Erdoğan’ın kabinesiyle devam
.
Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı kabine yorumcuları yanıltmadı, Davutoğlu esas olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son kabinesiyle devam edecek.
Yeni bakanlar açıklanmadan önce iki pozisyon daha çok tartışma konusu olmuştu. Bunlardan biri ekonomi yönetimi diğeri dışişleriydi.
Ekonomi yönetiminin birinci ismi Ali Babacan da “üç dönem kuralı”na takılıyor. Milletvekilliği on ay sonra sona erecek olan Babacan’ın faiz politikasında Erdoğan’dan farklı düşündüğü biliniyordu. Babacan’ın Erdoğan sonrasına ilişkin olarak da Abdullah Gül’ün öne çıkmasından yana olduğu kulislerde çok konuşulmuştu.
Bu yüzden Ali Babacan’ın yerini koruyup korumayacağı AKP içinde de, dışında da, iş ve ekonomi çevrelerinde de önemli bir merak konusuydu.
Babacan ve ekonomi yönetiminin tümünün yeni hükümette yerlerini aynen korumaları, ekonomi politikalarında herhangi bir değişiklik olmayacağının “güvencesi” olarak alındı. Burada Babacan’ın isminin, uluslararası piyasalarda da bir “güven” unsuru olarak anıldığını hatırlatabiliriz.
Ana çatı korundu
Dışişişleri Bakanlığına, Avrupa ile ilişkilerde önemli tecrübe sahibi bir ismin, Mevlüt Çavuşoğlu’nun gelmesi de, dışişleri kökenli Volkan Bozkır’ın Avrupa bakanı olması da, Avrupa Birliği konusunun yeni dönemde yukarda bir gündem maddesi olacağının işaretleri olarak görülebilir.
Hükümete ilk kez giren Yalçın Akdoğan’ın da Beşir Atalay’ın yerine barış sürecinin sorumluluğunu alacağı anlaşılmaktadır. Akdoğan gazeteci kökenlidir, biri müstear isimle iki gazetede köşe yazmaktadır. Herhalde bu yazılarına devam etmeyecektir ama, belirtmek gerekir ki meseleye yakın çevrelerde konuya hakim olduğu algısı vardır.
Davutoğlu, Erdoğan’ın son kabinesinin ana çatısını koruyarak temel politikalarda temel politikalarda devamlılık güvencesi verirken önümüzdeki seçime hangi platformda gidileceğini de anlatmış olmaktadır.
Yeni hükümetle birlikte, önümüzdeki hafta CHP kongresinin ardından seçim “sath-ı mail”ine kaçınılmaz olarak girmiş olacağız.
Bu süreçteki bir önemli unsur da, Abdullah Öcalan’ın 1 Eylül’de yapacağı konuşma olacaktır.
Bundan sonra da hep birlikte halkın önüne çıkılacaktır.