İlgisizliğin anlamı
.
Başbakan, birkaç kez başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini söyledi. Böyle radikal bir siyasi ve idari sistem değişikliğine taraftar olduğunu da açıkça belirtti.
Bu açıklamalarının her birinin ardından birkaç AKP’liden daha “destek” açıklamaları geliyor, birkaç yorum yayınlanıyor, sonra da konu bir kenara alınıyor.
İktidar partisinin kuvvetli liderinin bu kadar açık tavır aldığı ve neredeyse “hayati” denilebilecek bir konu ortaya çıktığında toplumda ve siyasette bir karşılığının olması gerekir.
Ama olmuyor. Üniversiteler var, anayasa hukuku kürsüleri var, idare hukuku kürsüleri var, siyaset tarihçileri var; böyle bir değişiklik gündeme geldiğinde konuyu didik didik etmeleri beklenir.
Sivil toplum örgütleri var, hukukçu örgütleri var, barolar var. Bunların da konuyu enine boyuna tartışmaları beklenir. Kimse kımıldamıyor.
Son olarak Meclis komisyonuna AKP’li üyeler bir teklif getirdi, o teklif üzerine bile doğru dürüst bir tartışma yaşanmadı. Bunun anlamı, toplumda, sivil toplumda böyle bir değişiklik fikrinin bir yansıması olmamasıdır.
İlgisizliğin nedenlerinden biri, toplumun bütün kesimlerinin önceliğinde “asıl mesele”nin bütün ağırlığıyla varlığını sürdürmesi olabilir. Bu kadar radikal bir siyasi ve idari değişim ihtimalinin düşüklüğü de olabilir.
Şu andaki siyasi yapı bellidir ve bu yapıdan başkanlık sistemini de içeren bir anayasa çıkması gerçekten olağanüstü düşük bir ihtimaldir.
CHP’nin de, MHP’nin de, BDP’nin de parti olarak bu değişime destek vermeleri mümkün görülmüyor. Meclis aritmetiğinden, referandumsuz ya da referandumlu değişiklik için destek sağlanmasının tek “pratik” yolu “transfer”dir.
Ancak üç muhalefet partisinden üçer beşer vekil bir anda “aslında AKP’ye daha yakın olduklarının farkına varır“ ve parti değiştirirse gerekli sayıya ulaşılabilir. Böyle bir çözüm de AKP’nin ve bütün siyasi yapının itibarının sıfırlanması olacağına göre AKP’nin böyle bir zorlamaya gitmesi de son derece düşük ihtimaldir.
Bunlardan çıkacak bir tek sonuç var: AKP başkanlık sistemi meselesini gündeme getirmez ve medeni bir anayasa öncelik verirse toplumun beklentilerine de cevap vermiş olur.
Yerel seçimlerin erkene alınması gibi görece basit bir konunun Meclis’te çözülememiş olması herhalde AKP kurmaylarına “gerçek durum”u da göstermiştir.