Genç ölümler üzerinden ‘daha çok ölüm’ siyasetleri
.
Suruç’ta gençler öldü. İnsani duyarlıkları olan, zor durumdaki insanlara yardım etmek isteyen sosyalist gençler öldü.
Ülkenin dört bir yanından gelen, kendileriyle aynı duyarlıklara sahip genç misafirlerini ağırlayan Suruçlu gençler öldü.
Onları öldüren bombayı da bir genç insan patlattı. O insanları yaşatarak değil, dava uğruna çok insan öldürerek cennete gideceğine inanmış bir genç insandı.
Bunlar yetmedi, iki başka genç insan daha, iki polis memuru da kafalarına kurşun sıkılarak öldürüldü.
Bu topraklara birileri tekrar kanlı, ızdıraplı, mutsuz bir gelecek çiziyor, çizmek için uğraşıyor. Bu gelecek herkese, bu topraklarda yaşayan herkese daha çok kan, daha çok acı vaat ediyor.
Suruç katliamı ile HDP’nin Diyarbakır mitingine bombalı saldırı arasında bir bağlantı kurulması kuşkuları, tahminleri doğruluyor. Türkiye kanlı bir ortama çekilirken bu, Kürt meselesi, Kürtler üzerinden yapılmaya çalışılmaktadır.
Kürtlerin silah bırakmasının önlenmesi, hatta silahlı eylemlerin başlaması ve artması en düz hesap olarak ortadadır. Nitekim hesabın ilk aşaması tutmuş, önce bir asker, sonra da iki polis memuru öldürülmüştür.
Kurulan oyunda Kürtler odak noktası olarak seçilmişse Kürt siyaseti de bunun farkındaysa ve buna rağmen oyuna geliniyorsa, bunun makul bir açıklaması olamaz.
Bunun karşısında, diğer siyasetlerin de öfke ve duygu tırmanışlarının üzerine giderek Kürt siyasetini yanlış yapmaya zorlamak ve buradan bir siyasi avantaj sağlamak çabaları da ancak “daha çok kan” siyasetlerinin ekmeğine su taşır.
Radikal İslam kökenli terör Türkiye’nin Yahudi vatandaşlarını hedef aldığı zaman, hedefin Türkiye değil Yahudiler olduğuna insanları ikna etmeye çalışanlar çok olmuştu.
Suruç katliamı üzerine yine hedefin Türkiye değil, Kürtler olduğuna ve Türkleri ilgilendirmediğine doğrudan ya da dolaylı destek verenler yine ortaya çıktı.
Bunlar da daha çok ölümle beslenen cinsin parçalarından başka bir şey değillerdir ve kanla beslenmenin hesabını da vereceklerdir.
Suruç katliamı bütün Türkiye’ye kurulmuş bir tuzaktır. Muhtelif “ama”larla bunu gizlemeye çalışanlar da operasyonun örgütlü veya gönüllü unsurlarıdır.