Şampiy10
Magazin
Gündem

Silahlara erken veda

.

ABONE OL
Vatan Haber

Önümüzdeki Nevruz’da, 21 Mart’ta Abdullah Öcalan’ın bildirisiyle silahların bırakılması çağrısı ve talimatının halka duyurulması bekleniyordu.

Bunun, barış sürecinin sondan bir önceki aşamasının tamamlanması anlamına geldiğini artık herkes biliyor.

Bu aşamada, silahların bırakılması, silahların anlaşmada tespit edilmiş makam ve mercilere teslim edilmesi birinci kısımdır.

PKK’nın silahlarını teslim edeceği merci büyük ihtimalle, belki iç ve dış gözetimin de yer almasıyla, büyük olasılıkla Kuzey Irak Kürdistan Yönetimi olacaktır.

Bu teslimde bazı sorunlar çıkabilir, silahını teslim etmeyen de olabilir, sağa sola gömerek saklamaya çalışan da olabilir. Ama bunların hiç bir önemi yoktur, bunlar artık asla takılmaya gerek olmayan ayrıntılardır.

Bu aşamanın ayrıntıdan daha fazla olan kısmı, insanlarla ilgili olan kısmıdır. Şu anda Kuzey Irak’ta veya başka ülkelerde bulunanlardan hangilerinin bir soruşturmaya uğramadan evlerine döneceği belirlenmiş olmalıdır. PKK yöneticilerinden bazılarının da Türkiye’ye dönmek istediği ve “pişmanlık yasası” adıyla bilinen yasal imkanlardan faydalanmak istediklerine ilişkin bilgiler gelmektedir.

Abdullah Öcalan’ın silahların bırakılması çağrısı ve talimatıyla birlikte Hükümet tarafından da aynı şekilde bir açıklama gelmesi, silahların bırakılma kararının siyasi iktidar tarafından da teyit edilmesinin de söz konusu olduğu öğrenilmektedir.

Öcalan’ın silahlı mücadele döneminin kesin olarak sona erdiği açıklamasının Nevruz’u beklemeden daha yakın günlerde yapılması kuşkusuz yaklaşan genel seçimlerle de ilgilidir.

Barış sürecine karşı olan, her olumlu gelişmeye taş koymak için uğraşan siyasi kuvvetlerin, CHP’nin, Gülen Cemaati’nin ve geleneksel devletçi reflekslerle hareket edenlerin korktuğu noktaya böylece gelinmiş olacaktır.

Neredeyse yüz yıldır süren, en sıcak döneminin de geçen otuz yılda yaşandığı bir savaşın sona erdirilme başarısı AKP’nin, Tayyip Erdoğan’ındır.

Bu tarihi başarı üzerine konuşurken Abdullah Öcalan ismi de hiç tartışmasız, farklı bir noktada olacaktır.

HDP’nin seçim kampanyasını “barışı biz getirdik, demokrasiyi de biz getireceğiz” diye yürütmesinin sakıncası olması bir yana, demokratik süreçlerin geleceğine kuvvet veren bir siyaset olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Sertleşme mi normalleşme mi?
  2. 9 Temmuz, sonra 15 Temmuz, sonra da seçim mi?
  3. Yürüyüşün son gününden sonrası
  4. Şaşıracak bir şey yok, beklenen oldu
  5. Anlaşılan ekonomiden herkes memnun
  6. Negatif enerjiden kurtulmak
  7. Bundan sonra seçim hazırlığı
  8. Nazi krizinin devamı
  9. Yüz yıl önceki Kürdistan vaadi
  10. Bu yürüyüşün bir finali olacak

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.