37 yıllık sır! 1 Mayıs…
.
Vatan Haber
Dün 1 Mayıs’tı... İşçi Bayramı, Emek ve Dayanışma Günü.
Sokakları siz de benim gibi seyrettiniz, kiminiz de o ateşin içindeydiniz…
2010 yılında, 1977’deki kanlı 1 Mayıs’tan 33 yıl sonra, ilk kez 150 bin kişinin katıldığı yürüyüşle kutlanmıştı 1 Mayıs…
2011 yılında “Umarım geçen seneki gibi halay ve davullarla kutlanır, bakalım nasıl geçecek, insan bu ülkede pek çok şeye kolayından güven duyamıyor. ‘Her an her şey olabilir’ gibi hissediyor” diye yazmışım.
Bu ülke hiç yanıltmıyor insanı, değil mi?
Gerçekten her an her ey kötü olabilir gibi hissediyor insan ve oluyor da…
Bu başına gelmedik kalmayan 1 Mayıs yeryüzünde 1890’dan beri kutlanıyor. Osmanlı’da ise ilk kez 1906 yılında kutlanmış.
Sonra da 12 Eylül Cuntası, 134 ülkede kutlanan bu bayramı bizde yasaklamış.
Uzmanlar 10 sene içinde dünya nüfusunun yarısından fazlasının “orta sınıflardan” oluşacağını söylüyor… Üretim tarzının “kol gücünden beyin gücüne” geçtiği bu çağda “işçi sınıfı” neredeyse yok oluyor ama Türkiye’de işçi olmak hâlâ her anlamda sorun.
Dün olanlar bir yana, hâlâ 1 Mayıs 1977 olayları karanlık...
O aydınlatılmadan da sadece Taksim’e davulla yürümek, izin bile verilmiş olsa beni tam mutlu etmiyor doğrusu.
1 Mayıs 1977 katliamı aydınlanmalı, bu ülkenin her karanlık noktası gibi… O dönemin en yetkili ismi Başbakan Demirel’di… 1 Mayıs Katliamı’nı anlatan bir röportaj yapsa ve anlatsa bize.
Dönemin Emniyet Genel Müdürü Metin Dirimtekin de yanılmıyorsam hayatta.
O bilmiyor mudur?
İşin ilginç tarafı, Dirimtekin’den hemen sonra, 22 Ekim 1977’de Vecdi Gönül, geçtiğimiz senelerin Milli Savunma Bakanı, bu göreve gelmiş.
Vecdi Gönül o dönem göreve geldikten sonra “5 ay önce ne oldu?” diye merak etmemiş midir? Etmez mi insan?
Dönemin İstanbul Valisi Namık Kemal Şentürk de yanılmıyorsam hayatta; herhalde bu olayla ilgili bir şeyler biliyordur.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Semih Sancar... O aramızda artık yok ama askeriyede bu olayın bir dosyası vardır.
Dönemin İçişleri Bakanı Sebahattin Özbek de bugün aramızda yok; ancak, görevi devraldığı Oğuzhan Asiltürk hayatta ve muhtemelen konuya dair bir bilgiye sahiptir.
Dönemin MİT Müsteşarı Hamza Gürgüç ve MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas bugün aramızda yok ama MİT tabii ki o gün Taksim’de ne olduğunu biliyordur.
Hiç kimse neden bugüne kadar anlatmadı bize ya da neden şimdi anlatmıyor, 1 Mayıs 1977 günü kalabalıkların üzerine ateş açanlar kimlerdi, kim öldürdü onca masum insanı?
37 senelik bu sırrı niye çözemiyoruz…
Bugün o acının yıldönümünü neden anamıyoruz! 37 yıldır hâlâ “yakalanamayan” devlet içindeki bir çete, Türkiye’yi 12 Eylül darbesine götürmek için 1 Mayıs 1977 yılında büyük bir katliam düzenledi,bu açık...
Ama bunu kimler yaptı, bilmiyoruz...
2014 yılına geldik...
Dün birçok insan yaralandı, çatışmalar yaşandı… 1977 karanlığına 2014’ün yasakları, ayıpları, acıları karıştı.
AK Parti, 5 katliamın dosyası açmıştı bir zamanlar…
1977’deki Kanlı 1 Mayıs... Çorum... Sivas... Kahramanmaraş ve Başbağlar katliamları için araştırma komisyonu kurulmasını istemişti, bugün 1 Mayıs kutlamalarını yasaklayan hükümet… Ne oldu acaba bu komisyon?
Ergenekon Davası’nın iddianamesinde 404’üncü klasöründe sanırım, “1 Mayıs 1977 Katliamı’nı Kontrgerilla Düzenledi” başlığı altında, 36 kişinin öldüğü o güne ışık tutacak telsiz konuşmalarına yer verildiği ortaya çıkmıştı.
Sheraton Otel’in çatısından kalabalığın üstüne ateş eden kişinin, telsiz konuşmalarında “Ocak” kodunu kullanan Binbaşı Alaattin Sezginkurt olduğu anlaşılmıştı.
Ne oldu peki sonra?
Dün 1 Mayıs’tı işte...
Taksim’in yolları yine işçilere kapalıydı…Yine biber gazları, yine plastik mermiler vardı sokaklarda…
Taksim’in sırrı bize kapalı 37 yıldır, şimdi bir de bugünün acıları eklendi öfkemize…