Şampiy10
Magazin
Gündem

Kampanyaların çöküşü

.

ABONE OL
Vatan Haber

Ankara katliamıyla birlikte, siyasi partilerin seçim kampanyaları da çöktü.

Serbest siyasette seçim olur, seçimlerin büyük anlamı olur. Kampanyalar çökünce, siyasetin seçimin anlam ve önemiyle ilgili sözlerinin de bir ağırlığı kalmadı.

Siyasi yapının kendini toparlaması ve bu çöküntü halinden çıkması için hiçbir taraftan tek adım gelmiyor.

Başbakan Davutoğlu, ana muhalefet partisi genel başkanı Kılıçdaroğlu ile görüştü, sonra onun açıklamalarını eleştirdi. Bu da görüşmede herhangi bir adım için bir mutabakat olmadığının göstergesi oldu.

Başbakan Davutoğlu, zaten ilk gün “Şu anda Ak Parti hükümeti yok, seçim hükümeti var” sözüyle ülke yönetiminin halini ilan etmişti.

Siyaset sahnesinin bütün oyuncularının “bloke” edilmesini sağlayan katliamın faili olarak “dışarısı” aranıyor. Hangi “dışarısı” olursa olsun, bunun kuvvetli bir iç odak desteği olmaksızın mümkün olmadığının üzerinde Ak Parti de durmuyor, CHP de durmuyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğiyle ilgili bir kader seçiminin arifesinde siyasi yapının bütün kırılganlığının ortaya çıkmasının üzerinde durulmadığı sürece de siyasetin kendini toparlaması ihtimali zayıflamaktadır.

Ülkenin dörtte biri savaş alanına dönmüşken, ülkenin başkentinin göbeğinde bombalar yüz kişinin canını alırken siyasi irade, iradeler olayların peşinden sürüklenme haline çivilenmiştir.

Ülkeye, bütün halka en büyük travmalarını yaşatan örgüt olarak IŞİD daha kuvvetle işaret edilmektedir. Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç bombaları da açık olarak IŞİD’e mal edilmektedir.

Eğer ülkeyi yönetenler buna kesin olarak inanmışlarsa, “o zaman Suruç sonrasında IŞİD’e birkaç bomba attıktan sonra neden hemen PKK’ya döndünüz” sorusunun cevabını da vermek durumundadırlar. Bu katliamların IŞİD’in icraatı olduğunu söyleyenler, kendilerini bu sorunun cevabını vermekle yükümlü hale getirmektedirler.

Seçim kampanyasında IŞİD’i işaret edenlere halkın sorusu “madem biliyordunuz neden daha önce gerekenleri yapmadınız” olacaktır.

Ülkeye huzur ve barış vaat edenlere halkın sorusu “madem barış istiyordunuz barış süreçlerine neden destek değil köstek oldunuz” olacaktır.

Seçim kampanyaları çökmüştür, siyasetin tümü de barış ve huzuru nasıl sağlayacağını en başından anlatmak ve açıklamak zorundadır. Yaptıklarını da yapmadıklarını da.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Sertleşme mi normalleşme mi?
  2. 9 Temmuz, sonra 15 Temmuz, sonra da seçim mi?
  3. Yürüyüşün son gününden sonrası
  4. Şaşıracak bir şey yok, beklenen oldu
  5. Anlaşılan ekonomiden herkes memnun
  6. Negatif enerjiden kurtulmak
  7. Bundan sonra seçim hazırlığı
  8. Nazi krizinin devamı
  9. Yüz yıl önceki Kürdistan vaadi
  10. Bu yürüyüşün bir finali olacak

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.