Şampiy10
Magazin
Gündem

Bu enerji Berk’i başka bir yere taşıyacak

Bir Deli Rüzgar başlamadan önce “Tanıtım çok güzel ve kesinlikle dikkat çekiyor ama şarkıcı kız hikayelerinin Yeşilçam’da doktorasını yaptığımız için hiç heyecan vermiyor. Umarım yanılıyorumdur” diye yazmıştım. Başlayalı birkaç hafta oldu ve ben diziye bayıldığımı itiraf etmeliyim. Beklentimin çok üstünde bir reji ve oyunculuk performansı izliyorum. Pınar Deniz karakteri adeta yaşıyor. Berk Cankat için söylenecek çok daha fazla sözüm var. Berk’i Güzel Köylü dizisinden beri tanıyorum. Kafasını işine ve nasıl daha çok gelişeceğine takmış bir isim Berk. Gerisiyle ilgilenmiyor. Arka arkaya başrolünde müziğin olduğu üç dizi yaptı. Yıldızların Altında, Gülizar ve Bir Deli Rüzgar. Aslında her biri kendisini daha da zorladığı bir işti. Köydeki Cemal’den bir pop stara dönüştü. Seyirci için hızlı bir geçiş oldu. Sonra bir veteriner olarak karşımıza çıktı. Onda da seyirci bu işe biraz mesafe koydu. Ama Deli Rüzgar’da Berk Cankat üstündeki delikanlı enerjisini atmış ve adam enerjisini doldurmuş. Kesinlikle ekranda erkek enerjisi daha yüksek. Bu da duruşuna, tavrına, oyunculuğuna yansımış. Bu iş belki çok yüksek reytinglere imza atmıyor ama şundan eminim bu iş Berk Cankat’ı başka bir yere taşıyacak.

Seyircide umutsuzluk uyandırdı

“İstanbullu Gelin ekranda senaryosunu en sevdiğim dizi” diye yaza yaza sanırım nazar değdirdim. Yeni sezon bölümleri eski tadı vermemeye başladı. Faruk’un Garip’in oğlu olduğu iki bölümdür işleniyor. Sanki dizi fazlasıyla yavaşladı. Fakat sanırım asıl mesele dizinin varoluş dünyasını kaybetmesi. O konak dizinin mekânsal gerçekçiliğini sağlarken seyirciyi de köklerine bağlıyordu. Konak gidip aile savrulunca seyirci de umutsuzluk uyandırdı.

FRANSA’DAN BİLDİRECEĞİM

Her yıl Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlenen, dünya içeriklerinin görücüye çıktığı, billboardları Türk dizilerinin doldurduğu, Türk dizilerine ilgiyi en net gördüğümüz Mipcom bugün başladı. Ben de bir hafta boyunca Cannes’da olacağım. Hangi dizilere ilginin çok olduğunu, yeni haberleri bildireceğim.

Yazının devamı...

Halis Karataş film oldu

Sanırım 1990’lardayız. Ben daha 10’lu yaşlarımdayım. Ülkede ne olup bittiğini bilmiyorum ama sanırım ekonomiyle ilgili zor günlerden geçiyoruz. Çünkü annem ve babam sürekli hesap yapıyorlar. İşte tam o günlerde sürekli bir jokeyden bahsediliyor. Adı Halis Karataş. Hayatımda jokeyin ve at yarışının ne olduğunu Halis Karataş adıyla öğreniyorum. Bu kadar tanınmasının nedeni ise hep en geriden gelmesine rağmen yarışı kazanması…

Yani olmaz denileni yapıyor, küçümseneni zirveye taşıyor, azmin ne olduğunu öğretiyor, umut aşılıyor. Benim ona dair bildiğim başka bir şey yok. Büyüdükçe adını daha az duyuyorum. Fakat geçen sene yönetmen arkadaşım Ahmet Katıksız’ın Halis Karataş’ın hayatını filmleştirdiğini duydum. Ancak ne yalan söyleyeyim, nasıl bir hayatı olduğunu da hiç merak etmemiştim. Ta ki birkaç gün önce önüme Şampiyon filminin tanıtımı düşene kadar... Kendimi sürekli tekrar et tuşuna basarken buldum. 8-9 defa arka arkaya izlemişimdir tanıtımı... Ay Yapım ve Med Yapım ortaklığında çekilen, senaryosunu Ahmet Katıksız ve Serkan Yörük’ün kaleme aldığı, yönetmen koltuğuna Ahmet Katıksız’ın oturduğu, başrollerini Ekin Koç, Farah Zeynep Abdullah ve Fikret Kuşkan’ın paylaştığı film; Halis Karataş ve Begüm Atman arasındaki o büyük aşkı beyazperdeye taşıyor. Yani ortada sadece bir umut değil, çok büyük iki aşk hikayesi var. Haliyle oturup araştırdım. Çünkü tanıtım muazzam, acayip merak uyandırdı. Film 7 Aralık’ta vizyona giriyor. Yine ülke olarak 1990’lardaki gibi bir dönemden geçiyoruz. Bu defa da Halis Karataş belki filmdeki hikayesiyle hepimize umut olur.

Kızım’a bir anne lazım

Buğra Gülsoy, Leyla Lydia Tuğutlu, Beren Gökyıldız, Serhat Teoman ve Tugay Mercan’ın başrollerini paylaştığı Kızım, aslında tam da olması gerektiği gibi oyuncu sayısıyla karşımıza çıkıyor. Ama dizi 130 dakikadan uzun olduğunda az sayıda mekan ve oyuncu sürekli kendi etrafında dönüyormuş hissi uyandırıyor. Kızım dizisi için bunu ilk bölümden beri yazıyorum. Bu diziye kadın oyuncu lazım. Kesinlikle anne gerekli diye düşünürken sonunda haber geldi. Kızım’a Selin Şekerci katılıyor. Yüksek ihtimal Öykü’nün annesi olarak gelecek. Selin oyunculuğu çok güçlü bir isim. Buğra Gülsoy ve Serhat Teoman’la da yakın arkadaş. Bunun kesinlikle diziye yansıyacağına eminim. Bence bu diziye bir de yaşça büyük bir anne karakteri de lazım. Duygusu çok sağlam ama böyle devam ederse Kızım düşüşe geçer.

Yazının devamı...

Muhteşem İkili eğlence vaat ediyor

Çağatay Tosun’un yönetmenliğini, Emre Özdür ve Başar Başaran’ın senaristliğini, TMC-Erol Avcı’nın yapımcılığını üstlendiği, Kanal D’nin yeni dizisi Muhteşem İkili’nin ikinci tanıtımı yayınlandı. İbrahim Çelikkol, Kerem Bürsin, Özge Gürel, Öykü Karayel, Zafer Algöz ve Engin Şenkan’ı izlediğimiz tanıtım fazlasıyla eğlence vaat ediyor. Özellikle Kerem Bürsin’in dizide canlandırdığı Amerika’da eğitim almış bir karakter olarak tanıtılması fazlasıyla ipucu verdi. Amerika’dan Türkiye’ye gelen ve halen hem aksan, hem de tavırlarında o Amerikalı hali yansıtan Bürsin sanırım dizide bu haliyle kendisi de eğlenecek. Muhteşem İkili, aksiyon-komedi türündeki tanıtımlarıyla oldukça keyifli görünüyor. Umarım dizi başladığında da vaat ettiğini izleyebiliriz.

Gün değişikliği yaptı

Mehmet Bozdağ’ın hem yapımcılığını, hem de senaristliğini, Kamil Aydın’ın yönetmenliğini üstlendiği Mehmetçik: Kut’ül Amare dizisi hem gün, hem de isim değiştirdi. Bundan sonra Mehmetçik: Kutlu Zafer adıyla salı akşamları ekrana gelecek. Üstelik ilk bölümü 23 Ekim Salı günü yayınlanacak. Tanıtımı fazlasıyla dikkat çekti, üstelik yepyeni bir dizi başlıyormuş gibi hissettirdi. Salı akşamı kumandanın hakimi Kadın, bakalım Mehmetçik ekrana erkek izleyiciyi toplayabilecek mi?

Bambaşka Bir Kıvanç izleyeceğiz

Ali Aydın’ın senaryosunu, Uluç Bayraktar’ın yönetmenliğini üstlendiği Çarpışma dizisinin çekimleri başladı. Kıvanç Tatlıtuğ, Elçin Sangu, Alperen Duymaz, Melisa Aslı Pamuk, Erkan Can, Hakan Kurtaş, İsmail Demirci, Sevtap Özaltun, Merve Çağıran, Efecan Şenolsun, Buçe Kahraman, Furkan Kalabalık’ın rol aldığı dizi dört arabanın çarpışmasıyla kesişen hayatları konu alıyor. Show TV’de ekrana gelecek dizide Kıvanç Tatlıtuğ’u ilk kez polis olarak izleyeceğiz. Uluç Bayraktar ve Kıvanç Tatlıtuğ ise 11 yıl sonra yeniden birlikte çalışacak. Daha önce Menekşe ile Halil ve Ezel’de 8 karakterini canlandırdığında birlikte çalışmışlardı. O karakteri de zaten hiçbirimiz unutamayız. O nedenle hep bu ikilinin neler yapacağını merak ediyordum. Bu kez ekranda farklı bir Kıvanç Tatlıtuğ izleyeceğimize eminim.

Yazının devamı...

Osman Sınav’a... Dizi sürelerini uzatmayın!

Yaklaşık 11 yıl önce Türk dizilerinin geçmişini konuşmak için Osman Sınav’la bir araya gelmiş ve bir röportaj yapmıştım. Osman Hoca o röportajda dizi sürelerinin uzamasında kendisinin çok büyük bir payı olduğunu söylemişti. Bu konuda suçlu olduğunu dile getirmişti. Bugün oyuncusundan yönetmenine, kanalından izleyicisine herkes dizi sürelerinden şikayet ediyor. 130-140 dakikalık diziler artık dayanılmaz hale geldi diye düşünürken bu sezon süreler daha da uzamaya başladı. Sen Anlat Karadeniz geçtiğimiz haftalarda 192 dakikalık bir bölüm yayınladı. Onu 178 dakikayla Payitaht Abdülhamit takip etti. Sonra olarak Can Kırıkları 165 dakikaydı. Biz dizi süreleri kısalsın diye konuşurken artık daha da içinden çıkılmaz bir noktaya doğru gidiyor. Burada da dönüp baktığımızda bu rekabeti Osman Sınav’ın başlattığını görüyoruz. Osman Hocam, biliyorum bugünün koşullarında rekabet etmek zor ama dizi sürelerinin 192 dakikalara çıkması geri dönülmez durumlara sebep olur. Üstelik Sen Anlat Karadeniz’e de zarar veriyor. Çünkü iş kendini tekrar etmeye başlıyor. Sektörün 130-140 dakikalık dizilere müdahale etmeyeceğini anladık. Bari bu süreleri daha fazla uzatmayın!

Erkek dünyasında kadın aksiyonu sağlam

Pazartesi yarışına Hande Doğandemir, Seçkin Özdemir, Funda Eryiğit, Alican Yücesoy, Özgür Çevik, Ecem Özkaya, Hazar Motan, Kemal Uçar ve Ali İpin’in rol aldığı Can Kırıkları dizisi de katıldı. Bu sezon en merak ettiğim işlerden biriydi. Çünkü senaryosunu okuyan herkesin hayran kaldığını duymuştum. NTC Medya-Mehmet Yiğit Alp işin yapımcısı, yönetmen koltuğunda Serkan Birinci var. Kırgın Çiçekler’den bu ikilinin birlikteliğine alışkınız. Bir yönetmen ve yapımcının anlaşması çok önemlidir. Can Kırıkları erkek aksiyon dizilerine karşı, yani erkek dünyasında kadın aksiyonu çok sağlam bir iş. Rejisi ve senaryosu kuvvetli. Üstelik içinde mizah duygusunu da taşıyor. İlk bölümden Ufak Tefek Cinayetler ve Çukur’e selam çakıldı. Can Kırıkları zor bir günde yarışıyor. Eylül öncesi başlasa çok daha yüksek başlayacağına iddiaya girerim. Şimdi çözüm bol bol tekrar vererek izleyicinin dikkatini çekmek. Sonrası hikayenin, rejinin ve oyuncuların izleyici üstündeki gücüne bağlı. Herkesin emeğine sağlık!

Yazının devamı...

Beyaz ev sahibi gibiydi

O Ses Türkiye yeni sezonunu cumartesi akşamı açtı. Acun Ilıcalı, Hadise, Beyaz, Seda Sayan ve Murat Boz’un olduğu yarışmanın ilk dikkat çeken durumu koltuklarda oturanların yerlerinin değişmesiydi. Gökhan’ın koltuğuna Hadise, Yıldız Tilbe’nin koltuğuna ise Murat Boz geçmişti. Onların yerlerine de Beyaz ve Seda Sayan. Kendi adıma bu dağılımı sevmedim. Beyaz ve Hadise, Murat Boz ve Seda Sayan yer değiştirmeli. O Ses Türkiye’nin iki yeni jüri üyesi vardı. Ancak Beyaz sanki yıllardır jüri gibiydi. Adeta ev sahibi gibiydi. Enerjisi ve esprileriyle O Ses Türkiye’ye çok şey katmış. Ancak Seda Sayan için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İlk program tutukluğunu üstünden atamamıştı. Henüz kendisini rahat hissetmiyor. Ama rahatlarsa bambaşka bir O Ses Türkiye izleyeceğiz, bunun sinyalini verdiler.

Ekranda hayat dersi verdi

Bence yarışmanın en güzel yanı Beyza adlı yarışmacıydı. Çıkıp şarkısını söyledi ve dört jüri üyesi birden dönüp “Lütfen beni seç” diye rekabet etmeye başladı. Beyza o sırada “Ben bu yarışmaya 7 yıl önce katıldım ama hiçbiriniz dönmediniz” dedi. Üstelik çok üzüldüğü için 6 ay şarkı söyleyemediğini de... Kayıtlar bulundu izlendi. Hadise ve Murat Boz Beyza’nın harika sesini dinleyip neden dönmediklerini anlamayıp Beyza’nın yanına gidip özür dilediler ve durumu kurtarmaya çalıştılar. Sonunda Beyza Hadise’yi seçti. Bu yarışmacıyla birlikte ekranda izlediğimiz şey hayat dersi gibiydi. Çünkü bazen başınıza bir şey gelir ve siz hayata küsersiniz. Karşınızdaki kişilerin bunu kasıtlı yaptığını düşünürsünüz ya da kendinizi başarısız olduğunuza inandırırsınız. Yıllarınız geçer gider. Oysa gerçek çok basittir. Konunun sizinle ilgisi yoktur, durum farklıdır. O an gelişen başka bir durum nedeniyle siz fark edilememişsinizdir. Beyza önce pes etmiş ama vazgeçmeyip yıllar sonra olsa bile küskünlüğünün üzerine gitmiş. Sonuç hem kazandı, hem de ders verdi.

Yazının devamı...

Cuma akşamı dengeler değişiyor

Televizyon ekranının her günü zor ama cuma sanki bambaşka bir rekabet yaşanıyor. Kanal D Arka Sokaklar dizisiyle Tüm Kişiler’de zirveyi asla hiçbir yapıma bırakmıyor.

Atv Aşk ve Mavi, Show Gülperi, Star İstanbullu Gelin, TV8 Kızım dizileriyle kadın izleyiciyi kazanmaya çalışıyor. TRT 1 Payitaht Abdülhamit dizisiyle alternatif oluşturuyor. Sonuçlar gösteriyor ki, Kızım cumaya hızlı bir giriş yaptı. Hem Tüm Kişiler, hem de AB’de ikinciliğe oturdu. İstanbullu Gelin’i geçen hafta yerinden edip zirveye yerleşmişti ama bu hafta ikinciliğe geriledi. Bu rekabet devam eder. Gülperi ilk 5’te kalmayı sürdürüyor. Bence yükselme potansiyeli yüksek bir iş, tabii dünyaya inandırma meselesine daha çok yüklenilmesi gerekiyor. Aşk ve Mavi geçen sezona göre büyük bir düşüş yaşıyor ama oyuncu değişikliğiyle birlikte toparlama yaşama ihtimali var. Payitaht Abdülhamit cuma akşamı başladı. Yenilenen kadrosuyla ve rejisiyle kesinlikle övgüyü hak eden bir iş. Bir de senaryosu mesaj vermekten daha çok hikaye anlatsa bence dünya standartlarında bir dizi. Yeni sezonun ilk bölümünde açılış reytingi fena değil ama bu sezon iddiası yüksek Abdülhamit’in. O nedenle önümüzdeki haftalarda cuma akşamı yine karışır. Üstelik daha ortada Fox’un Hayat Gibi dizisi yok. O da bu yarışa katıldığında dengelerin yeniden değişimine şahit olacağız.

İyiliğin kazanacağına inananların filmi

Evlenebilmek için iş bulmaya çalışan Ferhat ve ailesinin başından geçenlerin anlatıldığı Babamın Ceketi, cuma günü vizyona girdi. Senaristliğini, yönetmenliğini ve oyunculuğunu Müfit Can Saçıntı’nın üstlendiği filmde; Mert Turak, Erkan Can, Uğur Demirpehlivan, Ünal Yeter, Elif Nur Kerkük ve Ayşen Gruda rol alıyor. Film aslında komedi diyeceğim ama dramı da oldukça yüksek. O nedenle izlerken de arada kaldım. Sanki komedi ve dram yarı yarıya paylaştırılmış gibiydi. Uğur Demirpehlivan ve Ayşen Gruda’nın sahneleriyse tam drama bağlandığımız anda kahkaha atmamızı sağladı. Uğur Demirpehlivan’ı dizilerde defalarca izlemiştim ama sinema perdesinde bir başkaydı. Öyle minimal bir performans sergilemişti ki, daha fazla film çekse de izlesem diye düşündüm. Babamın Ceketi’ne gelince iyiliğin kazanacağına inananların filmi diyebilirim.

Yazının devamı...

En iyi vatandaş ödülü verildi

Önceki akşam İstanbul’da çok önemli bir ödül töreni gerçekleşti. TRT World Citizen etkinliğinin ödüllendirildiği gecede dünyanın gerçekleri bir kez daha yüzümüze bir tokat gibi çarptı. Bu ödül töreninde en iyi film ya da dizi ödülü verilmiyordu. En iyi dünya vatandaşları ödüllendirildi. Bu bağlamda; eğitim kategorisinde yeraltı okulu ile 30 bin öğrenciyi eğiten Dr. Sakena Yacoobi, #lovearmy (#sevgiordusu) hareketi ile iletişim kategorisinde Fransız sosyal medya fenomeni Jérôme Jarre, hayat boyu başarı kategorisinde, Somali’deki iç savaş sırasında 90 bin kişiye kliniğini açan Dr. Havva Abdi ve Yılın Dünya Vatandaşı Ödülü kategorisinde ölümcül hastalıkları nedeniyle aileleri tarafından terk edilen 80 çocuğa ömrünü adayan Muhammed Bzeek TRT World Citizen Ödülleri’nin sahibi oldu. Gecede Yunanistan’da bir mülteci okulu açan ve yakında Türkiye’de bir okul açacak sanatçı Karsu Dönmez sahne aldı. Öyle hikayeler dinledik ki o gece, bir yandan içimiz acıdı ama bir gerçekle tekrar tekrar yüzleştik. Dil, din, ırk, sınır, düşünce fark etmiyor, bizi birbirimize tek yakınlaştıracak şey kalbimiz! Eğer iyi bir kalbiniz varsa dünyada olup bitenlere duyarsız kalamazsınız.

40 iyi format olmuş

CNN Türk ekranında başlayan Buket Aydın’la 40’ı daha önce yazmıştım. Çarşamba akşamı program konuk Acun Ilıcalı’yla başladı. Oldukça iyi bir format olmuş, ekranda izlenecek yepyeni bir işimiz var artık. Fakat işe biraz daha hareketlilik lazım. Ritmi biraz artarsa kesinlikle çok daha iyi bir iş haline gelecek.

Sezon gibi bir gün!

Bence sezon yarın açılıyor. Öyle bir dizi trafiği var ki, hangisine yetişeceğimizi düşünmeye başladım. Çünkü yarın üç dizi birden start veriyor. Kanal D’de Bir Litre Gözyaşı, atv’de Ağlama Anne ilk bölümleriyle yarın akşam başlıyor. Fox’ta üçüncü sezonuna başlayacak olan Savaşçı var. TRT 1’de Elimi Bırakma, Star TV’de Nefes Nefese, TV8’de ise O Ses Türkiye olacak. Sonunda rekabetin zirve yapacağı, sezon gibi sezon diyeceğim bir gün! Ne yalan söyleyeyim ekranda “Şampiyon belli, ikinci kim?” durumunu pek sevmiyorum. O nedenle Pazartesi sabahının reyting tablosu için meraktayım.

Yazının devamı...

Haksızlığa uğrayan reyting alıyor

Ekim ayı geldiğine, hava soğuduğuna göre artık televizyonun asıl dengesi ortaya çıkmaya başladı demektir. Yaz dizilerinin kan kaybetmeye başladığı, büyük abilerin “Çekilin bakalım, ben geldim” dediği dönemdeyiz. O nedenle de son zamanlarda diziler için sık sık “Yayından kaldırılıyor” haberleri duymaya başladık. Görünen o ki, bu sezon başlayan diziler arasında öne çıkan çok az dizi var. Seyirci geçen sezondan takip ettiği dizileri özlemiş. Şimdiye kadar başlayan diziler arasında Bir Zamanlar Çukurova ve Kızım iyi bir çıkış yakaladı. Ama ikisinin de rakipleri oldukça kuvvetli. Bir an bile boş bırakma şansları yok. Ay sonuna kadar yeni bir denge oluşur ekranda... Gidenlerin yerini yeni diziler doldurur. Fakat bir aylık süreçte ekranda tutan işlere baktığımızda reytingi haksızlığa uğrayanların yaptığını gördük. Bu ülkede herkes haksızlığa uğradığını düşünüyor, bu temayı işleyen dizide kazanıyor.

Kitaptan diziye

Ümit Ünker kısa bir süre önce Değer Odaklı Satış isimli bir kitap yazdı. Kitabı farklı kılan ise “Artırılmış Gerçeklik” teknolojisini okuyucuya sunması... Yani siz kitabı okumaya başladığınızda aynı anda akıllı cihazınız aracılığıyla sanal ortamı gerçek zamanlı olarak hissedebiliyorsunuz. Ünker bu kitapla Birol Güven’in dikkatini çekmiş ve şu anda Çocuklar Duymasın’da Havuç Emre’nin girişimci arkadaşını oynuyor. Ünker böylece satış bilgisini dizide herkese aktarıyor. Hayat sürprizlere gebe...

Yarın başlıyor

1876 yılında çıktığı tahtta 33 yıl kalarak, “Ulu Hakan” unvanı alan Sultan Abdülhamid Han’ın hayatının anlatıldığı Payitaht Abdülhamid, yarın akşam yeni sezonunu açıyor. Bülent İnal, Özlem Conker, Bahadır Yenişehirlioğlu, Selen Öztürk, Hakan Boyav, Can Sipahi, İlker Kızmaz, Kaan Turgut, Duygu Gürcan ve Emel Dede’nin rol aldığı diziye bu sezon Gürkan Uygun, Sedef Avcı, Güven Kıraç, Hakan Yufkacıgil, Başak Daşman, Suavi Eren, Berke Üzrek ve Alay Cihan’da katıldı. Bu sezon daha güçlü bir çatışmayla ve özellikle de kadın çatışmalarıyla dikkat çekecek olan Payitaht Abdülhamid’i merakla bekliyorum. Abdülhamid’in gelişi cuma gününün dengelerini nasıl değiştirecek görmek lazım.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.