Şampiy10
Magazin
Gündem

Hatay’daki patlamanın sorumlusu kim?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Dün öğle saatlerinde Hatay’ın Reyhanlı ilçesinin kent merkezinde patlayıcı yüklü iki araçla düzenlenen terör saldırısında akşam saatlerindeki belirlemelere göre 43 ölü, 19’u ağır olmak üzere 53’den fazla yaralı vardı. Olay alanında görüntüler deprem sonrası, savaş sonrası gibiydi.

Daha PKK terörünün onlarca yıldır yaşattığı acılardan yeni yeni kurtulacağını uman ülke için yine bir terör acısı, yine ağlayan analar, yine gelecek korkusu..

Yolgeçen hanı gibi...

Suriye’de Esad güçleri ile aralarında El Kaide gibi terör örgütlerinin de bulunduğu “muhalif güçler” arasında sürmekte olan iç savaş nedeniyle Türkiye’ye gelen sığınmacılardan sonra özellikle Güney illerimizde sorunlar, olaylar, patlamalar bitmek bilmedi..

“Sığınmacı” olduğu söylenenler gündüz Suriye’ye geçip savaşıyor, gece tekrar Türkiye’ye dönüyorlardı. Güvenlik güçleriyle sorunlar görülüyor, hastanelerde Türk vatandaşlara verilecek yataklar bile öncelikli olarak bu sığınmacılara tahsis ediliyor, rahatları için kendi yoksul vatandaşlarımıza yapılmayan her tür yardım yapılıyordu.

Esad’a tehditler

Öyle rahat ettiler, öyle özgür bırakıldılar ki Türkiye’de (hiçbir Batı ülkesinde asla böyle bir özgürlüğe izin verilmez), Güney illeri yetmedi, her yere dağıldılar, İstanbul ’da bile bazı semtleri adeta işgal ettiler. Bir yandan bunlar yapılır ve kendi ülkemizde Suriyeli sığınmacı sıkıntıları yaşanırken diğer tarafta “kendi PKK sorunumuz” yetmiyormuş gibi, bir dönem “Suriye iç savaşı” konusu bunun da önüne geçirildi. PKK’yı unutup Suriye ’yle, Esad ’la uğraşmaya başladık, tehditlerimiz bitmek bilmedi.

Hükümet Esad’la kavgaya o kadar yoğunlaştı ki Esad o öfkeyle Suriye’nin kuzey illerini PKK’nın kontrolüne verdi, bugün bir de “Suriye’de PKK” sorunumuzun olması, PKK’nın Suriye’ye kolayca “Batı Kürdistan” diyebilmesi bundandır.

Türk Hükümeti kendi ülkesi, kendi vatandaşları için tehlike yaratacak bu yanlış politikayı yürütürken AB ülkeleri ve ABD bir yandan da “Türkiye’yi savaşa itecek kışkırtmalar” yaparak uzaktan izlediler. Türkiye’nin “üstüne hiç vazife olmayacak şekilde” Suriye olayına müdahale etmesi konusunda “sonuç felaket olur” uyarısı yapan Amerikalı tarihçiler bile çıktı.

Rüzgar eken, fırtına biçer

Türkiye’nin hiçbir başka ülkenin yapmadığı şekilde “kendisine karşı” aldığı keskin tutuma karşılık Esad daha önce “siz bunu yapar ve iç işlerimize karışırsanız, ben de PKK’ya destek veririm, ben de size zarar veririm” demişti.

Şimdi Hükümet üyeleri “Kim yaptıysa karşılığını görür” diyor. Ne yapacağız, savaş mı açacağız? Bizimle ilgisi olmayan bir savaşa müdahale ederek başımıza açtığımız felaket yetmedi mi? Başka ülkelerin (hem de bizim sorunlarımızı yıllarca seyretmiş, teröristleri bağrında beslemiş bir ülkenin) insanlarını cansiperane koruyacağız diye kendi vatandaşlarımız yeterince ölmedi mi?

“Düşürülen uçağımız”dan sonra yaptığımız tehditler ne işe yaradı ki bunlar yarayacak? “Allah cezalarını versin” deyince sorun bitecek mi?

Hassasiyet!

Başbakan Erdoğan olayı kimlerin yapmış olabileceği konusunda “çözüm sürecini hazmedemeyenler” den başlayarak birçok ihtimali sıralamış. Sonra “Hatay, Suriye sınırında bir ilimiz ve hassasiyetleri var. Bu hassasiyetleri kaşımak için de böyle adımlar atılır” demiş.

Sadece “son günlerde Esad’a yaptığı tehditleri” unutmuş gibi.. Oysa Hatay’daki patlamanın nedeniyle ilgili asıl ihtimal “bir terör örgütüyle de işbirliği yapmış Esad” olamaz mı?

Hükümet Suriye’ye müdahaleye başladığı ilk günlerde sonucun buralara gelebileceğini hatırlatıp uyarmıştık ama dinleyen olmadı, bari doğru ihtimalleri düşünmeyi bilelim. Yoksa bir yanda etnik , diğer yanda mezhepsel bir kavganın içine düşeceğiz.

Not: Yukarıda yazdıklarımın doğruluğu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın yazım bittikten sonra yaptığı; “Reyhanlı’daki patlama Suriye gizli servisi El Muhaberat’la bağlantılı“ açıklamasından da anlaşılıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Kadınlara yasaklar nereye varıyor!
  2. Dershane konusu pek garip!
  3. Diyanet, kadınlar ve hadisler!
  4. Yeni Bavul ve 28 Şubat!
  5. Devlet ‘mezhep’ soramaz!
  6. Buldan ve katiller!
  7. Kadına şiddette ‘medya’nın suçu!
  8. ‘Geri zekalılar bile anlar’ demiştim!
  9. Devlet Güneydoğu’ya girebiliyor mu?
  10. Haşim Kılıç parti sözcüsü gibi!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.