Zamanın değeri
.
Böyle bir süreçte, ağızlardan çıkan her kelime tartışma konusu edilebilir. Açık bir yol haritasına göre oldukça açık bir şekilde ilerlenirken herhangi bir “arıza” olup olmayacağını herkesin bilmek istemesi de doğaldır.
Şeffaflık, bu aşamada benimsenmiş ve en yetkili kişinin de uyguladığı bir yöntem. Bunun faydasını tartışmak artık abes, çünkü süreç böyle yürüyecek...
“Herhangi bir arıza olur mu” sorusunun cevabını arayanlar, daha çok Kandil tarafından gelen beyanlar üzerinde duruyor. Bu beyanlardan da şu ana kadar sürecin “esası”na yönelik bir arıza işareti gelmiş değil.
Spekülasyon anlamsız
Bundan sonraki aşama üzerine; Kandil’deki silahların bırakılması, buradaki grupların nasıl dağılacağı gibi konular üzerine şu anda “spekülasyon” yapmanın bir anlamı yoktur.
Kişiler üzerine alınacak bazı kararlara sıra geldiğinde her türden “arıza” çıkmasına hazırlık yapmak da, fiilen işin içinde olanların görevidir.
Barış sürecinin ikinci aşamasına geçişle ilgili bir “arıza tespiti” yapan şu anda görünmüyor.
Özel olarak “arıza” arayanlar da, olumsuz dalga yaratma ihtimallerini arayanlar da uygun malzeme bulmuş değil. Bu ortamda “zamanın değeri” daha belirgin olarak ortaya çıkıyor.
3. adımın önemi
İmralı’nın yol haritasında, PKK’nın elindeki esirlerin bırakılması birinci maddedir. Bu maddenin karşısında tabii ki “KCK rehineleri” meselesinin “demokratik hatta” çözümü duruyor. 21 Mart’ta da Nevruz’la birlikte ateşkes-çatışmasızlık ilanı var.
Türkiye’deki silahlı güçlerin sınır dışına çıkmaları olarak tespit edilen 3. adımın atılması ne kadar yakına çekilebilirse, şu andaki olumlu havanın o ölçüde artacağına kuşku yoktur.
Bu adımı “yakına alma”, hâlâ bazı kesimlerde tesiri görülen “güven” eksikliğini gidermekte etkili olacağı gibi, Kandil’e ilişkin soru işaretlerinin azalmasına da büyük katkıda bulunacaktır.
Her zaman kaybı, başka “oyuncular”ın sahneye çıkması için ortam sağlayabilir, bu tür heveslerin geçit bulabileceği fikrini yaratabilir. Sürecin hızlanabildiğini, umutları ve beklentileri iyice yükselmiş olan halkın görmesi siyasi iradelerin kararlılığına olan inancı artıracaktır.