Güneydoğu savaş halinde, Güney de öyle!
.
Kim ne derse desin biz düşünmeden hareket eden, bu nedenle de hep pişmanlık duygusu yaşayan bir milletiz.. Analiz yeteneğinden mi yoksunuz, tembeliz de ondan mı, yoksa hırslarımızın peşinden sürüklenirken duyularımızı mı kaybediyoruz ben artık anlayamıyorum inanın..
Güneydoğu’nun illerinde arka arkaya PKK saldırıları sürüyor. Son olarak Hakkari Çukurca’da terör örgütü ile askerler arasında çıkan çatışmada 1 üsteğmen şehit oldu, 2 sivil yaralandı, 1 sivil hayatını kaybetti, 4 asker de yaralı.. Çatışmalar devam ediyor, kobralar uçuyor, iş yerlerinin kepenkleri kapalı..
Sivil halk Kazan köyündeki yakınlarından haber alamayınca oraya yürümek istemiş ve geçmelerine izin vermeyen güvenlik güçleriyle gerginlik yaşanmış. Yani ortalık toz duman ve halkın da artık canını bile düşünmeden çatışma bölgelerine girmek isteyecek kadar sabrı tükenmiş vaziyette..
‘KÜRDİSTAN’ OLMUŞ BİLE..
Ve öte yanda BDP de, PKK da artık adeta ayrı bir devlet kurulmuş gibi açıkça Güneydoğu’dan “Kürdistan” diye söz etmeye başlamış bulunuyorlar. Kısacası Güneydoğu’da sadece Hükümet’in değil, tüm TBMM’nin olanca dikkatini bu bölgeye yoğunlaştırmasını gerektirecek kadar ciddi bir durum mevcut..
BDP daha önce de zaman zaman laf aralarında dillendirilen “Türkiye 15-20 bölgeye ayrılsın, birkaçı da Kürtlere verilsin” önerisini tekrarlamaya başladı.. Aynı konuşmada bir adım daha ileri giderek “Sadece Kürdistan bölgesine özgü özerklik verilsin” de diyor.. Ama bu ifadede, bir yandan “verilsin” şeklinde öneri gibi söyleme, öte yanda ise “Kürdistan” diyerek zaten baştan orayı bu şekilde ilan etme var. Zaten şimdiden ilan ediyorsan, öyle kabul etmişsen kime, ne önerisi götürüyorsun sorusu çıkıyor ortaya..
Bırak özerkliği, eyalete bölmeyi, o adımları da atlayarak daha şimdiden “devlet” yapmışsın bile kafanda.. Öte yanda halihazırda özerk bölgelerden oluşmuş İspanya bile sıra “bağımsız devlet” noktasına getirildiği için yıllardır sorunu çözememiş. Ortada bu örnekler varken Türkiye’de neyi çözecek? Özerklik verilse terör bitecek, katliamlara son mu verilecek?
BOMBA-MAYIN KİMİN ESERİ?
Bu katliamları planlı olarak, arkadan vurarak, mayınlar döşeyip bombalar patlatarak, Türk-Kürt demeden öldürerek yapan terör örgütü ile ona “ölen teröriste de ağlamalıyız” desteği verenler mi vazgeçecek?
Bunların “bağımsız devlet” elde edilene kadar olmayacağını herkes biliyor. Ama uzmanlar; önce “Kürdistan” isminin coğrafi olarak tescilinin sağlanacağını, “uluslar arası hukuka göre ‘sınır belirlemesi’ kabul ettirildikten sonra kısa sürede ‘bağımsızlık’ noktasına varacağını” söylüyorlar.
Kısacası özerk bölge olsa da terör bitmeyecek..
SAVAŞA HAZIRIZ, NİYE?
Güneydoğu’da bu ciddi sorun dururken “TSK’nın Suriye ile savaş ihtimaline karşı harekat planı hazırladığını, bölgedeki Rusya ve PKK faktörlerinin de göz önüne alındığını, kara-hava-deniz unsurlarının bir arada kullanılacağını” duyuyoruz.
Türkiye’ye gelen sığınmacıların “100 bin 500’e yaklaştığını, on binlercesinin sınırda beklediğini” duyuyoruz. “Durum böyle olsa da ‘Suriyeli kardeşlerimiz’i almaya devam edeceğimizi” öğreniyoruz. BM hala karışmıyor, AB hala karışmıyor, ABD hala yalnızca konuşarak gaz veriyor ve biz “savaşa hazır olduğumuz” haberleri dinliyor, Hatay’dan Gaziantep’e, Urfa’dan Adıyaman’a kadar birçok ilimizi mülteci kampına çeviriyor, kendi sınır illerimizi “ateş hattı”na sokuyoruz.
Peki bunca zamandır sorulan sorunun; “Bu savaşla ne ilgimiz var, diğer ülkeler seyrederken neden biz karışıyoruz” sorusunun cevabı neden verilmiyor?
Irak Başbakanı Maliki, PKK ile “Suriye’ye destek için” görüşmüş sözüm ona.. Sanki daha önce PKK ile Esad “alışverişte” değillermiş gibi.. Barzani de aralarında değilmiş gibi.. Kimi aldatıyorlar bilmem ki?
Herhalde “görünüşe aldananları, kolayca gaza gelenleri” olmalı ve ben aralarında yokum! (Hükümet neden bu büyük hatayı sürdürmekte israrlı, bunun nedenini de anlamıyorum. Anlatacak biri varsa dinlemeye hazırım.)
Meğer ABD istihbarat paylaşmış!
ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone PKK ile mücadele için “Bin Ladin’i yakaladıkları operasyonun benzerini” önermiş. “Türk Hükümeti ile PKK ve Kandil konusunda tüm istihbarat bilgilerini paylaştıklarını” söyledikten sonra “daha da fazlasını yaptık, Usame Bin Ladin’i yakalamak için yararlandığımız ileri teknoloji ve özel harekattan yararlanma gibi yöntemleri önerdik” demiş.
Suriye ile savaş durumunda “Türkiye’nin yanında olduklarını” da eklemiş.
Burada izninizle biraz ara veriyorum, bu yalanları yutmak için bir bardak su içmem gerekiyor. Hatta bir galon.. Demek koskoca (Big Brother), dünyaya hükmetmeye çalışan ABD aslında “tüm bilgileri” paylaşıyor ama hala yüzlerce terörist ağır silahlarla sınırdan geçip saldırı yapabiliyor. Onlarca terör şehidi bir saldırıda gelebiliyor..
Demek bu güne kadar bir yandan PKK’ya destek veren ABD artık ona karşı “ileri teknoloji” öneriyor. Yüzlerce, binlerce şehit verirken gelmedi de neden şimdi (artık PKK devlet isteme noktasındayken) aklınıza “Usame Bin Ladin’e kullanılan teknoloji”si geldi demezler mi?
Suriye için “yanımızda” masalına gelince.. Dışişleri Bakanları Hillary bu konuda ne söylüyor, ABD ne yapıyor, önce ondan söz etsin Ricciardone!