Zihniyet paketi
.
Vatan Haber
Yeni bir “paket” hazırlandığı açıklandı. Bu “paket”in içeriğiyle ilgili ilk bilgiler, “uzun tutukluluk” sorununun giderilmesinin ve dağdan inişlerin teşvik edilmesinin amaçlandığı yönünde.
“Terörü teşvik ve övme” ile ilgili düzenlemelerin de bu pakette yer alacağına ilişkin bir bilgi de var.
“Uzun tutukluluk”, kamuoyunun “beyaz” kısmının Ergenekon davaları dolayısıyla haberdar olduğu, ama öteden beri var olagelmiş bir sorundur. Yargı düzenimizin geçerli mantığı, “devlet” söz konusu olduğu anda fazla bir ayırım yapmadan tutuklamak şeklinde işler. Bu, yeni ortaya çıkmış bir sorun değildir.
Yargının yavaş işleyişinin tutukluluk sürelerinin uzamasına yol açtığı görüşü ağır basıyor, ama sorun daha işin en başında ortaya çıkıyor: Sorun esas olarak “önce tutukla sonra bakarsın” mantığının yargı düzenimizin en köklü alışkanlıklarından biri olmasından kaynaklanmaktadır.
Birbirini izleyen paketlerin anlam kazanabilmesi için şart olan zihniyet değişimi ise hâlâ ufukta görünmüyor. O kadar görünmüyor ki, bu “paketleri” hayata geçirmekle yükümlü şahıslar hâlâ “bir tuvalin arkasında terör” aramaya devam ediyor.
Bir zamanlar içişleri bakanları sigara paketlerinin üzerinde komünizm propagandası keşfederlerdi, şimdi tuval arkasında terör keşfediyorlar.
Görüldüğü gibi, 40’lı 50’li yılların zihniyeti öyle birkaç paketle değişebilecek gibi değildir.
Yine de hükümetin, uzun tutukluluk sıkıntısını en azından hafifletecek, tuvalde terör aranmasını zorlaştıracak hukuki düzenlemeler için adım atması olumludur. Ancak demokrasi tecrübemiz, bu adımlar yavaşladığı anda tuvalde terör arayanların yuvalarından çıkıp ortamı kirletme faaliyetlerine devam ettiklerini göstermektedir.
Şu anda gündeme gelen paket, erkenden söylendiği gibi bir “yargı reformu”nun işaretlerini vermese de ardından atılması gereken adımlar kimsenin meçhulü değildir.
Zihniyet değişimini sürekli olarak sonraki kuşaklara havale ettiğimiz için, hâlâ tuvalin arkasında terör arayanlarla birlikte yaşamak zorundayız.
Hâlen yeni anayasayla birlikte zihniyet değişimindeki en önemli köşeyi dönme beklentisi içindeyiz.