Tek partili sisteme doğru
.
Vatan Haber
CHP Genel Başkanı, partisine yönelen eleştirilerin ana fikrini belirten bir açıklama yaptı: Muhalefetin durduğu siyasi hat, toplumda önemli bir karşılık bulamıyor ve sistem fiilen “tek partili” bir yapıya doğru gidiyor.
Son bir kamuoyu araştırması da bu yönde gidişin devam ettiğini gösteriyor. GENAR’ın araştırmasının sonuçlarına göre AKP yüzde 51’in üzerinde, CHP ve MHP ise seçimlerde aldıkları oy oranlarında duruyorlar. Halk AKP yönetiminden memnun ve bu iktidara bir “alternatif” düşünmemekte...
Tayyip Erdoğan, en sevilen siyasi olarak, isterse iki yıl sonra cumhurbaşkanı seçimini kazanabileceği bir desteğe sahip.
Yine 2014’te yapılacak yerel seçimde de AKP’nin oy oranının yüzde 55’e ulaşması ihtimali çok yüksek. Bunun nedeni, iktidar partisinin yerel yönetimi de elinde tutması halinde halkın daha iyi hizmet alacağı inancı olabilir. Sonuçta 2014 yerel seçimlerinden AKP’nin daha da güçlenerek çıkmasını engelleyecek bir unsur görünmüyor.
Aynı siyasi parti üç genel ve üç yerel seçimle bir cumhurbaşkanı seçiminden, sürekli olarak güçlenerek çıkabiliyorsa, muhalefetin bir iktidar seçeneği olabilmesi için iktidarın çok büyük yanlışlar yapması gerekir.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bu durumu açık olarak tespit etmesi belki bir başlangıç olarak görülebilir. CHP’deki yönetim değişikliği bu partiye yönelik beklenti desteğinin artmasını da sağlamıştı. Ancak genel seçim öncesi o beklenti de hızla aşağıya indi.
Karşısında bir seçenek görülmediği sürece bir iktidar partisinin “rahatlığının” siyasi yanlışlara elverişli bir ortam yaratması yanında iktidarın “eleştiriye tahammülsüzlüğü”nü de beslediği ortadadır.
Halkın yarısının desteğinin kazanılmış olmasına, iki yıl sonraki iki seçimde de halkın desteğinin artacağı beklentisine dayanarak sistemin “tek partili sisteme” doğru gidişinin, yakın siyasi tarihin bütün tecrübelerine baktığımızda “hayırlı” bir gidiş olduğunu söylemek de pek güçtür.
İktidarın gücü arttıkça ve denetleyici bir seçenek de olmadıkça, siyasi gücü elinde tutanların “reformcu” adımlar atmakta zorlanmaları, benzer koşullarda en fazla görülen “tıkanma”yı yaratarak, “müesses nizam”ın tekrar yeni bir yapıyla egemen olmasını sağlar.