HDP’ye akıllar
.
Bir yerde bir ışık oldu mu, akıl verme koşturması başlar. Bu ara HDP’ye de dört bir yandan sürekli akıl taşınıyor.
Son akıllardan biri de, seçim sonrası ola ki bir koalisyon ihtimali doğar, HDP’nin Ak Parti ile kesinlikle koalisyona girmeyeceğine ilişkin taahhüt vermesi üzerine.
Bugün koalisyondan konuşmak, Demirel’in çok kullandığı deyimle “doğmamış çocuğa don biçmek” halidir.
Ak Parti’nin tek başına iktidar olmama ihtimali için sadece “sıfır” denebilir. En taraflı araştırmalarda bile Ak Parti tek başına iktidar görünmektedir.
Ak Parti için soru, bir önceki genel seçime göre yüzde 50’ye ulaşıp ulaşamayacağı, Meclis’te rahat bir çoğunluk sağlayıp sağlayamayacağı sorularıdır.
Seçim ertesinde de Türkiye’nin birinci meselesi, ekonomiyi şimdilik bir kenara bırakırsak, medeni anayasa yapmaktır ve bu anayasanın nasıl yapılacağını da Ak Parti’nin seçim performansı belirleyecektir.
Velev ki bir koalisyon ihtimali doğsa, bu koalisyonun parçası olma ihtimali CHP için sıfırdır. Ak Parti de koalisyon ortağı olarak ya MHP’yi ya HDP’yi seçecektir.
Eğer HDP kendine verilen akıllara uyarsa tek ihtimal olarak Ak Parti ile MHP’nin koalisyonu kalmaktadır.
Ak Parti ile MHP, gerek yeni anayasa gerekse barış süreci konusunda birbirine oldukça uzaktırlar.
Aslında seçim kampanyası süresince ne söylenirse söylensin hem yeni anayasa konusunda, hem barış süreci konusunda, hatta başkanlık sistemi konusunda birbirine en yakın iki parti Ak Parti ile HDP’dir.
Ak Parti tekrar tek başına iktidar olması halinde hem yeni anayasa hem barış süreci hem başkanlık sistemi için dışarıdan destek almak isteyecektir.
HDP, barajı aşması, umduğu gibi birkaç puan daha yukarı çıkması durumunda fiili ana muhalefet partisi olacaktır.
Ama ana muhalefet partisi olmak, CHP’nin alıştırdığı gibi her şeye hayır diyen, her olumlu gelişmeye sırt çeviren bir anlayışta olmak mecburiyeti getirmez.
HDP, Türkiye partisi olurken, yeni bir siyaset anlayışının da gelişmesine katkıda bulunabilecek bir siyasi parti olma potansiyelini gösterme iradesiyle birlikte yeni konumunu sağlamlaştırabilir.
Seçim kampanyası sırasında söylenenlerin bir çoğunu silmek de 7 Haziran akşamının ilk işi olursa seçmen çoğunluğunun ilk beklentisine cevap verilmiş olunur.