Eylül sıkıntısı
.
Gezi benzeri bir kitlesel hareket hazırlığı zihinleri epeyce meşgul ediyor. Bu hareketin hedefinin de yine AKP hükümetini sarsmak, yanlış yapmaya zorlamak olduğu anlatılıyor. Böyle bir hareketin maddi temeli var mıdır, sorusunun cevabını vermeye çalışanların ortaya getirdikleri tepki unsurları ise sadece “laflar”dır.
Ama bir “eylül sıkıntısı” da var ve bu sıkıntı da ancak siyasi iradenin icraatlarıyla giderilebilir.
Sıkıntının, fazla sözü edilmeyen tarafında, barış sürecinin tıkanması endişesi bulunduğunu görmek gerekiyor.
Bu endişenin gerçek kaynağı sürecin adeta “sahipsiz” kaldığı gibi bir havanın yaygınlaşmasıdır.
Sürecin “sahipleri” ülkeyi doksan yıldır zehirleyen hastalığın adının artık açıkça konulmuş olmasına ve çözüm için siyasi iradeye açık destek vermiş olan asıl büyük kitledir.
Barış süreci etrafında toplanan siyasi ve toplumsal yapılardaki soru işaretleri çoğalırsa, “eylül sıkıntısı”nın “laflar”ın yanında gerçek bir temeli de ortaya çıkar ve sıkıntının adı bu kez “kriz” olur.
İlacı ‘demokrasi paketi’
Sıkıntının ilacı hâlâ ve kesinlikle “demokrasi paketi” olarak “masada” duruyor.
“Eylül sıkıntısı”nı laf üzerinden besleyenlerin faaliyetlerinin gerekçelerini yok edecek olan da aynı ilaç, dünyada Ankara’ya dönük soru işaretlerini giderecek olan da aynı ilaç.
Mısır ve Suriye krizleri de, demokrasi hamlelerinin ertelenmesine gerekçe olarak görülmemelidir. Tam tersine, bu hamleler, Ankara’nın çevresindeki bütün sorunlarda daha etkili olmasını sağlayacak temel dayanaklar olarak görülmelidir.
“Demokrasi paketi”ni masada tutmak için sudan bahaneler üretmeye meraklı bir “müesses nizam” refleksi giderek daha fazla kendini gösteriyor.
Bu refleksin ucunda, Suriye’deki muhtemel gelişmelerin bahane edilmesi de var ve dile getirilmeye de başlandı.
“Demokrasi paketi” ne kadar çabuk masadan inerse “eylül sıkıntısı”nın yerine “eylül baharı” o kadar çabuk gelir.
Meclis erken toplanır, “demokrasi paketi” makaslanmadan ortaya çıkarsa, “rota” tekrar yerine oturur.
Bunları safça temenniler gibi görenler olabilir ama, siyasi iradenin rota ayarı ihtiyacına bir uyarı olarak görenlerin harekete geçmesidir asıl önemli olan.