Sürecin yeni aşaması
.
Toplumun dikkati farklı konulardayken, barış sürecinde yeni bir aşamaya geçileceğine ilişkin haberler gelmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Gül’ün “İyi şeyler olacak” sözünü barış süreci iradesinin ortaya konulmasının ilk işareti olarak alırsak, yaklaşık 4 yıldır yaşanan iniş çıkışların artık sadece çıkışa döndüğünü de düşünebiliriz.
Barış sürecinin ilk anından itibaren AKP’nin eli hep taşın altında olmuştur. Sürecin engellenmesi için, siyasi direnç CHP ve MHP’den gelirken ‘operasyonel’ kısmı Cemaat üstlenmiştir.
Silahların susmasını engelle amaçlı provokasyonların boşa çıkarılması da kolay olmamıştır.
Bugünkü aşamanın ne olduğunu biliyoruz. Silahların bırakılmasının iradesi açıklanacak, bunun teknik çalışması da daha geniş bir işbirliği içinde yapılacaktır.
Silahların tümüyle bırakılmasının karşılığı halen Kandil’de bulunanların veya çeşitli nedenlerle normal hayata dönmeyenlerin ‘eve dönüş’ünün sağlanmasıdır.
Bununla ilgili hukuki altyapılar da büyük ölçüde sağlanmıştır. Bu arada, barış süreci görüşmelerinin hukuki güvencesini sağlayan kanuna CHP’nin destek verdiğini de hatırlamak gerekir.
Barış süreci artık daha boyutlu bir siyasi sürecin parçasıdır, olması gerektiği gibi. Bu süreçte HDP’nin Selahattin Demirtaş ile cumhurbaşkanı seçimine girmesinin, bu seçim dolayısıyla Kürt siyasetinin önemli siyasi mesajları topluma iletmesinin de önemi büyüktür.
Bu hafta sonunda cumhurbaşkanı seçimi yapılacak ve barış sürecinin birinci kişisi Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olacaktır.
Erdoğan’ın mazbatasını alıp, başbakanlıktan ve AKP’den istifa ederek görevi başlaması tarihi 28 Ağustos’tur. 29 - 30 Ağustos’ta yeni başbakan hükümeti kurmakla görevlendirilecektir. Ve 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Abdullah Öcalan sürecin son aşamasını ve yarınını anlatan bir açıklama yapacaktır.
Bu üç gün, Türkiye’nin siyasi geleceğinin temel hatlarının çizildiği günler olacaktır. Bu temel hattın en önemli unsuru olan barışın son yol haritası da tam olarak ortaya çıkacaktır.
Barış sürecinin yeni aşaması aslında son aşamadır ve bunun gerisi bütün toplumun ‘tam demokrasi süreci’ olması için siyasi iradelerin en tepede olması gereken dönemdir.