Şampiy10
Magazin
Gündem

Çuvalcı Petraeus Türkiye’yi sevdi!!

.

ABONE OL
Vatan Haber

ABD’nin istihbarat kuruluşu CIA’in Başkanı Org. Petraeus (namı diğer “çuvalcı Petro” ) 6 ay aradan sonra yeniden Türkiye’ye geliyormuş.. Önce askerimizin kafasına çuval geçirmişti, sonradan bizi pek sevdi canımın içi!!

Bu CIA’in ne yaptığı, hangi ülkede ABD’nin keyfine ve çıkarlarına göre ne dolaplar çevirdiği belli değildir, sağ gösterip sol vurması, tongaya düşürmesi, provokasyon düzenlemesi ise bellidir, bilmeyen yoktur.. Kısa süre içinde bu beklenmedik ikinci ziyaretin nedeni “Suriye’de son gelişmeler ve terörle mücadele” imiş..

MART’TA NİYE GELMİŞTİ O?

6 ay önce Mart başında geldiğinde de Hükümet’le “terörle mücadelede işbirliği” konuşmuş, o günden bu yana nasıl işbirliği yaptıysa-yaptılarsa (ki yapmadıkları ortadadır) terör bugüne kadar olmadığı kadar azdı, kaç gencecik askerimizi, sivilleri, çocuk ve bebekleri kaybettik. Suriye deseniz o günden bu yana tam bir iç savaşa sürüklendi, hayatını kaybeden halk kitlelerini saymak mümkün değil. İyi de gelmesi, gitmesi felaket getiren bu “samimiyetsiz ülkenin samimiyetsiz ajanı” neden bu kadar itibar görüyor nasıl açıklayacağız?

CİRİT ATAN AJANLAR

Konuyu iyi bilenler “Türkiye’ye dağılmış ve ne yaptığı belli olmayan ABD ajanlarının ülkede elini kolunu sallayarak dolaştığını” son yıllarda tekrarlar dururlar, TV’de de kaç kez gündeme gelmiştir. Ve şimdi Hatay eski Milletvekili ve eski TBMM Başkanı Murat Sökmenoğlu “Hatay’da başta ABD’liler olmak üzere yabancı ajanların gazeteci veya yardım gönüllüsü kılığında cirit attığını, hatta ABD’li ajanların her gece aynı restoranda kafa çektiğini, Hataylıların bu durumdan rahatsız olduğunu” anlatıyor ve “Bu ABD’liler kimdir ve Hatay’da ne yapıyorlar” diye soruyor.

MEZHEP ÇATIŞMASI İÇİN..

“Hatay’da 80 bin Suriyeli olduğunun söylendiğini, bu rakamın doğru olmadığını ve sayının 100 bini geçtiğini, devletin rakamının sayıyı az gösterdiğini, kaçak geçişlerin olduğunu ve kayıt yaptırmayan binlerce kişi bulunduğunu” bildirdikten sonra bu mültecilerin “Mezhep ayrışmasını kaşımak için çalıştıklarını ve Alevi-Sünni çatışması çıkarmayı hedeflediklerini” bildiriyor. “Askere ‘karışma’ emri verilmiş, gelen geçiyor. Suriye sınırı delik deşik.. Çeçenistan ve Libya’dan Hatay’a gelip savaş için Suriye’ye geçenler bile var.. Atı alan Üsküdar’ı geçti maalesef, Türkiye dış politikası iflas etmiştir” diyor.

(VATAN’dan Mert İnan’ın haberi)

SURİYE’DEKİ SAVAŞTAN ÖNEMLİ!

Tüm Hataylılar (tabii ben de) takdir eder ki Murat Sökmenoğlu’nun Hatay’la ilgili her konuyu en iyi bilenlerden biri olduğu şüphe götürmez. Ayrıca eğer durumu ciddi görmese, aktif siyaseti bıraktıktan sonra Hatay Reyhanlı’ya yerleşen Sökmenoğlu bu konuda uyarı yapmaz; “Bizim şu anki asıl endişemiz ne Suriye’deki iç savaş, ne de Esad rejimi, Hatay’ın içinde bulunduğu durum” demezdi. “Asıl endişe bu” diyor çünkü biliyor ki bu güne kadar mezhep çatışmalarından ve Arap ülkelerindeki karışıklıklardan uzak kalmayı laik rejimi sayesinde başarmış olan Türkiye’de eğer “Suriye’deki kaostan yararlanarak benzer bir mezhep çatışması yaratmayı” başarırlarsa kısa sürede bunun daha büyük alanlara yayılması ve bizi Ortadoğu bataklığına tam çekmeleri hiç de zor olmaz.

SIFIR SORUNDAN ‘ÇOK SORUN’A..

O zaman;

- Hatay’ı mesken tutan ve istediği karışıklığı yaratmakta usta olan ajanlar 1’inci sorun..

- Delik deşik olmuş sınır ve yolgeçen hanına dönmüş Hatay’a canı isteyenlerin“mülteci veya turist gibi gelip savaşmaya giderek geri dönmeleri” 2’nci sorun..

- Yaptığımız politika hatasıyla kendi vatanımız ve vatandaşlarımız için tehlike ortaya çıkmışken hala; Suriye’de rejimle savaşan muhaliflere her türlü desteği ve kolaylığı sağlıyor oluşumuz 3’üncü sorun..

- ABD’nin, AB’nin ve BM’nin Suriye’deki durum karşısında “arazi olmaları” ve bir yandan da Türkiye’yi “Suriye iç savaşına müdahale ettiği için” dökülen kandan sorumlu tutmaları veya en azından “ileri gitti” demeleri de son sorun..

ABD bizi hep Suriye olayının içine itmeye çalıştı, biz de kolayca tufaya geldik ve şimdi bakın nelerle karşı karşıyayız...

Bir yanda Suriye ile bağlantılı olarak artan ve şekil değiştiren “PKK sorunu”, diğer tarafta karmaşadan yararlananların bizi “mezhep çatışmasına” itme gayretleri ve 2’nci Dünya Savaşı’na girmemeyi bile başaran Türkiye’nin yakın gelecekte Ortadoğu’da çıkabilecek herhangi bir savaşa mutlaka dahil olacak gibi görünmesi..

Çuvalcı Petraeus bunların hepsini (ve tabii ki en iyi de “cirit atan ajanlarını”) bildiğine göre acaba bizi ittikleri bu çıkmaz sokaktan nasıl çıkılacağını da söyler mi dersiniz? Ama lütfen geçen sefer geldiğinde vaat ettiği “terörle mücadelede işbirliği” gibi olmasın!!

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Kadınlara yasaklar nereye varıyor!
  2. Dershane konusu pek garip!
  3. Diyanet, kadınlar ve hadisler!
  4. Yeni Bavul ve 28 Şubat!
  5. Devlet ‘mezhep’ soramaz!
  6. Buldan ve katiller!
  7. Kadına şiddette ‘medya’nın suçu!
  8. ‘Geri zekalılar bile anlar’ demiştim!
  9. Devlet Güneydoğu’ya girebiliyor mu?
  10. Haşim Kılıç parti sözcüsü gibi!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.