Kavganın bitiş tarihi
.
Gülen cemaatiyle ilgili her türlü yorum ve tahlilin önünde çok önemli bir güçlük var: Gülen’in kendisi ve Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Genel Sekreteri dışında cemaati kimin ve ne ölçüde temsil ettiğine, kimin görüş ve hamlesinin cemaate ait olduğuna dair soru işareti...
Bir siyasi parti veya açık bir sivil toplum örgütü olarak ortada olmadığı için, her icraatın, her hamlenin veya görüşün cemaati ne kadar bağladığı sorusu sık sık ortada kalabiliyor.
Hüseyin Gülerce, Zaman Gazetesi yazarı olarak, gazetenin eski yöneticisi ve Fethullah Gülen ile doğrudan ilişkili olduğu bilindiği için cemaatin sözcülerinden sayılıyor. Gülerce AKP - cemaat savaşında bazen önde tavırlar almasına rağmen, çatışmanın büyüdüğü andan itibaren daha çok itidal ve uzlaşma yolları arama önerileriyle dikkat çekti. Son olarak da “kavganın biteceği tarihi” yazdı. Ona göre kavga cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte sona erecek.
Fethullah Gülen de son açıklamalarından birinde, MİT Müsteşarı’nın ifadesinin alınmasını konusuna girdi ve ifadenin terörle ilgili faaliyetler hakkında olduğunu söyledi.
Bu iki sözü bir araya getirdiğimizde, çatışmanın başlangıcının MİT Müsteşarı’na dönük “yargısal” operasyon, final noktasının da cumhurbaşkanı seçimi olduğu bir çatışma alanı yaşandığını anlıyoruz.
Cemaatin nihai hedefi
Oslo’da PKK temsilcileriyle yapılan gizli görüşmelerle başlayan bir süreç söz konusudur ve ilk aşamanın kilit ismi MİT Müsteşarı Fidan’dır.
İlk hamle yapılırken ne düşünülmüş olursa olsun, cumhurbaşkanı seçimi de çatışmanın eksenlerinden birini oluşturmaktadır.
Bu da cemaatin, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili bir beklentisi olduğunu gösteriyor. Şu anda, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olmasına kesin gözüyle bakıldığına göre cemaatin iki hedefi olabilir.
Birincisi Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmemesi ve siyasi hayatının sona ermesidir. Bu durumda AKP’nin yeniden yapılanması, liderlik konusu en önemli gündem olacaktır.
Erdoğan cumhurbaşkanı seçilirse de bir anlamda günlük siyasetten uzaklaşmış olacağı için yine bir liderlik meselesi ve yeniden yapılanma söz konusu olacaktır.
Her iki ihtimalde de cemaat kavgayı durdurup, AKP’nin yeni liderliği ve yapılanmasında bir uzlaşma arayacaktır.
Görüldüğü kadarıyla cemaat olayı basitleştirmiştir, Erdoğan başbakanlıktan gittiğinde kavga bitecektir. AKP’nin yeni yapısında cemaatin durumunun ne olacağına ilişkin soruların hiçbirine şu anda cevap vermek mümkün değil; tek bilinen, cemaatin hedefinin uzlaşma olacağıdır.