Şampiy10
Magazin
Gündem

Çekilme yerine ‘lağvetme’ neden olmuyor?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Televizyonlar, gazeteler devamlı “geri çekilme” muhabbeti içindeler.. “PKK sınır ötesine güvenli çekilme için yasa çıksın istiyor”.. “TBMM geri çekilme için devreye girerse ne olur, girmezse ne olur”.. “Geri çekilmenin güvenli olması için akil adamlar aranıyor”.. Ve daha insanın içine baygınlık getiren, günlerdir bitmek bilmeyen bir sürü tartışma, laf kalabalığı..

Bazı okurlarımız haklı olarak soruyorlar; “PKK zaten sınır ötesinden gelip, bombalayıp, mayın döşeyip, saldırı yapıp gitmiyor muydu? Sınırın öbür tarafına çekilmesi ne fark edecek?”

Bazı okurlarımız da “ne yapılırsa yapılsın, açıktan açığa bir geri çekilme sırasında provokasyonlar önlenemeyebilir, bu da çok kötü olur” endişesinde..

Silah bıraksın, çekilmesin!

Oysa bütün bunlara hiç gerek yok, sorunun ta kendisi PKK’nın “silah bırakma”yı kabul etmemesinde yatıyor. İsrarla “silahı toptan bırakma” yerine “ateş kes, eylemsizlik vs. vs” diye oyalama yaptıkları için ilerleme kaydedilmiyor.

Bu geri çekilme tartışmasını yapacaklarına “Madem ki böyle bir süreç başladı, kardeş kardeş bir arada yaşamayı kabul ediyoruz, madem ki o teröristlerin de bu ülkenin vatandaşı olduğunu söylüyoruz, Hükümet tarafı da ‘her tür talebimizi karşılamaya’ yakın görünüyor, biz de terörü toptan bitiriyoruz. Artık bir terör örgütü ve terör girişimi hiç olmayacak. Terörist de olmayacak” deseler olmaz mı?

Tek tek sayacak mısınız?

Bütün teröristlerin sınır ötesine çekildiğini kim anlayabilir ki zaten? Alnında bir işaret filan mı var hepsinin? Sınır ötesinden (Irak’tan, Suriye’den, İran’dan) istediği anda geri geldiğine göre hepsi çıksa ne anlamı var? Bazı evlerde “bir kardeşin dağda, diğerinin şehit asker olduğu” haberlerini görmedik mi, dağdakiler evlerine hiç mi uğramıyor? Birçok evde terörist olsa bile anlaşılabilir mi?

Bu “çözüm” denen süreçte BDP ve PKK her tür taleplerini adeta dayatarak söylediler, silahlı güçlerinin geri çekilmesinden söz ettiler ama “Terör örgütü sürecinin biteceğini” hiç söylemediler. Eğer ilerde yeni talepler için “aynı yöntem” kullanılmayacaksa bunu kesinkes söylemeliydiler, kullanılacaksa bütün bu olay neyin nesidir, sormaz mısınız?

Hükümet de, muhatabı olan Demirtaş, Öcalan ve Karayılan da bu soruyu cevaplamalı..

Akiller ile sakiller!

Pazartesi günkü yazımın başlığı buydu aslında, okurumuz Selçuk Tınaz’a ait sözcükler bunlardı, son dakikada “Akiller kimden akil” diye değiştirince ilk cümle havada kalmış. Şimdi gidişatta yukardaki yazımda söz ettiğim durum iyice göze batmaya başladığı için başlık iyice haklılık kazanıyor.

Akil adamlar diye seçecekleri sonunda sakil adamlar olacaklar, belli.. Terör örgütü orta yerde dururken hangi geri çekilmeye göz kulak olacak, kimi neye ikna edecek bu akiller?

‘Makul’le beraber olmuyor!

Bakın, terörü iyi bildiği için bu durumun “makul” olmadığını da bilen Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök “akil adamlığı” kabul etmiş mi, etmemiş. “Ben makul adamım” demiş, demek ki ikisi bir arada olmuyor.. Her konuda sessiz kalmanın kendisi için “en güvenli yöntem” olduğunu da biliyor bu “makul adam”..

STK’lar neden yok?

Bu arada.. Bence son derece gereksiz, zaten akil adamın “sadece kendi aklına güvenen, kendinden başka akıldan çıkana itibar etmeyen” tarifine bakınca bizi yönetenlerden başkası olamaz diyor insan ama akil adamlar arasında “sivil toplum kuruluşları, kadın yöneticileri” neden yok? Seçenler erkek olduğu için erkeklerin “daha akil” olduğuna mı karar verdiler acaba?

KOMİKK!!



Atatürk anıtını da kaldırın!

Batman kent merkezinde 30 yıldır Atatürk heykelinin yanında bulunan, Atatürk’e ait “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözü kaldırılmış, yerine “Yurtta Sulh,

Cihanda Sulh” yazısı konmuş. Görenlerin “Çözüm sürecinin Batman’daki yansıması” olarak değerlendirdikleri belirtiliyor.

Yine şimdi “ne önemi var canım” diyenler çıkacaktır malum ama önemi yoksa neden 30 yıldır duran söz kaldırılıyor? Çözüm; Türkiye toprakları içinde, bu devleti kuran Atatürk’ün sözlerinin bile yazılamadığı bölgeler oluşması mıdır?

Yoksa çözüm adına yakında bu sözü söylemek bile yasaklanacak mı? Atatürk anıtlarını da şimdiden kaldırsınlar da kökten bitsin tartışma!

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Kadınlara yasaklar nereye varıyor!
  2. Dershane konusu pek garip!
  3. Diyanet, kadınlar ve hadisler!
  4. Yeni Bavul ve 28 Şubat!
  5. Devlet ‘mezhep’ soramaz!
  6. Buldan ve katiller!
  7. Kadına şiddette ‘medya’nın suçu!
  8. ‘Geri zekalılar bile anlar’ demiştim!
  9. Devlet Güneydoğu’ya girebiliyor mu?
  10. Haşim Kılıç parti sözcüsü gibi!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.