ortasında yaşıyoruz hepimiz, bize ait mutlulukları mutluluk olarak yaşamamız mümkün mü?
Mutlu olunması zor toplumlarda tek kişilik mutluluklar da uzun sürmüyor.
Ve her mutluluk kaybolup gidiyor.
Ama hâlâ mutluluğa inanıyorsunuz, değil mi?
Ben inanıyorum.
Mutluluk var.
Aslında bütün gücümle bunu haykırmak istiyorum:
“Mutluluk var.”
Ortak bir mutluluğu kaybettiğimiz için tek tek mutluluklarımızı da kaybediyoruz.
Mutluluklarımızı çalıyorlar.
Bizi hergün bir başkasıyla öldürüyorlar...
Her gün yeni acılarla bizi sıkıştırıyorlar.
Bebekleri, çocukları, gençleri, yaşlıları bazen aldırmazlıklarıyla, bazen bombalarıyla, bazen insafsızlıklarıya öldürüyorlar.
Sele kaptırıyorlar, madenlere gömüyorlar, atelyelerde yakıyorlar, hapishanelere atıyorlar, bitirmedikleri savaşlarda vuruyorlar.
Mutluluk var, biliyorum.
Ama bize mutluluğu bunlar haram ediyorlar.