Şampiy10
Magazin
Gündem

Mahkemeler tecavüzü serbest bırakamaz!

.

ABONE OL
Vatan Haber

Sizi bilmem, bu dehşet kararları veren hakimleri, savcıları bilmem, ben utancımdan ‘yer yarılsa da içine girsem’ diyorum, ötesi yok.. Bu ülkenin yargısı adına, adalet adına, insanlık adına öyle büyük utanç içindeyim ki yazarken boğazıma yumrular tıkanıyor.

Çocuk yaştaki Ö.Ç’ye tecavüz edenleri de, N.Ç’ye tecavüz edenleri de, bütün diğer çocuklara tecavüz eden alçakları da, hepsini serbest bırakan, neredeyse alkışlayacak bir yargı çıktı ortaya.. Utanmaz suçlular, çocuk sahibi olan evli tecavüzcüler, genci, yaşlısı ailelerinin alkışlarıyla serbest bırakılıyor, bir de üstüne “tecavüz bebeklerine devlet bakar” diyen bir cehalet sarıyor ortalığı..

ALKIŞLAYIN, UTANMA KALMADI YA..

Son olarak Zonguldak’ta 14 yaşındaki S.B’ye tecavüz davası rezaleti vardı haberlerde. Önce üvey amcası tecavüz etmiş, kızcağız evden kaçınca başka ahlaksızların eline düşmüş, 3 vicdansız daha tecavüz etmiş ve mahkeme hepsini “ALKIŞLAR ARASINDA” bırakmış.

Neden bırakılmış; mahkeme heyeti “mevcut delil durumunu, suçun vasfını, niteliğini göz önüne almış” efendim. Helal olsun size be, helal, işte adalet bu (!), vicdan bu, siz hakimlerin bu kararları. Ne delili, ne niteliği, ne vasfı? Bir çocuğa tecavüzden söz ediliyor, insafınız yok mu sizin?

Adli Tıp raporu yok mu, çocuk anlatmıyor mu olanları, yetmez mi? Dedim ya öyle utanıyorum ki bu kararlardan, hepsine yeter inanın o utanç..

KARNINDA BEBEĞİYLE ÖLEN ÇOCUK!

Bu haberleri bile öyle kanıksadık ki vahşete alıştırıldık adeta.. Öylesine okuyup unutuyoruz.. Ağrı Doğubayazıt’ta “16 yaşındaki zavallı bir kızın karnında bebekle öldüğü” haberi de bunlardan biriydi. Çocuk yaşta “imam nikahıyla” kendisinden 10 yaş büyük Mehmet Ali Kaya ile evlendiriliyor. Ve 8.5 aylık hamile iken kalp krizi geçirerek ölüyor. Nikahsız koca ise “evlendiğimde 15 yaşında olduğunu bilmiyordum” mazeretini öne sürüyor. Demek evlendiği çocuğun nüfus kağıdını bile görmemiş, nasıl işse?

YARGI ‘GEREĞİNİ YAPACAK’ İSE..

Şimdi tabii bu mazeretle koca serbest kalacak, kızcağız ise hayatına doyamadan gittiğiyle kalacak.. Olacağı bu.. Ve öte yanda efendim Yargıtay “yetişkin insanların nikahsız birlikteliğinin ahlaka aykırı olduğuna dair” kararlar veriyor. İki yetişkinin aynı evde yaşamaya karar vermesi “gayri ahlaki” ise, “çocuklarla imam nikahı kıymak” ne, Yargıtay veya bir hakim, bir mahkeme, herhangi bir yargı mensubu, Adalet Bakanı, Kadın Bakanı neden hiç bu konuda bir karar açıklamıyor?

Kadın ve çocuklara karşı “aile içi ve dışında” şiddet böylesine alıp başını gitmişken, örneğin Başbakan Erdoğan’ın bu konuda bir konuşma yaptığı neden hiç duyulmadı? “Yargıya söyledik, gereğini yapacaklar” demek mümkün olduğuna göre, yargıya neden hiç “kadın ve çocuk tecavüzleri, çocuk evlilikleri en ağır şekilde cezalandırılsın” talimatı da verilemiyor?

İmam nikahı olsun olmasın “çocuk ve kadın tecavüzü” en ağır şekilde cezalandırılmadığı takdirde tecavüzcülerin cirit atmasına yardım edilmiş olur ve yapılan da budur. Ne bir siyasetçi, ne eşleri, ne STK’lar olanlardan rahatsız olup öne çıkmıyor, olan zavallı çocuk ve kadınlara oluyor.. Yazıklar olsun!

*****


Suriye’de akrabalarım var!

Arada nadiren “Bizim Suriye halkıyla yakın bağımız var, siz ise mültecilerden ve Suriye’ye verilen öncelikten rahatsız oluyorsunuz. Tabii sizin orada yakınlarınız yok, ondan böyle rahatsınız” vs diyen mektuplar geliyor.

Var efendim, hem de canım, ciğerim teyzemin (bir Suriyeli ile evliydi) kızları; İlhem, İtimet ve Lemis ablalarım Şam ve Halep’te yaşamaktalar. Sık sık onları arayarak durumlarını soruyor, tehlike içindelerse yanıma gelmelerini söylüyorum.

Ama; 1-Bu ülkenin gazetecisi olarak, akrabalarım tehlikede olsa bile önce kendi insanlarımızın ve ülkemizin geleceğini düşünürüm. 2-Tehlike altındaki Suriye vatandaşlarının sığınmasına izin veriliyorsa onların kamplar dışına çıkmamasını, belli bir sayının üstünde “yüz binler”le alınmamasını uygun görürüm (Batı ülkeleri veya Ortadoğu ülkelerinin hepsi alıyor mu, yüz binlerle alıyor mu), alınanların kendi illerimizde huzuru kaçırmamasının sağlanmasını, mülteci maskesiyle giren muhaliflerin “gündüz Suriye’ye gidip savaşarak gece Hatay’a dönmemesini” isterim.

Yazdıklarıma kızarak bu ve benzeri suçlamaları yapanlara cevabım budur. Diğer konularda aynı haksızlığı, saygısızlığı sürdüren, örneğin dinle bağlantılı bir tartışma yapılıyorsa “dinime, inancıma” bile dil uzatmaya cesaret edebilenler ise cevabı hak etmiyorlar. En uygunu onları “günahlarıyla baş başa bırakmak” bence!

*****


Bu gurur bana yeter!

Dün VATAN’da da haberi çıktı, beni mutlu eden bir gelişme yaşadım sevgili okurlarım.. TRT Okul TV’de ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent, İstanbul Üniversitesi gibi önde gelen üniversitelerin de arasında bulunduğu üniversitelerde 15 bin öğrenciyle yapılan bir ankette “En beğendiğiniz ve televizyonda görmek istediğiniz kadın gazeteci kim” sorusuna cevap olarak “yüzde 70”e yakın oy oranıyla benim adım öne çıkmış.

Birçok sinema filminin de sanat yönetmenliğini yapan Sırma Bradley’in hazırlayıp sunduğu “Sırma ile Bugün” programının yaptığı ankette genç üniversitelilerin beni seçmiş olması gurur verici elbette, hepsine çok teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum. Umarım bir gün onlar da benzer mutluluklar yaşar ve benim bugünkü duygularımı yaşayarak anlarlar.

ONLARDAN BİRİYİM!

Ben hala kendimi zaman zaman “üniversite öğrencisi” gibi hissederim, sanki zaman hiç geçmemiş, sanki onlardan biriymişim gibi.. Bu meslekte de hiçbir zaman “doğallığımı, içtenliğimi, heyecanımı, duygusallığımı kaybettirecek bir profesyonellik noktasına ulaşmayı” istemedim, büyüklük, bilmişlik taslamadım.. Halkın içinden geldim ve onlardan biriyim, hep de böyle kalacağım.

Bu nedenle o sevgili öğrenciler de bende “kendi duygularının yansımasını” görüyorlar, beni beğenmelerinin, seçmelerinin nedeni bence budur.. İnşallah bir gün yine “ekranda da” buluşacağız, “hak” diye, “adalet” diye, “basın özgürlüğü” diye bir şey varsa bu mutlaka gerçekleşecektir. Onlara en içten sevgilerimi sunuyorum!

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Kadınlara yasaklar nereye varıyor!
  2. Dershane konusu pek garip!
  3. Diyanet, kadınlar ve hadisler!
  4. Yeni Bavul ve 28 Şubat!
  5. Devlet ‘mezhep’ soramaz!
  6. Buldan ve katiller!
  7. Kadına şiddette ‘medya’nın suçu!
  8. ‘Geri zekalılar bile anlar’ demiştim!
  9. Devlet Güneydoğu’ya girebiliyor mu?
  10. Haşim Kılıç parti sözcüsü gibi!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.