Yargının resmidir
.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerinin Yargıtay ve Danıştay kısımları yapıldı. Bütün hakim ve savcıların oy kullanacağı kısmı da iki hafta sonra yapılacak.
HSYK’nın görevi şu: Hakim ve savcı atamalarını yapmak, hakim ve savcıların işlerini gerektiği gibi yapıp yapmadığını denetlemek, bunun için gereken düzenlemeleri yapmak.
Bu görevin önemini anlatmaya gerek yok, HSYK adalet sisteminin düzgün çalışmasını sağlayacak en önemli kurum.
2010 referandumu ile HSYK’nın esas olarak hakim ve savcıların oylarıyla belirlenmesi sistemine geçmek için önemli bir adım atıldı.
Hikayenin devamını herkes biliyor, HSYK yargıda “iktidarı elinde tutma” organı ve siyasi çatışmaların odak noktalarından biri haline geldi.
Gülen Cemaatinin, emniyetle birlikte yargıda da önemli köşe başlarını tuttuğu ve bu sayede iktidar oyunlarına girdiği de biliniyor. Uzun süredir bunun tartışmaları, kavgaları yapılıyor.
HSYK seçimleri dolayısıyla da yine yargı bağımsızlığı üzerine nutuklar tekrar edilirken, olayın başındaki garabete pek az insan dikkat çekti.
Garabet, HSYK seçimlerine siyasi gruplar adına girilmesidir. Yargıtay’dan üç kişi seçildi, hemen öğrenildi, ikisi Cemaattendir, biri sosyal demokrat gruptandır.
Yargının düzenli işlemesini, adaletin hakkaniyetle dağıtılmasını sağlamakla yükümlü hukuk insanlarının siyasi gruplar adına seçime girmeleri meselenin temelindeki sakatlıkların en açık görüntüsüdür.
Bir yargıcın, savcının tabii ki, siyasi bir kanaati olabilir, tabii ki kendini bir cemaate ya da bir gruba yakın hissedebilir. Ama yapacağı iş herhangi bir siyasi aidiyetin ötesindedir.
Yargı, 2010’da siyasallaşmadı, hep siyasaldı, siyasal hattı hep devletçi muhafazakar hat oldu. Bu siyasi tavır hep yargı bağımsızlığı diye yutturuldu. Yargının devletin, devletçiliğin en önemli organı olması böyle sağlandı.
Şimdi yine HSYK seçimleri dolayısıyla yargının bağımsızlığından çok söz ediliyor, ama bunu söyleyenler seçimlerin sosyal demokrat, ulusalcı, cemaatçi listelerle yapılmasına ses çıkarmıyor.
Mesele, adaletin gerektiği gibi dağıtılmasını sağlamak ve gözetmek değil, iktidar savaşında önemli bir mevzi kazanmaktan ibarettir.
HSYK seçimleri Türk yargısının tam bir resmidir ve bu resimde hukuk insanların adalet duygusu en silik halindedir.