Meşru siyasetler
.
Siyasetle ilgili, birbirine zıt gibi görünen iki algı şekli, siyasetin alanını daraltmak için hep kullanıldı. Empoze edilen iki algıdan biri siyasetin “kötü” bir şey olduğu, ikincisi de siyasetin seçkinlere ait bir alan olarak kalması gerektiğiydi.
Siyaset ne kadar seçkinlerin elinde kalırsa, “çirkinleşme” ihtimali o kadar düşük olurdu. Dolayısıyla kimlerin siyaset yapma hakkına sahip olacağını da seçkinler belirleyecekti. Onların kontrolünden çıkan her alan “siyasetin kötüleşmesinin kanıtı” oluyor, bu yüzden de sık sık siyasete yukarıdan nizam vermek gerekiyordu.
Bu uç noktaya varıldığında “siyasiler siyaseti kendi çıkarları için kullandılar” kanaati piyasaya sürüldü.
Kim belirliyor?
Demokrasi yolunda alınan bunca maddi ve manevi mesafeye rağmen “meşru siyaset” kavramı üzerinden siyasi alanı daraltma eğilimleri her boşluktan sızıveriyor.
“Meşru” kavramı ortaya sürüldüğü zaman önce “meşru olmayan”ın tespiti gerekir.
Demokrasilerde “meşru olmayan” siyasetler sadece şiddet kullanan, şiddeti teşvik eden, her türlü ayrımcılıkla insanları birbirlerine karşı kin ve düşmanlığa yönlendiren siyasetlerdir.
Bunların dışındaki bütün siyasetler, bütün siyasi inançlar ve siyasi üsluplar meşrudur.
Türkiye’de kendilerini müesses nizamın temsilcisi olarak tayin etmiş olanlar, sürekli olarak kendi kafalarına göre meşruiyet çizgileri çekerek birilerini siyaset dışında tuttular.
O birileri bazen solcular oldu, bazen muhafazakârlar, hemen her zaman da etnik aidiyeti dolayısıyla “doğal şüpheli” durumunda olanlar.
Uçurumun kıyısı
Siyasi alanda her daralma ve daraltmanın, demokraside daralma anlamına geldiğini bu ülkede siyaset yapan, yapmak isteyen herkesin görmesi gerekiyor.
Siyasi alana uygulanan her daraltmada, toplumda ciddi sıkıntı birikimleri meydana gelmesini ve bu birikimlerin kuvvetli eller tarafından yönlendirilmesiyle, eskiden çok kullanılan deyimle, ikide bir “uçurumun kıyısına” gelme, getirilme tecrübesini defalarca yaşadık.
Aynı tecrübeyi bir daha yaşamamak için en geniş anlamda siyaset alanının; şiddet ve nefretsiz bütün meşru siyasetlere alanın tam açık olması gerektiğini artık öğrenmiş olmalıyız.
NOT: Biraz soluklanmak için kısa bir ara rica ediyoruz. Haftaya görüşmek üzere...