Gezi Parkı’nda devlet şiddeti!
.
“İçki içen evine gidip karısına şiddet uyguluyor” denmişti devletin zirvesinden.. Taksim Gezi Parkı’nın da sevimsiz bir taş yığınına çevrilmesine karşı çıkan, ağaçlara sarılarak kesilmesini önlemeye çalışan gençler dün “devlet tarafından uygulanan şiddetle” ağır yaralanmış olarak hastanelerin yoğun bakımlarına kaldırıldılar.
Çevreyi korumaya çalışan vatandaşların kurduğu çadırlar sabahın 5’inden başlayarak yakıldı, her şey yerle bir edildi, polisle vatandaşlar arasında adeta bir savaş yaşandı.
Düşmana saldırır gibi...
Hazal Tunca isimli üniversite öğrencisine tekme atan polis gencin testislerinin yırtılmasına neden olmuş, Hazal ameliyata alınmış. Filistin asıllı Türk bir kadın polisin attığı gaz bombası kapsülü başına isabet edince komaya girmiş. Kadının yatırıldığı çimlere başından akan kan, kenarda duran bir erkeğe tazyikli su sıkılınca havaya fırlayıp takla atarak başını beyin kanaması geçirecek şiddetle yere çarpması, sabaha karşı parkta uyuyan insanların gaz bombasıyla uyandırılması, özellikle genç kızlara ve kadınlara tazyikli su sıkılması TV haberlerinde dehşetle izlenen görüntülerdi. Aynı şekilde BDP ve CHP milletvekillerinden ciddi şekilde yaralanan ve diğer vatandaşlarla beraber hastaneye kaldırılanlar var, bir vatandaşın da tazyikli sudan (böyle olaylarda su sıkmak prensibimizdir diyenler duysun) gözü çıkmış.
Gezi Parkı’ndaki polis şiddetinden kaçanlar yine polis tarafından kilometrelerce; Dolmabahçe’ye, Harbiye’ye kadar kovalandılar, biber gazı sıkıldıkça taş, sopa ve şişeler atarak cevap verenler oldu.. Taksim’de merdiven korkulukları ve kaçarken üzerine çıktıkları duvar yıkıldı, yaralanan gençler ambulanslarla hastaneye taşındı.
Acımak, çekinmek yok!
Parkın yakınındaki Divan Otel’e ve diğer otellere sığınan vatandaşları tazyikli su ve gaz hortumlarıyla kovalayan polis biber gazını öyle acımasızca sıktı ki sadece kaçanlar değil, otel personeli ve müşterileri de etkilendi, saatlerce kendine gelemeyenler oldu. Gümüşsuyu Askeri Hastanesi önünde “polisle asker de karşı karşıya geldi”, bir polis “gelecek sefere buraya da gaz bombası bırakacağım” deyince tartışma yaşandı. İnanılır gibi değil!
Bütün bu “savaş hali”ne rağmen polisi geri çekmemek, “aman vatandaşa, gençlere zarar gelmesin” dememek, komaya sokulan insanlara bakıp endişe duymamak nasıl bir yönetim tarzıdır, benzeri hangi demokratik ülkede görülebilir acaba?
Önce kendine bak!
Kendi halkına karşı en ufak anlayış göstermediği gibi bu çapta bir şiddeti reva gören Hükümet’in artık “başka ülkelerde halkına şiddet uygulayan” devlet başkanlarını eleştirme hakkı filan olabilir mi? “Önce kendine bak” demezler mi adama?
“Mahkum edecek nedenler yıllardır bulunamadığı halde” hapse atılan ve 5 yıl sonra hala, israrla çıkarılmayan hasta ve yaşlı rektörler, bilim adamları, askerler ve gazeteciler yetmezmiş gibi dünyaya artık bu olaylarla da mı rezil olacağız? Ortadoğu’nun karmaşasına bir de böyle mi benzeyeceğiz?
Nitekim “Uluslar arası Af Örgütü” hemen barışçıl göstericilere karşı biber gazı ve aşırı güç kullanılmasını kınayan, suçlu polislerin soruşturulup cezalandırılmasını isteyen bir açıklama yayınladı.
Hep ‘provokatör’ masalı!
Sebep ne Gezi Parkı’nda polisin halka hücum etmesine? Medeni ülkelerde şehirlerin göbeğinde bile adım başı rastlanan, yüzyıllar boyu korunan yemyeşil alanların acımasızca yok edildiği, dünya mirası güzelim İstanbul’un bile gökdelenlerle, adım başı AVM’lerle taş yığınına dönüştürüldüğü ülkede vatandaş “Taksim civarında nefes alacağı tek yeşil alan”ı korumak istiyor.. Belki de şuuraltında benzer kararlarla Taksim ve Beyoğlu’na başka müdahalelerin olacağını hissediyor.
Olayların ardından yapılan resmi açıklamalarda yine aynı masala sığınılmış; “onlar yalnız gösterici değil, arada siyasi rant sağlamak isteyenler var”.. Kim bunlar, herhalde “muhalefet partileri” kastediliyor. Eh kardeşim diyelim ki haklısınız, Suriye’de “öldürdüğü insanların yüreğini söküp yiyen” Esad muhaliflerini bile korur kollarken kendi muhalifine ölümü reva görmen kabul mü edilecek?
Bu şiddete mazeret olamaz, “dünya çapında, tarihe geçecek bir skandal”dır!
(İstanbul Valisi “Taksim’de müdahale söz konusu değil” demiş. Polisle halk köşe kapmaca oynuyorlar demek ki!)