HDP’nin eski ve yeni sıkıntıları
.
Eş genel başkan Demirtaş’ın “HDP’deki Erdoğan severleri tasfiye ettik” demesiyle uykudaki kriz su yüzüne çıktı.
Haziran seçimi öncesinde, Demirtaş’ın kampanyanın temelini “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganı üzerine kurmasının yarattığı rahatsızlık su yüzüne çıkmamıştı.
Kürt siyasetinin bir önceki kuşağı sayılabilecek olan, 80’leri 90’ları yakından yaşamış olanlar Ak Parti ve Erdoğan ile ilgili siyasi bakışının yenilerden farklı olmasının nedenleri belli.
80’leri ve 90’ları yaşamış Kürtler için 2009’da başlayan ve doğrudan görüşmelerle ilerleyen barış süreci kuşkusuz çok önemlidir.
Kürtçenin yasak dil olmaktan çıkması, Kürtçe isimlerin serbestçe kullanılması, Kürtçe yayınlara özgürlük gelmesi ve siyaset alanının açılması bütün Kürtler için değerli kazanımlar oldu.
Çözüm süreci veya barış sürecini başlatan Tayyip Erdoğan’a Kürtlerin bakışı da bütün demokratik gelişmelerle oluştu ve 2011 seçimini belirledi.
Gezi ile başlayan süreçte, Tayyip Erdoğan karşıtı ittifak içinde HDP’nin yer alması ve ana siyasi çizgisini bu noktada oluşturması aslında HDP içinde tartışılarak benimsenmiş bir siyaset değildi.
Ak Parti ve Erdoğan gerçek bir Kürt açılımı başlatıp belli bir noktaya getirmiştir. Bu hatta yer alan başka bir siyasi kuvvet de yoktur, CHP’nin de MHP’nin de Gülen cemaatinin de bu süreçteki icraatı sürekli engelleme yönünde olmuştur.
Kürt siyasetinin bu görecek tecrübesi, siyasi mücadele tecrübesi ve gerçekçi siyasetler oluşturma imkanları vardır.
Haziranda HDP’ye yönelen seçmenin ana talebinin ne olduğunu, bu seçmenin kasımda HDP’den ayrılmasıyla da ortaya çıkmıştır.
HDP, savaşın başlamasıyla birlikte kenarda kalmış ve ana inisiyatifleri silaha terk etmiş bir görüntü vermektedir.
Abdullah Öcalan’ın da sürecin dışına çıkarılmasıyla birlikte şu anda Kürt tarafında ana oyuncu olarak Kandil ve silahlı siyaset taraftarları kalmıştır.
HDP’nin siyasi süreçlerin dışında kalması, olayların peşinde sürüklenme konumundan çıkamamasının sonucu sadece ibrenin sürekli silah tarafında kalması olacaktır.
HDP mevcut durumu “Erdoğan severler sevmeyenler” tartışmasının tıkızlığı içinde gördüğü serece de kendisini biraz daha devre dışına iter.