Metiner “PKK’ya silah izni’ verdi!
.
AKP’liler de hiç şüphesiz Milletvekili Mehmet Metiner’in aşırı zekasından ve ataklığından yararlanıyorlardır, aynen milletin geri kalanı gibi.. Yani öyle ki, her ağzını açışta ayrı bir cevher, ayrı bir vecize çıkıyor..
Silivri’ye tıktığımız zaman..
Mesela bundan önceki cevheri Uludere Komisyonu’nda MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’na oturduğu yerden telaşla laf yetiştirmeye çalışırken ağzındaki peyniri düşürerek “Genelkurmay Başkanı’nı Silivri’ye tıktığımız zaman itiraz ediyorsunuz ama” demesiydi.. Daha önceki mümtaz vecizelerin hepsini yazmayayım.
Ama “Akiller Grubu”nun İç Anadolu temsilcilerinin karşılaştığı son tepkiyi yazayım, çünkü orada bir kez daha (Üniversite Bölüm Başkanı’nın önceki gün yaptığı gibi) bu ikisinin karıştırılmaması istenmiş. Grup “Türk Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimler Derneği”ni ziyarette büyük bir protestoyla karşılaşmış ve “Kürt vatandaşlarla PKK’nın karıştırılmaması” vurgulanmış.
‘Kürtistan için yapabilirsiniz’..
Dernek Başkanı “Bunu yapan milletvekillerinin Meclis’te olmasından üzüntü duyduklarından” söz etmiş.. “Bunu yapan” derken BDP milletvekillerini kastediyordu ama AKP Milletvekili Metiner beterini söylemiş dün..
Kürtlerle PKK’yı özdeşleştirerek onlara “Bağımsız bir Kürdistan için silah kullanabilirsiniz ama ana dilde eğitim, demokratik özerklik, bunlar için silah kullanılmaz” diyor.. Yani;
1- Demokratik özerklik adı altında “bir bölge”nin zaten verileceğini açıklıyor.
(Ki “çözüm” denilen süreçte sorun yaratan ve tartışılan zaten “ana dilde eğitim, kültürel haklar” gibi konular kesinlikle değil, bunlar..)
2- Demokratik özerklik dediği “Özerk bölge”nin sonunda kısa bir zaman içinde “Bağımsız Kürdistan Devleti” noktasına gelineceğini açıklıyor.
(Ki bu da “Batı dahil” diğer ülkelerdeki örneklerden bellidir ve PKK ile BDP de birçok kez bu devletten açıkça söz etmiştir.)..
Neden yargı karşısında değiller?
Yukardaki 2 noktanın yanında asıl önemlisi bu “bağımsız Kürdistan” hedefi için “silahlı terör yapılabileceğini, bunun kabul edilir olduğunu” söylüyor. Biliyorsunuz Hükümetin bakanları Fazıl Say konusunda “Ne yapalım, yargı karşısında her vatandaş eşittir” dediler iki gün önce..
Madem ki “herkes eşittir” ve Fazıl Say bir “Ömer Hayyam” dörtlüğünü retweet etti diye dünya çapında sanatçımıza 10 ay mahkumiyet verilmiştir, o zaman Baskın Oran ve Mehmet Metiner gibi terör örgütüne “silahlı saldırı” hedefi gösteren, ülkeyi tehlikeye atan konuşmalar yapan kişiler neden mahkumiyet almıyor? Bu nasıl eşitlik?
Milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasından söz edildiğine göre bu söz tutulmalı ve Metiner bu konuşmanın hesabını yargıya vermelidir. Baskın Oran da tabii.. Aksi takdirde; bir de “seminere katıldı” diye (hatta hiç katılmayanlar da) yüzlerce kişiye yıllarca hapis cezası verildiği ama “dönem komutanlarının, muhtıra veren ve darbe yapanların korunduğu” hatırlanırsa herkes bu “eşitlik” lafına güler geçer!
CHP sürece katılmazsa??
BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan konuşmasında Öcalan’la görüşmelerini anlatırken onun sözlerini aktarmış. Artık Anayasa ve tüm yol haritaları Öcalan’dan soruluyor ya o da partilerin geleceğine filan da karar veriyor, olacağı bu.. Demiş ki; “CHP bu sürece katılmazsa kendini bitirir” ..
O zaman kehaneti bırakarak şunu da açıklamalı; “Bu süreç” lafı her yerde ama sürecin pazarlığı nedir, süreç sonunda “ne üzerine” bir anlaşmaya varılacak? Kandil’dekiler sık sık “Önderimize saygılıyız ama geri çekilme olmaz, önce yasal olarak sorun çözülmeli” açıklaması yaparken nasıl bir çözüm bu?
Aynı referandumda..
Şöyle; Aynı referandum içine “başkanlık sistemi, Kürt özerk bölgesi, Türk vatandaşlığının tanımının değişmesi ve bu vatandaşlık tanımı yerine ‘Türk’ün bir etnik grup gibi anayasaya girmesi” benzeri bir çok madde daha önce yargı referandumunda olduğu gibi çorba halinde konacak..
Yani sen “bu maddelerin birini kabul edeceksen” hepsini de kabul etmek veya tam aksi bir durumda bırakılacaksın.. Peki tüm vatandaşlar ve ülkenin seçilmiş muhalefet partileri “hayati konularda” bu emrivakileri neden kabul etmek zorunda olsun?
Yalnız CHP değil, MHP de kabul etmiyor, kim ve neden ötürü sorumlu tutabilir onları? Bu nasıl siyasettir, nasıl ülke yönetimidir, terör örgütünün başı mı anayasayı belirleyecektir, artık gerçekten ipin ucu kaçtı!