Bir Koç neden Fenerbahçe Başkanı olmak ister?
.
Ali Koç’un beş yıl aradan sonra ilk defa adamakıllı konuşup, F.Bahçe’nin haklarını savunmaya çalıştığı toplantıyı, bizim spor servisi “İşte yeni başkan” başlığıyla verince, “Ali Koç gerçekten F.Bahçe’ye başkan olacak mı?” diye düşünmeye başladım. Çünkü Aziz Yıldırım bence F.Bahçe başkanlığını bırakmayı aklından hiç mi hiç geçirmiyordu.
Kendisine komplo kurulduğunu düşünen, kendisini içinde bulunduğu şartlar yüzünden mağdur hisseden bir yöneticinin verebileceği ‘geçici’ bir tepki olabilirdi istifa ancak...
O büyük başkanın koltuğu da, o geri dönene kadar ‘küçük’ bir başkan tarafından doldurulurdu.
Ama Ali Koç’un o konuşmasından sonra, spor dünyasında “Ali Koç, F.Bahçe’nin yeni başkanı mı oluyor?” konuşmaları arttı, bir gündem oluştu.
O günden beri ben de düşünüyorum.
Herkes kadar heyecanlı değilim bu konuda...
Neden mi?
Aklıma takılan sorular var.
İlk akla gelen soru da şu:
Koç ailesi Ali Koç’un başkanlığa izin verir mi gerçekten?
Ne de olsa onların alıştığının çok dışında bir dünya futbol dünyası...
Etrafımda bu konuyu konuştuğum kişilere bakarsak, genel kanı, ailenin izin vermeyeceği yönünde.
Ama Aziz Yıldırım’dan sonra kulübün yüzü ve ‘ağabeyi’ olan Nihat Özdemir bile istifa ettiğine göre... Ailenin böyle bir çekincesi olsa Ali Koç da istifa ederdi, öyle değil mi?
Ama etmedi. Ayrıca Özdemir’in pozisyonunu da üstlendi.
Oysa F.Bahçe yönetiminde Ali Koç’tan daha tecrübeli, başta Murat Özaydınlı olmak üzere en azından beş isim var.
Hepsi geri çekildi, üstelik de Ali Koç’un liderliğini kabul ederek...
Demek ki, Koç ailesinin Ali Koç’un başkanlığıyla ilgili olumsuz bir tavrı yok.
Belki de sadece “Başkan olacaksan; kendi başına, Metris’in etkisi altında kalmadan bu işi yapacaksan ve çok istiyorsan, sen bilirsin” demişlerdir.
Peki Ali Koç bu sorumluluğu kaldırabilir mi?
Onu tanıyan herkes Ali Koç’un fevri bir yapısı olduğunu söyler. Hatta 26 Nisan 2007’de Beşiktaş’a kaybettikleri kupa maçından sonra, TFF’ye “Hırsızlar, şerefsizler” dediğini de hatırlarsınız. Bu iş parayı yönetmekten bile zor bir iş...
Ali Koç’un o çıkışı yapmasının üzerinden 4.5 yıl geçti.
O günden sonra ön plana çıkmadı uzun bir süre...
Kendisi mi pişman oldu, biri mi uyardı hep merak ederim.
O maçı futboldan çok iyi anlayan dostlarımla izlediğim için çok iyi hatırlıyorum, Ali Koç’un tepkisi haklıydı aslında.
O maçta Selçuk Dereli adaletsiz bir yönetim göstermişti.
Ancak Ali Koç, haklı olduğunu bile unutturacak tatsız üslupla anlatmıştı derdini.
Mesela Koç ailesi belki bu noktada da devreye girmiş ve “Ya bu işi layıkıyla yap ya da çekil” demiş olabilir.
Son açıklamalarını birkaç defa dikkatle izledim.
F.Bahçe’nin haksızlığa uğradığını yine düşünüyor ama bu kez daha duygusal ve daha denetimli...
Bu kadar kontrol sadece beş yaş almasından değildir, değil mi?
Ben, dersini iyi çalışmış olmasındandır diye düşünüyorum...
Aziz Yıldırım ne diyordur bu olanlara? Ondan onay alarak mı yoksa Aziz Yıldırım’a rağmen mi başkan gibi davranıyor Ali Koç?
Bu soru benim için kilit soru işte.
Sanki şu anda Aziz Yıldırım’a rağmen hiçbir şey yapılmıyor kulüpte...
Yapılsa kulüp kendini Aziz Yıldırım ile aynı çizgiye getirmeden, bu kaostan çok daha rahat biçimde kurtulabilirdi. Nihat Özdemir’in istifası, “Metris-dengeler-gerçekler-beklentiler” arasında sıkışmış bir çaresizlik gibi geldi bana.
“Bu yönetimden Ali Koç’tan başkası liderliğe soyunsa inandırıcı olmazdı” diyorlar.
Buna katılıyorum işte... Kim aday olsa “Aziz Yıldırım’ın adayı” diyeceklerdi.
Ali Koç, Aziz Yıldırım’ı kaderine terk etmeden F.Bahçe’nin haklarını savunabilecek mi peki?
Çıkışları buna talip olduğu duygusu uyandırdı bende doğrusu ama yine de içimde sesini bastıramadığım bir endişe var.
13 yıllık bir Aziz Yıldırım yönetiminden sonra Ali Koç o koltuğu taraftarın istediği gibi doldurabilecek mi acaba?
Aralarında büyük farklar var.
Aziz Yıldırım ile Ali Koç’un ortak noktaları ise ateşli olmaları...
Ama Aziz Yıldırım spor dünyasının yüzde 80’iyle kavga ettiği, bu nefretten beslendiği ve bunu F.Bahçe’nin menfaati için yaptığına kendi kamuoyunu ikna ettiği için “büyük bir lider” oldu Fenerbahçe için...
Gücünü yarattığı korkudan ve arkasındaki kalabalıktan aldı.
Ali Koç ise kimi eleştirirse eleştirsin artık daha kontrollü davranıyor ve öfkesinin içini akılla doldurabiliyor.
Kontrollü sertlik F.Bahçe’ye önemli bir aşama kaydettirir ama taraftar bu aklı başındalığı sever mi, kuşkuluyum.
Farklı bir başkan modeli Ali Koç. Spor dünyası için heyecan verici.
Aziz Yıldırım kadar tecrübeli ve futbol ilişkilerinin üstadı değil ama bu nitelikleri zamanla kazanabilir, üstelik futbol dünyasının aktörleri de değişiyor.
F.Bahçe’nin en büyük derdi olan mali istikrarsızlığı da ilişkileri, gücü ve vizyonuyla ancak bir Koç çözebilir...
Veya Şahenk... Ya da o kalibrede, güçlü bir işadamı.
Bütün bunların sonucunda Ali Koç Fenerbahçe’nin yeni başkanı mı?
Ali Koç son iki basın toplantısına tek başına çıktı.
Yanında veya arkasında hiçbir F.Bahçe yöneticisi yoktu.
Uzun konuştuğu iki açıklamada da Aziz Yıldırım’ın veya Metris’teki arkadaşlarının adını ağzına almadı. “Arkadaşlarımız suçsuz yere içerde yatıyor” demekle yetindi.
F.Bahçe’nin büyük bir mali kriz yaşadığını açıkladı, F.Bahçe en iyilerini satmaya başlamıştı.
Sonra birden tablo değişti, F.Bahçe oyuncu satan değil transferi aklından geçiren bir kulüp halini aldı, krizden çıkabileceğinin işaretlerini verdi. Beş günde ne değişti peki?
Ali Koç’u tanıyanlar iyi bilir. Boşa para harcamayı hiç sevmez.
15 Eylül’e kadar vadesi gelen 90 milyon Euro borcu bulunan F.Bahçe’deki maddi rahatlamanın arkasında Koç varsa Fenerbahçe’de Koç dönemi başlamış demektir.
Koç ailesinin bir ferdi, elini bu kadar taşın altına koymuşsa bunu romantik bir taraftar olduğu için yapmaz.
Kendisini başkan görmeye başlamış olması lazım.
Fenerbahçe camiasına yakışacak bir başkan...
Ama insan şunu düşünmeden de duramıyor; ya işler umulduğu gibi gitmezse, Ali Koç ve ailesi taraftarın ateşli öfkesine maruz kalırsa?
Ali Koç duyacaklarına hazır mı acaba?
Ya da yaşadığı güzel hayat düşünülürse bunlara değer mi?
Koç ailesinin Ali Koç’a, Aziz Yıldırım’ın dublörlüğünü yapma onayı vermeyeceğini, üstelik de hükümetle çok fazla işi olan bir ailenin ülke şartlarını göz artı edemeyeceğini düşünüyorum.
Bu sefer şu soru aklıma geliyor:
- Peki ama neden?
Neden Koç ailesi Fenerbahçe başkanlığını ister ki?