Sonu belli bir savaş
.
Kandil’den son gelen sesleri dikkate alırsak, savaşın boyutunun önümüzdeki dönemde daha da büyüyeceğini söyleyebiliriz.
Böyle bir savaşın ucunda ne olduğu da bellidir: Büyük bir manevi yıkım ve büyük bir maddi yıkım.
Güneydoğu’nun fukara insanları, artık 90’ları da aşmış bir tahribatla karşı karşıyadır.
Kandil’den bakınca bunun adına “demokratik özerklik başarısı” diyenler bu taraftan bakarlarsa onarılması güçleşen büyük tahribatı görebilirler.
Bu tahribatta daha çok acıyla birlikte daha çok fukaralık vardır, daha çok çaresizlik vardır, daha çok umutsuzluk vardır.
Kandil bir süredir HDP ile arasına da net bir mesafe koydu, “direniş”in demokratik siyasetle değil silahla yapılmaya devam edileceğini açıkladı.
Türkiye’nin Kürt vatandaşları yine ağır bir cendereye sokulmuştur ve buradan çıkış noktaları bir bir yok edilmektedir.
Kürtler tekrar bu cendereye girmemek için HDP’ye oy verdiler, çıkışı HDP’nin siyasetinden beklediler, ama umduklarını bulamadılar.
PKK’nın silahları susturması için güvenlikçi ve askeri yöntemlerle alınabilecek sonuçların da ne olduğu, ne olabileceği bugüne kadarki tecrübelerden aşağı yukarı bellidir.
PKK’nın durmasını HDP’nin girişimleri de, kamuoyunun çeşitli kesimlerinin çabaları da sağlayamamıştır.
Bunu sağlamak için Kürtlerin sivil inisiyatifler geliştirmesinden başka çare kalmamış görünmektedir. Bunun için de Kürt siyasetinin, PKK dışındaki bütün unsurlarının birlikte bir baskı sistemi kurmaları gerekir.
Devlet-Hükümet tarafı da buna uygun yolların açılmasına imkan verirse yeni bir alan açılabilir. Bunun için de önce Devlet-Hükümet tarafında bir “dil” değişikliği beklenecektir.
Sakağa çıkma yasağı gibi savaş uygulamaları varken insanların herhangi bir sivil inisiyatif göstermeleri kolay değil, hatta mümkün değildir.
“Orası savaş bölgesi bütün gerekleri yapılır” mantığı tek hakim mantık olursa da hayatın gerçeği, orasının daha uzun süre savaş bölgesi olarak kalmasıdır.
Kandil bunu istiyorsa, savaşı yoğunlaştırmak ve yaymak istiyorsa, onun ekmeğine yağ sürmenin adı da bellidir.
..................
Kısa bir soluklanma arası veriyoruz, haftaya görüşmek üzere. O.G.