Önce partili başkan
.
Ak Parti’nin anayasa stratejisi daha net olarak ortaya çıkmaya başladı. Tatil sonrası öncelikli hamle “partili cumhurbaşkanı” üzerine kurulacak.
Bu strateji ile anayasa değişikliği üç aşamaya bölünmüş oluyor. Önce “partili cumhurbaşkanı”, sonra “başkanlık sistemi”, en sonda da anayasanın diğer maddeleri halkın önüne getirilecek.
Bu süreçte, ilk iki aşamanın gerçekleşmesi asıl zorluk alanı olacak, üçüncü aşamada ise yeni anayasa tamamlanacak.
Fiilen başkanlık sisteminin içinde bulunduğumuza göre “partili cumhurbaşkanı” yerine “partili başkan” demekte bir sakınca bulunmuyor.
Bugünkü Meclis yapısından “partili başkan” kararının çıkabilmesi hala kolay değil.
Dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliğine CHP’lilerin destek olması, buna da destek olacakları anlamına tabii ki gelmiyor.
Bu durumda önce “partili başkan” olabilmesi yani anayasanın, cumhurbaşkanının nitelik, görev ve sorumluluklarını belirleyen maddelerinin değişmesi için MHP’den destek gelmesi zorunludur.
Eğer beklendiği gibi, MHP yönetiminin değişmesi üzerine bu partide bir bölünme gerçekleşir ve dışarıda kalan milletvekilleri AK Parti’nin yanında yer alırsa değişikliği referanduma götürecek çoğunluk sağlanabilir.
Halktan “partili başkan”a onay çıkması da zor değil. Çünkü aslında herkes biliyor ki cumhurbaşkanları her zaman bir siyasi partiye yakın olmuşlardır.
Tarafsız olduğu iddia edilen Sezer de açık seçik bir CHP taraftarıydı, her kararında da bunu göstermişti.
“Partili başkan”ın farkı, cumhurbaşkanı veya başkanın partisinin liderliğini devam ettirecek olmasıdır. Bu da fiili başkanlığın hukuken sağlamlaştırılması olur.
Partili başkan sistemine geçildiği zaman da, seçimin ilk turunda bütün siyasi parti liderleri aday olacak, ikinci turda ise ittifak mecburiyetleri ortaya çıkacaktır. Bu da, bu noktaya kadar Fransız sisteminin aynısıdır.
“Partili başkan” olduğu zaman da bir dönem daha “Ak Partili başkan” olacaktır. Peki ya sonra? Erdoğan’ın ikinci döneminden sonra tekrar eski sisteme mi dönülecektir? Bu sorular için erken olabilir ama yine de düşünmek ve sormak gerekiyor.