Yap bi tahmin abine!
.
Böyle günler gazeteciler için oldukça sıkıntılıdır. Herkes aynı soru kağıdını gazetecinin burnuna uzatır: “Ne olacak?”
“Ne konuda” diye karşı soru sorarak “aptala vurma” imkanı vardır, ama bu kibar bir tavır olmaz, soru sahibini kızdırır.
“Valla bilemiyorum” diye lafa giren gazeteciye önce şüphe dolu bakışlar yönelir.
“Biliyor ama beni adam yerine koyup söylemiyor” bakışları kafayı hedef almış silah gibi durur.
“Aslında şu var, ama bir de bu var” gibi karmaşık tahlilleri de soru sahipleri yemezler.
Onlar soruyu çok açık şekilde “ne olacak” diye sormuşlardır, “şu olacak” diye net bir cevap isterler.
Bu sıkıntılı durumu izleyenler de “Kasmayı bırak yap abine bi tahmin” bakışıyla gazeteciyi ezmeye devam ederler.
Gazeteci, “açık bir şey söyleyeyim de bu eziyetten kurtulayım” havasına girerse de fena halde yanılmıştır. Çünkü ne derse desin karşıdan ve çevreden çok kuvvetli itiraz sesleri yükselir.
Gazeteci açıklama yapmaya çalıştıkça biraz daha boğulur ve son aşamada “ne biçim gazeteciymiş bu hiç bir şey bilmiyor” bakışları altında ezilir, erir.
Bu kez, genel seçimlerdeki gibi dört partinin oy oranını tahmin etmek gibi ağır bir sorumluluk olmasa da, “evet mi hayır mı çıkacak” sorusuna cevap vermek daha kolay değil.
Yine de referandum günü yaklaştıkça manzaranın daha netleşme ve bahislerin açılması ihtimali vardır.
Şu andaki manzarayı evet ve hayır cephelerinin durumuyla ilgili özet kanaat isteyen varsa verilebilecek cevaplar belli.
“Hayır cephesi” çok kuvvetli bir şekilde hayır çıkacağına inanmış vaziyette. HDP’liler de öyle, muhalif MHP’liler de öyle, CHP’liler de öyle, partilerin dışındaki demokrat çevreler de öyle.
Hayır çıkacağına bu kadar kuvvetli inanıldığı zaman da evet çıkması durumunda nasıl bir hayal kırıklığı yaşanacağını da düşünmek gerekiyor.
Evet cephesi de “vatan haini hayırcılar”dan “saygın hayırcılar”a geçerken hedefi yüksek tutsa da hayır durumunda çökmeyeceğini, iktidarı bırakmayacağını anlatmaya başladı.
Tahmin bugünlük bu kadar.