Bizim yalanlarımız sadece bizi, siyasetçilerin yalanları hepimizi öldürüyor…
.
Birgün çıldırmayı, aklımdan geçen ne varsa söylemeyi çok istiyorum.
Düşünsenize bütün duygularımızı, düşüncelerimizi, isteklerimizi, sevmediklerimizi söyleyebildiğimiz bir hayatımız olduğunu…
Kimbilir neler duyardık birbirimizden.
Ne çok yiğidin altından bir korkak, ne çok korkağın altından umulmadık kahramanlar çıkardı…
Aşklar yerle bir olur…
Birbirine “seni seviyorum” diyenler duydukları karşısında kulaklarına inanamazdı.
Her şeyi ama her şeyi saklıyoruz.
Kendimizden, karşımızdakinden, tekrar kendimizden sonra yine karşımızdakinden.
Aslında gerçekte ne düşündüğümüzü unutacak, bilmeyecek kadar yalanlarla ve saklanmış düşüncelerle dolu ruhumuz.
Öyle saklıyoruz ki, katıksız hakikati biz bile bilmiyoruz kendimiz hakkında.
Bu aralar tüm sırlar çözülsün, tüm düğümler açılsın, ruhumun bütün tersaneleri ele geçsin, her şey ama her şey ortaya çıksın, kendi sahtekarlığıma esir olan parçam tuzla buz olsun istiyorum.
Bunu sadece kendim için istemiyorum, herkes için istiyorum.
Neler saklıyoruz kendimizden kimbilir…
Nasıl yakıyoruz birbirimizin canını o sakladıklarımızı anlatamadığımız için…
Sakladıklarımız arttıkça korku başlıyor…
Gerçek ortaya çıkacak korkusu…
Korktukça, yalanlarımıza inananlara olan bağımlılık artıyor…
Çünkü birinin o yalana çok güçlü inanması gerekiyor bizi de kendi yalanlarımıza inandırması için.
Bir gün hep birlikte çıldırıp gerçekleri söylesek ortaya neler çıkar kimbilir?
Unutulmaya çalışılmış sevgililer, dile getirilemeyen özlemler, söylenmeye söylenmeye birikmiş öfkeler, inkar edilmiş arzular, söylemeye utanılan kırgınlıklar, beni sev diyen acılar…
Bunları görmek, nasıl büyük bir sarsıntı yaratır insanda…
Gerçekleri sakladığımız içimizi görmek,yalanlarla dolu bir hayat kurduğumuzu anlamak…
İnsan kendini terk etmek ister.
Bazen böyle bir yazının ortasında ya televizyondan bir alt yazı geçiyor ya cep telefonuna bir haber düşüyor, irkiliyorum birden…
Düşünüyorum…
Biz kendi küçük hayatımızda bunca gerçeği saklarken bu siyasetçiler neler saklıyor acaba diye.
“Vatan için, memleket için, halkımız için” derken içlerindeki hangi gerçekleri, ihtirasları, korkuları o laflarla örtüyorlar?
“Seçimi kazanmak için, başkan olmak için, partinin yönetimini elimde tutmak için, bir makam kapmak için” demiyorlar, siyaset icat edildiğinden beri bunları söyleyen kimse olmadı herhalde.
İçlerinden kendi hırsları için insanların ölümüne razı olduklarını hatta ölümleri için emirler verdiklerini biliyorlar, milyonlarca insanın hayatını çıkmaza soktuklarını biliyorlar.
Sonra bunları kendilerinden bile saklıyorlar, bunları saklayabilmek için öyle kalabalık dalkavuk gruplarına güveniyorlar.
Kendi yalanlarına inanabilmek için onların da o yalanlara inanan kalabalıklara ihtiyaçları var çünkü.
Bizim yalanlarımız sadece bizi öldürüyor, onların yalanları hepimizi öldürüyor.
Bir gün çıldırıp bütün gerçekleri söylemek istiyorum.
Bir gün herkesin çıldırıp bütün gerçekleri söylemesini de istiyorum.
Böyle büyük bir delilik karnavalından geçmek belki bizi akıllandırırdı diye düşünüyorum.