Hadım Yasası Komisyon’dan geçti!
.
İnşallah TBMM Genel Kurulu’nda da kabul edildiğini görürüz, tecavüzcülerin ilaçla hadım edilmesini sağlayacak yasa tasarısı Meclis Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Bundan sonra kadın ve çocuklara saldıran sapıklar, çocuk yaşta kızları dedesi yaşında adamlarla evlendirenler cezadan kurtulamayacaklar umarız. Tabii hakimler görevlerini yapar ve yasaya göre karardan şaşmazlarsa..
Teklifin sahibi AKP Ankara Milletvekili Alev Dedegil ve Aşkın Asan’ı içtenlikle kutluyorum. Bu yasa belki de Türkiye’de “sapıkları durduracak en etkili önlem ve aynı zamanda suçlular için en iyi ceza” olacak, vazgeçmeyip sonuca gitmeleri takdire şayandır. Vazgeçmeyip diyorum çünkü Komisyonda epeyce tartışma yaşanmış; “tecavüze uğrayan mağdur bu nedenle evini, işini, okulunu terk ederse cezanın bir kat ağırlaşması”nı sağlayacak maddenin akıl almayacak şekilde “tesbiti zor” vs denerek bazı milletvekilleri tarafından “çıkarılması” istenince Dedegil (gayet haklı şekilde) kızarak Komisyonu terk etmiş. Ki 2000’li yılların başında TCK ve Medeni Kanun değişikliği sırasında TBMM’de yaşananlarla çok benzer olaylardır bunlar.
BAŞTA ENSEST OLMALI!
Öte yanda “12 yaşını doldurmamış çocuklarla ilgili tecavüz davalarında cezanın 1 kat arttırılması”nı sağlayacak madde kabul edilmiş. Bu iyi bir gelişme ama.. Aslında imzalanan uluslar arası sözleşmelerde 18 yaş altı “çocuk” kabul edildiğine göre “18 yaşını doldurmamış kişiye” denmeliydi, büyük hata.. (Ki burada CHP’li bir kadın milletvekili “Hüseyin Üzmez’i kurtaracaksınız, ondan 12 yaş altı diyorsunuz” itirazını yapmış.)
Aynı şekilde “suçun beden ve ruh sağlığı bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı” işlenmesi halinde, yani zihinsel veya bedensel özürlü bir mağdurun olması halinde..
Suçun kan veya kayın hısımlığı içinde bulunan bir kişiye karşı yani “aile içi tecavüz” olarak işlenmesi (ENSEST) ya da üvey babanın tecavüzü söz konusu olması halinde cezanın 1 kat artacağı da kabul edilmeliydi. Ve bunlar en önemli maddeler olduğundan en başta yer almalıydı.
Bunların hiçbiri için “cinsel istismar suçu” denerek cezalar hafifletilemez, ağır suçlar daha hafif sayılacaklarla aynı kefeye konamaz, Türkiye’de hala medyada da, yargıda da yapılan büyük hata budur.
Bakın, AKP Gümüşhane Millletvekili Kemalettin Aydın “Komisyon toplantısını terleyerek, midesi bulanarak, vücuduna kramplar girerek izlediğini” söylemiş. Sadece maddeleri tartışırken bile milletvekilleri bu hale geliyorlarsa o vahşi, acımasız, gözü dönmüş tecavüzcülerin (hele de toplu tecavüzlerde) karşısında küçücük çocukların, güçsüz kadınların ne hissedeceğini akıllarından çıkarmamalılar.
Ve öncelikle de bugüne kadar devamlı gizlenmiş, Bakanlığın da hiç değinmediği ensest olayına çözüm olacak önlemler ve en ağır cezalar düşünülmelidir. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu şu sıralarda “Türkiye Ensest Araştırması” yapmakta ve vaka sayısının çok yüksek olduğunu bildirmekte.. Meclis bu çalışmayı görerek, sivil toplum kuruluşlarının görüşünü alarak yasaya son halini vermelidir.
AĞIR HAPİS!
Kadınlar ve çocuklar bu dehşet suçları işleyenler karşısında çok çaresiz bırakıldılar. Mahkemeler doğru kararı vermekten o kadar uzak ki, adeta suçlunun yanında yer alıyor ki, mağdur kız ve kadınların sığınacağı evler o kadar az ve onlardan bile habersizler ki, bu nedenle hakkını aramaya kalkmayan mağdurlar var.
Hem tecavüze uğrayıp mağduriyet yaşayan, hem de sanki suçu kendisi işlemiş, bu korkunç olayı kendisi istemiş gibi “töre” diye, “namusu temizleme” diye öldürülen çocuk yaşta kızlar var.. Artık yeter, Hadım Yasası Meclis tarafından da mutlaka kabul edilmelidir.
Batı’da olduğu gibi affa uğramayacak ağır hapis cezaları getirilmeli, bugüne kadar yapıldığı gibi “toplu tecavüzcüler”in bile hakimler tarafından serbest bırakılması (onların gazeteciler, askerler gibi kaçma ihtimali yok ya, tutuksuz yargılıyorlar) önlenmelidir.
Hastalıklı, çevreye zarar veren kişiler için “istemeyen insana ilaçla tedavi yapılmaz” gibi anlamsız itirazların, önleme gayretlerinin de duyulmayacağını umuyoruz artık..
ARANIZDA ‘RUH HASTASI’ MI VAR?
Yine 2002 yılına döndük sanki, o zaman da “çocuk tecavüzlerinde çocuğun rızası var mı ona bakılsın” gibi korkunç bir madde koymaya çalışmışlardı, ben de ‘ancak bir ruh hastası bunu söyleyebilir’ demiştim biliyorsunuz..
Adalet Komisyonu’nda bir madde değiştirilmiş ve şöyle olmuş; “Suçun ani ve kesik hareketlerle işlenmesi halinde ceza üçte bire indirilir”.. AİHM daha önce bu tepkimi “basın özgürlüğü sınırları içinde” bulduğuna göre 2013’te, 10 yıl sonra bir kez daha sorayım; Aralarında ruh hastası mı var? Bu nasıl bir maddedir Yarabbi? Demek bundan sonra tecavüzcülerin hepsi “Biz ani ve kesik hareketlerle tecavüz ettik” deseler cezaları mı azalacak? (Bu olay AİHM’ye giderse herhalde davaya bakarken gülmekten gözleri yaşarır..)
Lütfen bu işkenceyi topluma yapmasınlar ve o maddeyi de derhal çıkarsınlar. Meclis önünde binlerce kadınla protesto yapmaya zorlamasınlar bizi! Alev Dedegil boşuna terk etmemiş toplantıyı!
Öleceğini bilen kadın!!
Geçen Çarşamba akşamı TV’de haberleri izlerken duydum bunu.. İstanbul’da 30 yaşında ve 1 çocuklu bir kadın (A.Y) kocası tarafından tam 7 kez saldırıya uğramış. Adam her seferinde yakalanıyor, bırakılıyor ve gidip yine kadını en ağır şekilde yaralıyor.
Anlattığına göre A.Y.’nin kafasında ödemler, dikişler, vücudunun her yerinde yaralar, morluklar var. Diyor ki; “Şikayetçi olduğumda karakolda bana ‘o senin kocandır, seni sever, idare et, ses çıkarma” gibi sözler söyleniyor. Kocam tutuklanmayacağına o kadar emin ki savcıya gidiyor, ifade veriyor, gelip yine dövüyor. Bir dahaki sefere öldürecek. Kurtulamayacağımı biliyorum”..
Şimdi biz bu ülkede adalet olduğunu mu söyleyeceğiz? Eğer bu ülkenin “şiddet gören” kadınları, devlet tarafından da korunmadıklarına, mutlaka öldürüleceklerine bu kadar emin konuşuyorlarsa ve sonunda yüzlercesinin “geride bebeklerini, çocuklarını yalnız bırakarak” öldürüldüğü de görülmüşse orada adalet olduğunu kim iddia edebilir?
A.Y. bu korkunç kocanın elinden mutlaka kurtarılmalıdır. TBMM’de Hadım Yasası’nı çıkarmak üzere çalışan milletvekilleri “şiddete uğrayan kadınların acil şekilde korumaya alınması” için de ellerinden geleni yapmalıdır. Türkiye’de teröre verdiğimiz şehitler kadar çok kadın ve çocuk korkunç olaylarla hayatını kaybediyor, en hafifinden “cehennem azabı içinde” yaşıyor.
Bu utanç tablosu bitsin artık!